'Bak güzelim. Ben onunla öpüşmedim'
"O zaman bu siktiğimin resmi ne söyler misin? Sizin sınıfta çekilmiş tüm sınıf gruplarına yönlendirilmiş ve komik olanda ne biliyor musun? Siwon söylemese haberim olamayacaktı bile"
'Siwon mu? O yine mi burdaydı? Ne söyledi? sana ne yaptı?"
Sinirle telefonumu çekip alarak masaya sertçe vurmuştum.
"Konumuz Siwon değil anlıyorsun değil mi? Bana gördüğüm resmi açıklayacak mısın ?"
'Marita bak o biranda bana seslendi ben döndüğümdeyse düşüyor gibiydi ve ben kollarından tuttum o sırada beni öptü'
"Haa yani o seni öptü"
'Evet öyle bak gerçekten bu resimlerde çok kötü duruyor ama gerçekten ben öyle birşey yapmadım. Ben seni seviyorum bir başkasını neden öpeyim? Hatta Taehyung ordaydı ona da sorbailirsin'
"Tabiki seni savunacak sen onun arkadaşısın"
Yüz ifadesi anında değişmiş ve kaşlarını çatmaya başlamıştı. Onun da yüzünü sinirli bir ifade sarmıştı.
'Sen bana inanmıyorsun değil mi? Şuan açık açık Taehyung'un bana dostum olduğu için sahte şahitlik yapacağını söylüyorsun ve bana inanmıyorsun. Gerçekten o kızla öpüştüğümü düşünüyorsun'
Ahhh şu şeyi tekrar tekrar söylemese olmazdı sanki daha çok kızıyordum.
"O zaman bana neden söylemedin haaa? Sana sormazsam bu resmi göstermezsem bana hiç söylemeyecek miydin? Benden saklayacak mıydın bu durumu?"
Yüz ifadesi biraz yumuşamış gibi bana bakmaya başlamıştı ama ben hala sinirli ve kızgındım.
'Bak çok haklısın sana söylemem gerekirdi ama ben telefonda söyleyemedim'
Telefonumu çantamın içine yerleştirerek çantamı sakin davranarak masadan aldım.
"O resim ve o kızın seni öpmüş olması gerçeği zihnimden silinmiyor. Gerçekten çok sinirli ve kötü hissediyorum. Bana söylememiş olman daha da sinirlenmeme sebep oluyor. Şimdi lütfen bana izin ver olur mu? Bir süre sakin kalmam gerek"
Kolumdan tutarak beni engellemişti gerçekten bu herşeyi daha da zorlaştırıyordu. Suçsuz olsa bile yüzüne bakınca o lanet kızın onu öpmüş olması aklıma geliyor ve deliriyordum.
'Lütfen Marita buna izin veremem. Benim öyle bir şey yapmayacağımı biliyorsun. ben seni seviyorum'
"Tamam tamam biliyorum, inanıyorum ama anlamıyorsun. Sadece kendimi kötü hissediyorum ve sakinleşmek istiyorum. Tamam mı? Sana baktığımda o resim ve o kızın seni öpmesi aklıma geliyor ve gerçekten... ahhh lütfen izin ver"
Bir şey söylemeden kolumu nazikçe bırakmıştı. Yere bıraktığım hediye paketini de alarak babamla geldiğimizde oturduğumuz arka bahçeye geçmiştim. Beyaz estetik heykellerin hemen yanındaki beyaza boyanmış banklardan birine oturarak kollarımı dizime yaslamış ve ellerimle yüzümü kapatmıştım.
Tek istediğim biraz olsun o resmi unutmak ve sakinleşmekti. Onun lanet dudaklarıyla Yoongiyi öptüğünü düşününce o kızı mahvetmek istiyordum. Aslında tüm sinirim onaydı. Yoongiye inanıyordum çünkü uzun süredir onu tanıyordum net biriydi ve beni sevmemiş olsaydı zaten benimle olmak istemezdi.
Böyle şeylerle uğraşacak oyun ve komplolar kuracak ya da para için bir şeyler yapacak biri değildi. Tamam kimseye çok güvenmemeliyiz ama bu konuda ona güveniyordum. Ama yinede onu öpmüş olması çok kötü hissettiriyordu.
Ağlamaya başladığımda hemen ağzımı kapatarak başımı dizlerime yaslamıştım. Ahh sakin olmalısın bu gün bir doğum günü partisindesin ve sen ağlıyorsun. Ayağa kalkarak gözyaşlarımı hemen silmiştim. Tamam herşey yolunda Marita. Kendine gel.
Aynada makyajımı kontrol ederken birilerinin geldiğini anladığım için aynamı çantama koyarak hemen doğrulmuştum.
+Merhaba her şey yolunda mı?
Tamamen bembeyaz giyinmiş biri bana doğru bakıyordu. Çocuğun kim olduğunu bilmiyordum ama sanırım sorusunu cevaplamam gerekiyordu.
"Evet... yani iyiyim herşey yolunda"
+Tamam o zaman neden burda yalnız başına oturuyorsun? Bildiğim kadarıyla buraya bir doğumgünü partisi için geldiniz değil mi?
"Şey evet. Ben sadece biraz kötü hissetmiştim o yüzden yalnız kalmak istedim"
Bir kaç adım daha yaklaşarak yanıma varmışdı.
+Oturabilir miyin?
"Tabiki"
Oturarak ellerini yavaşça dizlerine yerleştirmişti.
-Kötü hissetmeniz normal bencede partiler çok sıkıcı.
Aslında kötü hissetmemin nedeni bu değildi ama bu söylediğine de hak veriyordum.
-Bende annemlere yapmayalım dedim ama dinlemiyorlar işte
"Bir dakika sen müdüre hanımın oğlusun yani. Minhyuk"
-Doğru ya kendimi hiç tanıtmadım. Çok özür dilerim ben Minhyuk
Elini uzatarak kocaman gülümsediğinde bende elini sıkarak kendi ismimi söylemiştim.
"Bu arada bu hediye sizin için doğum gününüz kutlu olsun. Bay Sang sizin için almış"
-Ahh sende bay Sang'ın kızısın değil mi?
(Yah kızın babasının ismini unuttum sanm mıydı? Ajsklsşwşs)
"Evet aynen öyle"
Hediye paketini alarak dizlerinin üzerine bırakmıştı.
-Oldukça büyük bir hediyeymiş gerçekten teşekkürler. Ayrıca çok hoş tesadüf oldu ama maalesef benim artık gitmem gerekiyor.
"Tabiki~ tanıştığımıza memnun oldum"
-Bence burda sizde yalnız oturmayın hava da iyice karardı ve soğudu.
"Tamam teşekkürler"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Different Worlds /Farklı dünyalar |MYG|
FanfictionDudaklarımı kanlı dudaklarına bastırdığımda gözlerindeki ifadeyi hiç bir zaman unutmayacağımı biliyordum. Büyük ihtimal o da bu öpücüğü asla unutamayacaktı. Gözlerimi kapattım ve o bakışları sonsuza kadar zihnime kazıdım İki farklı karakterin kendi...