•31•

2.4K 236 103
                                    

İğrenç suratlı adam silahını masanın  üzerinden alıp ikimizede gülerek bakmış ve kahkaha atarak odadan çıkmıştı. Sikik herif.

Biz bu lanet yerden nasıl kurtulacaktık? Yoongi anlaşılan sakin durmayacaktı ve ona kötü bir şey yapmalarından korkuyordum. Zaten her vurduklarında içim acıyordu. Dudağının kenarı patlamış ve kanıyordu.

'Neden öyle bakıyorsun? Korkma bana bir şey yapamazlar'

Az önceden beri onu izlediğimin o da farkındaydı. Böyle söylemesi kolaydı ama ona her vurduklarında benim içim paramparça oluyordu.

İkimizde uzun süre kollarımızdaki ve ayaklarımızdaki zincirleri çekiştirerek belki onlardan bir şekilde kurtulabiliriz diye düşünmüştük ama hiçbir işe yaramamıştı. Çok sağlamdı.

Kapının açılmasıyla az önceki adamla beraber bir kaç kişi daha içeri girmişi ve hepsinin ellerinde sopalar vardı. Korkuyla Yoongiye baktığımda o daha çok endişeli gözüküyordu.

+Küçük oyununuz işe yaramadı... sen küçük hanım baban oyununuzu bozdu diyebiliriz. Kızıma dokunmayın dediği an zaten hanginizin onun çocuğu olduğu belli oldu.
Şimdi seninle olan yarım bir işimiz vardı küçük kahraman.
Siz ne yapacağınızı biliyorsunuz çocuklar sakın acımayın...

Adam bana bakarak yüzündeki iğrenç gülümsemeyle odadan çıkmıştı. Diğerleriyse ellerindeki sopalarla Yoonginin üzerine yürüyordu..

"Hayır, hayır ona dokunmayın"

Yanına gitmeye çalışsamda ne kadar uzanırsam uzanayım şu sikik zincirler  izin vermiyordu.

Yoongi'nin kollarını ve ayaklarını serbest bıraktıklarında biranda ayağa kalkarak karşısındaki kişiye tekme atmıştı ve adam kayarak benim yanıma kadar varmıştı.

Diğeri saldırmaya çalıştığında aynı şekilde ona da sert bir yumruk indirmişti. Anlaşılan dövüşte oldukça iyiydi ama onlar oldukça fazlaydı...

"Yoongi dikkat et!!!"

Arkasındaki adamı gördüğümde sesim çıkana kadar bağırmıştım ama maalesef Yoongi adamı durduramamıştı ve Yoongi'nin sırtına sopayla vurmuştu.

Yoongi dizlerinin üzerinde yere çöktüğünde tek yapabildiğim bağırarak  durmalarını söylemekti.

Yoongi başını yavaşça kaldırarak bana bakığında tekrar sırtından vurmuşlardı ve o an yüzüstü yere düşmüştü.

"Yoongii!!!! Ona vurmayı kesin aşağılık herifler"

İki kişi yanlarına geçerek kollarından tutup kaldırdığında diğeri eline sopayı alarak karşısına geçmişti.

"Hayır hayır lütfen... lütfen vurmayın lütfen"

Zincirleri çekiştirerek yetişmeye çalışsamda olmuyordu. Bileklerimdeki zincirler bileklerimi kanatmayı başarmıştı ama bu lanet şeylerden hala kurtulamıyordum.

Adam bana dönerek yüzündeki iğrenç tebessümle Yoonginin karnına sopayla vurduğunda Yoonginin nefesi kesilmiş gibi ifadesizce bana bakmıştı.

"Durun lütfenn...  ona vurmayın lütfennn"

Adam bu sefer elindeki sopayı  bırakarak çenesinden kaldırarak yüzüne yumruk atmıştı.

Sevdiğim adam resmen gözlerimin önünde acı çekerek ölecekti ve ben hiçbir şey yapamıyordum. Sadece bir kaç metre ötemde acı çekiyordu ama ben sadece burda ağlayabiliyordum..

"Lütfennn onu bırakın..."

Adam biranda durmuş ve arkasını dönerek benim yanıma gelmişti.

-Şuna bakın nasılda ağlıyor...

Kahkaha atarak arkadaşlarına döndüğünde onlarda aynı şekilde gülerek bana bakmışlardı.

-Demek ona vurmamızı istemiyorsun haaa...
Arkadaşlar duydunuz mu? Ona vurmamızı istemiyormuş...

...O zaman kurtar bakalım arkadaşını.

Cebinden çıkardığı anahtarla kollarımı ve ayaklarımı zincirlerden kurtardığında beklemeden anında ayağa kalktım. Yoongiye doğru koşacağım sırada saç diplerimdeki sızıyla duvarın diğer köşesine savrulmuştum. Beni kandırarak saçımdan tutup fırlatmıştı.

+Gördünüz mü? Nasılda yardım ediyor arkadaşına...

'Ona dokunmayın sikik herifler'

Yoongi zar zor nefes alarak bağırmıştı.

Tekrar ayağa kalktığımda bu sefer adamlardan biri Yoonginin arkasına geçerek boğmaya başlamıştı. Yoongi elleriyle kollarından tutarak kendinden uzaklaştırmaya çalışsada başarmamıştı.

Tekrar ona doğru koştuğumda pislik herif bu sefer kollarımdan tutarak engelledi.

"Bırak beni lütfenn. Bırak beni...

+Seni bırakmamı istiyorsun demek. Yani onu kurtaracaksın... duydun mu Minkii onu kurtaracak. Tamam bu sefer gerçekten bırakacağım.

Kollarımı serbest bırakarak karşıma geçmişti. Kesinlikle birşey isteyecekti buna emindim.

+Minki çocuğu boğmayı bırak yere bırak.

Adam dediğini yaptığında Yoongiyi bırakmasıyla yere yığılmıştı. Göğsü durmadan inip kalkıyordu. Ve yüzü, dudakları kan içindeydi.

+Onu vurmamızı istemiyorsan o zaman birşey yapman gerekecek.

Ben korkuyla beklediğimde kolumdan tutarak beniYoonginin yanına itmişti.

+Eğer yaşamasını istiyorsan onu öpersin.

Ben Yoongiye baktığımda başını olumsuz anlamda sallayarak gözlerini kapatmıştı.

+Tamam yapmıyorsan  sen bilirsin. Minki ayağa kaldır ve boğmaya devam et.

"Hayır hayır durun"

Yoongiye yaklaşarak yanına otırmuştum. Ona bir şey olsun istemiyordum o yüzden sanırım söylediği şeyi yapabilirdim.

'Sakın Marita... Onların zoruyla onlar istiyor diye bir şey yapma'

Konuşmasını bitirir bitirmez öksürmeye başladığında adam yaklaşarak boynundan tutmaya çalışmıştı.

+Bizi kandıracağını sanıyorsan yanılıyorsun.

Hemen elini iterek Yoonginin yüzünü avuçlarım arasına almıştım.

Gözleri yarı açık bir şekilde nefes almakta zorlanıyor gibi gözüküyordu.

Dudaklarımı kanlı dudaklarına bastırdığımda gözlerindeki ifadeyi hiç bir zaman unutmayacağımı biliyordum. Büyük ihtimal o da bu öpücüğü asla unutamayacaktı. Gözlerimi kapattım ve o bakışları sonsuza kadar zihnime kazıdım.

 Gözlerimi kapattım ve o bakışları sonsuza kadar zihnime kazıdım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Different Worlds /Farklı dünyalar |MYG|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin