Yemek çubuklarını almıştım ama hala Yoongiyi izlemeye devam etmiştim.
"Afiyet olsun efendim"
-Afiyet olsun.
Yemekten daha çok Yoongiye baktığıma emindim. Bir insan kiyafetlerini yıkarken bile bu kadar havalı gözükür müydü? Üzerindeki beyaz tişörtten farksız olan bembeyaz teni sanki parlıyordu.
Ben bile o kadar beyaz değildim.
Yoongi biranda bize doğru baktığında hemen bakışlarımı kaçırarak önümdeki tabağa odaklanmıştım.
-Nasıl güzel mi?
"Evet çok güzel olmuşlar efendim"
- Marita, benden utanıyor musun? Çekinir gibi bir halin var.
"Şey aslında ben annemin yaptıkları yüzünden size karşı mahcup hissediyorum"
-Senin bir suçun yok ki bazen ebeveynler hatalar yapabilir. Bunun suçunu evlatlarına yükleyemeyiz güzel kızım.
Kızım mı? Bana kızım demişti. Bana şimdiye kadar kimse kızım dememişti. Annem bile bana hiçbir zaman kızım dememişti. İlk defa böyle bir şey duyduğum için duygulanmıştım? Belli etmemek için başımı eğerek sessizce yemeğe devam etmiştim.
-İyi misin Marita?
"Evet iyiyim. Ben sadece aklıma bir şey geldi o yüzden"
-Anlıyorum kızım. Sana bir şey saracağım.
Kendimi toparlayarak başımı kaldırıp yüzüne odaklanmıştım. Saygısızlık yapmak istemiyordum.
-Marita kızım bilirsin anneler bazen çoğu şeyi hisseder...
Bilmem öyle miydi? Aslında bilmiyordum çünkü annemle aramızda öyle bir bağ yoktu.
-Senden dürüst olmanı istiyorum. Sadece hissettiğim şeyde yanılıp yanılmadığımı öğrenmek ve emin olmak istiyorum.
"Peki efendim"
-Sen... Yoongiyi seviyor musun?
İşte Yoongiden sonra şimdide annesinden aynı soruyu duymak... Bu sefer cevaplamamak gibi bir şıkkım yoktu sanırım.
"Evet"
-Anlıyorum. Yani ona olan bakışlarından ve utanmandan bunu hissetmiştim. Peki ne zamandır onu seviyorsun?
"Aslında o beni tanımadan uzun zaman önce. Yani bir yıldan fazla bir zamandır onu seviyordum sonra bu sene karşılaştık ilk defa"
-İşte buna şaşırdım. Bu kadar uzun zamandır onu seviyor olman duygularında emin olduğun anlamına geliyor üstelik o seni daha tanımadan önce sevdiğini söylüyorsan.
"Ama sanırım Yoongiye göre bu imkansız bir şey. Yani onun dünyasından değilmişim"
-Bana kalırsa bu konuda farklı dünyalar diye bir şey yok. İki insan bir birini severse zaten biri diğerinin bir nevi dünyası oluyor. O yüzden farklı dünyalar diye bir şey kalmıyor. Yoongi biraz farklı biri. Aslında oldukça nazik ama bazen istemeden birilerini üzüyor ve sonra çok pişman oluyor. Duygularını ifade etmekte de oldukça kötüdür. Hissettiği şeyleri bir türlü söyleyemez.
Evet gerçektende öyleydi ama bu konuda hep kendini geriye çekiyordu. Bazen olabilir mi gerçekten beni sevebilir mi diye düşünmek istiyordum ama sonra bir şey söylüyordu ve herşey başa dönüyordu. Ona olan sevgimin farkında mıydı? Sanırım evet. Belkide bu yüzden bana karşı bu kadar iyiydi. Yada belkide sadece hoşlandığımı sanıyordu.
'Nasıl buldunuz kahvaltıyı?'
Ben tabağıma dalıp düşünürken Yoonginin sesiyle kendime gelmiştim. Islak ellerini pantalonuna silerek sandalyelerden birini çekip yanımıza oturmuştu.
-Çok güzel olmuş oğlum. Marita da çok beğendi.
'Öyle mi?'
Meraklı bakışlarla bana baktığında gülümseyerek başımı salladım."Hıhı çok güzel olmuş. Ellerine sağlık. Ama favorim her zaman kahve"
-Evet kahvede çok iyi. Bu konuda daha iyi yerlere gelebileceğine inanıyorum
'Hey sadece sıradan kahve bu kadar abartmayın'
Umursamazca omuz silkerek bir bardak su almıştı. Övülmeyi sevmediği belliydi.
"Bence sıradan değil. Bir şeyi hazırlarken tarifi uygulamak dışında sevgini katmak ve özenle yapmak önemlidir. Belki de bu yüzden yaptığın kahveler daha güzeldir"
Böyle bir şey söyleyeceğimi beklemediğindenmidir hiçbir şey söylememiş sadece başıyla onaylamıştı.
"Her şey için teşekkür ederim bayan Min ve Yoongi. Ben gidip çantalarımı alıp çıkayım"
Ayağa kalkarak nezaket olarak eğilmiş ve içeri geçmiştim. Hep burda kalamayacağıma göre kendime kalacak bir yerler bulmalıydım. Ayrıca annem yine buraya gelebilirdi. Aptalca bir şeyler yapmasını istemiyordum.
Ceketimi alıp çantama tıkıştırdım. Giyinmeme gerek yoktu çünkü hava zaten sıcaktı.
'Hemen gidiyor musun?'
Arkamı dönerek duvara yaslanıp beni izleyen Yoongiye bakmıştım.
"Evet eve dönemem o yüzden kalacak bir yer bulmalıyım en azından babam dönene kadar. Ayrıca annemin başınıza tekrar dert olmasını istemiyorum. Her şey için gerçekten teşekkür ederim Yoongi"
Çantalarımı almak için eğildiğimde bileğimde tutarak kaldırmış ve önüme geçmişti.
'Bence gidecek yer olarak bir seçeneğin olsaydı dün orda bekliyor olmak yerine çoktan giderdin'
"Evet öyle ama bu yüzden kendini kötü hissetme yani bunu yapmak zorunda değilsin"
'Ordan bakınca zorla birşey yaptırılabilecek birine benziyor muyum?'
"Yoongi başınıza dert olmak istemiyorum"
'Burda kal. Tamam mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Different Worlds /Farklı dünyalar |MYG|
FanfictionDudaklarımı kanlı dudaklarına bastırdığımda gözlerindeki ifadeyi hiç bir zaman unutmayacağımı biliyordum. Büyük ihtimal o da bu öpücüğü asla unutamayacaktı. Gözlerimi kapattım ve o bakışları sonsuza kadar zihnime kazıdım İki farklı karakterin kendi...