Dudaklarımı kanlı dudaklarına bastırdığımda gözlerindeki ifadeyi hiç bir zaman unutmayacağımı biliyordum. Büyük ihtimal o da bu öpücüğü asla unutamayacaktı. Gözlerimi kapattım ve o bakışları sonsuza kadar zihnime kazıdım
İki farklı karakterin kendi...
Biraz daha yaklaştığımızda Minhyuk'un önünde sarhoş birinin durduğunu ve bağırarak ona birşeyler söylediğini gördük. Yoongi biraz öne giderek beni arkasına almıştı.
Çocuk o kadar sarhoştu ki Minhyuk'a ne dediği bile belli olmuyordu. Ama sanırım Minhyuk neden bahsettiğini anlıyordu çünkü eliyle diğerlerine işaret ederek karışmamalarını söylüyordu.
Çocuk en sonunda konuşmaktan yorularak yere çöktüğünde rahatlamıştık. Minhyuk bir kaç adım yaklaşarak kalkması için elini uzattığında çocuğun biranda bıçak çekmesiyle etraftaki herkes geri çekilmişti.
M-Dostum sakin ol. Böyle şeylere gerek yok. Hadi konuşarak çözelim ne dersin.
-Konuşarak çözmek mi? Şaka mı yapıyorsun? Sen benim sevdiğim kişiyi benden aldın.
Bağırarak ve ağlayarak söylediği onca şeyden sadece bu sefer dedikleri net anlaşılmıştı.
M-Hiç bir şey düşündüğün gibi değil Kangjun. Benim kimseyi aldığım yok. Birini kendime zorla aşık edemem. Ki öyle bir durum bile yok.
-Edebilirsin... Yalan söyleme o senin gibi birine aşık olacak bir kız değildi. Söylesene neyle büyüledin onu? Sahip olduğun bu lüks hayatınla mı? Seni seçti çünkü ona rahat bir hayat sunacağına ikna ettin onu değil mi?
M-Hayır öyle bir şey yok. Bak o elindekini bırak yanlış yapıyorsun.
Etraftaki herkes güvenliğe haber vermelerini söylüyordu ama sanırım Minhyuk çocuğun başının derde girmesini istemediği için karşı çıkıyordu. Belli ki tanışıyorlardı.
-Onu benden aldın.... Benim sevdiğim tek kişiydi bana değer veren tek kişiydi ve şimdi benimle konuşmuyor bile. Sen yaptın...hepsi senin yüzünden
M-Gerçekten hiçbir şey düşündüğün gibi değil.
-Öyle mi? O yüzden mi şuan kaçıp içeriye saklandı? Ne var biliyor musun ikinizde korkağın tekisiniz.
Minhyuk'a doğru ilerlediğinde Yoongi beni bırakarak biranda öne çıkarak çocuğun bileğinden yakalamıştı.
'Sakin ol. Sarhoşsun ve şuan yaptığın şey tüm hayatını mahveder. Sakin ol'
-Siz lüks hayat yaşayanlar ne anlar ki? Benim zaten hayatım mahvolmuş.
'Lüks hayatını sikeyim'
Bileğini döndürerek eline vurarak bıçağı yere düşürdüğü gibi ayağıyla bize doğru iteklemişti. Hemen bıçağı alarak arkama saklamıştım
Çocuk Yoongiye büyük bir öfkeyle bakarak bileğini elinden kurtarmışı.
-Beni durduramazsınız.
'Durman gerek. Sakin ol artık'
Çocuğa sarıldığında ben ne olduğunu anlamasamda çocuk gerçektende pes ederek ağlamaya başlamıştı.
Minhyuk da bir o kadar yıkılmış duruyordu. Gerçekten neyi vardı bu ikisinin?
M-Ne bakıyorsunuz herkes kendi masalarına geçsin.
Ayıplayarak bakan herkese kızarak Yoongiyle şuan ona sarılmış ağlayan çocuğun önüne geçerek bağırmıştı.
'Içeri geçmemiz mümkün mü? Ona ayılması için birşeyler verelim'
M-Tabi ki. Beni takip edin
Bende hemen peşlerinden gitmiştim. Az öncekinden farklı bir kapıdan içeri girdiğimizde arka kapıdan mutfağa geçtiğimizi anlamıştım.
Yoongi sandalyelerden birine oturtarak yanına geçmişti.
M-Onun nesi var? Her zaman sarhoş olurdu ama onu hiç bu şekilde görmemiştim. Bana bıçak çekecek kadar gözü dönmüş.
'Bilmiyorum belkide içkisine başka birşey katmışlardır'
"Nasıl bir şey?"
Bu sefer ben sorduğumda Yoongi çocuğun gömleğinim yakasını açarak 'uyuşturucu' diye mırıldanmıştı.
'Görünen o ki onun başının derde girmesini istemiyordun. Arkadaşın mı?'
M-Evet öyle.
İçeriye bir kız girdiğinde hemen Minhyuk'a ve sandalyede yarı baygın oturan isminin Kangjun olduğunu öğrendiğim çocuğa bakmıştı.
+O iyi mi?
'Sanırım bahsettiği kız sendin'
Yoonginin sorusu üzerine kız başını olumlu anlamda sallayarak yanımıza geçmişti.
M-Yine aynı şeyleri söyledi fakat bu sefer kendinde değil gibiydi. Size teşekkür ederim isminiz neydi.
'Yoongi'
Elini uzatarak Yoonginin elini sıkarak bana bakmıştı.
M-Bıçağı aldığın için sana da teşekkür ederim Marita. Onu ortadan kaldırmam gerek.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
