Arkasındaki adam hamlemden sonra bir kaç adım geri gitmişti.
+Gerçekten yapacağını düşünmemiştim.
Yavaşça geri çekildiğimde Yoongi'nin gözleri kapanmıştı.
"Hayır hayır. Yoongi kendine gel.. lütfen bana bak"
+Sanırım burdaki işimiz bitti. Yazık oldu küçük hanım.
Hepsi sopalarını bırakarak odadan çıkacağı sırada kollarımı zincirden kurtaran adamın üzerine atlayarak yere düşürmüştüm.
Asıl amacım belindeki kemere bağlı anahtarı almaktı. Sert bir yumrukla beni kendisinden uzaklaştırsada ben isteğime ulaşmış ve anahtarı almıştım.
Hepsinin odadan çıkmasını bekleyerek Yoonginin yanına koşup başını dizlerime yatırdım.
"Yoongi lütfen kendine gel. Bana cevap ver"
'Sanırım iyiyim'
Zorlanarak gülümsediğini gördüğümde bende gülümseyerek hemen elimdeki anahtarları göstetmiştim.
"Burdan çıkmalıyız ayağa kalkabilir misin?"
Başını olumlu anlamda salladığında hemen kalkarak onunda kalkması için yardım ettim. Ayakta zor duruyordu ve canı çok fazla yanıyordu bunu biliyordum ama burdan şimdi çıkmazsak şansımız olmayacaktı.
Yerdeki sopalardan birini aldığımda Yoongi duvara tutınarak yürümeye çalışıyordu.
Yanına giderek kolundan tutup yürümesine yardım etmiştim.
Kapının önüne vardığımda anahtarların hepsini birer birer denemiştim.
"Lütfen biriniz şu lanet olası kapıyı açın"
Kapı biranda açıldığında sevinçle Yoongiye döndüm. Artık gidebilirdik
"Hadi gidelim"
Yanına geçerek koluna girip tekrar yardım etmiştim.
Sopayı diğer elimde sıkı sıkı tutarak karanlık kolidorla ilerlemeye başlamıştık.
Konuşmalar duyduğumda hemen duvarın arkasına saklanmıştım.
"3 dediğim anda koşacağız tamam mı? Eğer yanılmıyorsam sağdakı o kapı dışarı çıkıyor"
Yoongi karnını tutarak başını sallamıştı.
"Bir...iki...üç...
Kolundan tuttuğum anda ikimizde beraber koşmuştuk. Ve kapıdan çıktığımız an Yoongi duvara yaslanarak durmuştu. Oldukça yüksek ve rüzgarlı bir yerdeydik. Anlaşılan burası bizim kamp alanı için geldiğimiz yere yakındı.
'Git... ben seni geciktiriyorum'
"Olmaz ikimizde beraber gideceğiz. Şimdi kolunu omzuma at"
Dediğimi yapmadığı için kendim kolunu tutup boynuma sardım ve ağırlığını bana vermesini sağlayarak ilerledim. Tamam bana göre ağır olabilirdi ama onu asla burda bırakmazdım ne olursa olsun.
Biraz ilerlediğimizde arkamızdan geldiklerini farketmiştim. O yüzden düz yolla ilerlemeden sağa doğru uzanan minik patikayla ilerlemeye devam ettik.
Gördüğümüz şeyle ikimizde olduğumuz yerde durmuştuk. Artık kaçacak yerimiz kalmamıştı. Uçurumdaydık...
Arkaya döndüğümüzde adamlar bizi çoktan bulmuş peşimizden geliyordu.
+Sen küçük hanım eğer buraya gelirsen arkadaşını bırakacağız söz veriyoruz.
Yalan söylediklerini biliyordum. Az önce az kalsın onu öldüreceklerdi ve Yoongi zar zor ayakta duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Different Worlds /Farklı dünyalar |MYG|
FanfictionDudaklarımı kanlı dudaklarına bastırdığımda gözlerindeki ifadeyi hiç bir zaman unutmayacağımı biliyordum. Büyük ihtimal o da bu öpücüğü asla unutamayacaktı. Gözlerimi kapattım ve o bakışları sonsuza kadar zihnime kazıdım İki farklı karakterin kendi...