Ormanlık bir alana girdiğimizde aklıma garip garip şeyler geliyordu acaba doğum günü hediyesi o şeyi mi kastediyordu? Yani benimle sevişmek mi?
Yok hayır öyle birşey değildir. O zaman neden ormanlık bir alana giriş yapıyorduk. Tamam sakin Marita mantıklı düşün.
Bacağımın üzerindeki eli sonunda hareket ettiğinde elini kaldıracağını sanmıştım ama parmaklarını oynatarak bacağımı sıkmıştı. Ne yapıyorsun Min Yoongi?
Hemen ardından eliyle patpatlayarak sonunda çekmişti.
'İşte vardık'
Vardık dediği yerde ağaçlardan başka birşey yoktu. Kemerini açarak bana doğru döndüğünde sakinmiş gibi davranarak ona dönmüştüm.
'Açamadın mı? Yardım edeyim mi?"
"Ahh hayır hallederim ben hemen. Sadece geldiğimiz yere bakıyordum"
Kemerimi açarak hemen arabadan inmiştim.
'Aslında biraz ilerlememiz gerek. Gideceğimiz yere arabayla ulaşmak imkansız. Araba bizi burda bekleyecek'
"Peki~"
Anında yanıma gelerek kolunu belime sarmış ve sıkıca elimden tutmuştu.
'Buralar biraz kaygan dikkatli ol sakın düşme'
Zaten o kadar sıkı tutuyorduki düşmem imkansızdı.
"Tamam dülişmem asla"
Minik adımlarla patika boyunca ilerlemeye devam etmiştik. Etrafta görünürde bir şey yoktu sadece ağaçlar. Sonunda önümüzde boşluk bi alan görmüştüm.
Biraz daha ilerlediğimizde gördüğüm şeyle hemen yanımda duran Yoongiye bakmıştım.
"Sen nasıl?...."
O an anılar tekrar aklımda canlanmıştı.
'Soğuk bir rüzgar esiyor, sadece bir tane kocaman bir ağaç var ve o güneşin önünü kesiyor. Tepenin hemen aşağısında masmavi bir deniz var. Ve soğuk rüzgardan dolayı dalgalar yükseğe sıçrıyor...
"Peki sen nerdesin?"
'Ağacın hemen altında uzanıyorum. gözlerim kapalı denizin dalgalarının kıyıya çarparak oluşturduğu sesi dinliyorum. Sense elimi tutarak yanımda oturuyorsun'
Burası asansörde mahsur kaldığımızda bana anlattığı yerin aynısıydı ama böyle bir yeri nasıl bulmuştu.
'Hayalimdeki o yerde ikimizde vardık. Ve o yeri gerçekten bulup seninle gelmek istedim. O gün sana sarıldığımda nedenini bilemesemde çok huzurlu hissetmiştim ve şimdi tekrar o günkü gibi seninle bir süre burda oturup manzarayı izleyelim istiyorum. Sen de ister mısin?'
"Tabiki ben böyle bir şey beklemiyordum. Burası çok güzel"
Herşey aynıydı. Uçurum, denizin deli dalgaları, tek ve yalnız büyük ağaç bile aynıydı.
Elimden tutarak bana doğru dönmüş ve elimi bırakmadan geri geri bir kaç adım giderek çimenlerin üzerine oturmuştu. Sırtını yaşlı ağaca yaslayarak gelmem için beklemişti.
Ben hala manzaraya büyülenmiş bakarken eliyle yanına çimene vurarak oturmam için tekrar gözlerime bakmıştı.
Gülümseyerek oturmak için hamle yaptığımda belimden tutup çekerek bacaklarının üzerine oturtmuştu.
'Böyle daha iyi'
Bir şey konuşmadan sesizce ikimizde birbirimize bakıyorduk. Ben beni büyülenmiş, tutkuyla izleyen bakışlarında kaybolmuştum. Biraz yaklaşarak kollarımı vücuduna sararak başımı göğsüne yasladım.
Böylesi çok daha güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Different Worlds /Farklı dünyalar |MYG|
FanficDudaklarımı kanlı dudaklarına bastırdığımda gözlerindeki ifadeyi hiç bir zaman unutmayacağımı biliyordum. Büyük ihtimal o da bu öpücüğü asla unutamayacaktı. Gözlerimi kapattım ve o bakışları sonsuza kadar zihnime kazıdım İki farklı karakterin kendi...