Kapı biranda açıldığında Yoongi elinde tepsiyle içeri girmişti.Yanıma gelerek tepsiyi önüme bırakmış ve tıpkı benim gibi karşıma geçip oturmuştu.
'Sıcak ramen ve kahve. Uyumadan önce sıcak birşeyler iyi gelir'
"Teşekkür ederim"
Kaseyi önüme alarak yemek çubuklarını almıştım. Acıkmıştım o yüzden önce bir şeyler yersem iyi olacaktı.
Ben yemeğe başladığımda Yoongi oturmaya devam ederek beni izliyordu.
"Sen neden yemiyorsun?"
'Ben aç değilim'
'Marita... aslında söyldmem gereken bir şey var. Ben geçen olanlar için özür dilerim'
Yemeğimi yemeye devam ederek sessiz kalmayı tercih etmiştim. Ne diyebilirdim ki?
Yemeğin hepsini bitirerek kaseyi tepsiye koyarak alıp masanın üzerine bıraktım.
Aslında bu sessizlik beni geriyordu. Onunla bu şekilde karşı karşıya oturmak benim için kolay değildi.
Tekrar geçip aynı yerde oturmuştum. Az önceki rahatlatıcı ortam oldukça gergin bir ortama dönüşmüştü.
'Marita, yaptığım şey yanlıştı biliyorum belkide bu yüzden bana çok kızgınsın ya da kırgın...ama inan bana bir daha böyle bir şey yapmayacağım yani seni üzmek istemiyorum. Ve hoşuma gitmiyor'
"Anlıyorum Yoongi. Annem adına özür dilerim ama gerçekten bilmiyordum. Nasıl öğrendiğini hala bilmiyorum"
'Önemli değil. Sonuçta bir başkasının hatasının bedelini sen ödemeli değilsin. Sen bu gece benim yatağımda uyu ben kendim için birşeyler hazırlayacağım'
"Yoongi? Bana neden yardım ediyorsun? Eğer o olanlardan dolayı kendini bunu yapmak zorunda hissediyorsan buna mecbur değilsin. Ben başımın çaresine bakabilirim"
'Mecbur olmadığımı biliyorum. Hadi sen dinlen'
Odadan çıktığında bir şeyleri sorgulamayı bırakarak çeketimi çıkararak yatağının üzerine oturmuştum. Az önce benim için getirdiği kahveyi soğumadan içsem iyi olacaktı. O kadar uğraşmıştı sonuçta.
Kahveyi alıp yatağın örtüsünü kaldırarak içine sokulmuştum. Kahvenin tamamını içtikten sonra örtüyü üzerime çekerek uzanmıştım.
Oldukça rahat, yumuşacıktı ve en önemlisi Yoongi gibi kokuyordu. Ahhh kafayı yememe ramak kalmıştı. Şuan kafanı koyduğun yastığa Yoongi o tatlı yanaklarını koyarak uyuyor Marita. O yüzden gerçektende delirebilirsin.
Manyak gibi yastığı kucağıma almış koklayarak yatağın içinde bir sağıma bir soluma dönüp duruyordum.
Kapı biranda açıldığında Yoongiyle göz göze gelmemizle olduğum yerde donup kalmıştım.
'Yastığı sevmediysen senin için yenisini verebilirim'
"Hayır hayır. Çok güzel yani çok rahat"
'Peki o zaman iyi uykular'
Yanında getirdiği şeyleri halının üzerine sererek yatağın hemen yanında uzanmıştı.
Gözlerimi kapatarak uyumaya çalışmıştım. Çalışıyordum çünkü pek mümkün değildi. Etrafımdaki herşey ona aitti herşey onun gibi kokuyordu oysa bir adımlık mesafede uyuyordu ama ben ona şuan hissettiklerimi anlatamıyordum. Seni deli gibi seviyorum Yoongi diyemiyordum. Bu kadar yakınımdayken ona sarılamıyordum...
Yastığına sıkı sıkı sarılarak uyumak için kendimi zorladım. Çünkü sabah kalkmalı ve gidecek bir yerler bulmalıydım. Haftasonu olduğu için belki birşeyler yapabilirdim.
~
Biranda gözlerimi açtığımda yerimde hemen doğrularak yanıma bakmıştım. Yoongi yer yatağında yoktu. Belli ki çoktan uyanmıştı. Hemen ayağa kalkarak üzerime çeki düzen vermiştim. Duvardaki minik aynaya baktığımda kendi halime kendimin gülesi vardı. Saçlarım bir birine girmiş ve gözlerim şişmişti. Ne olurdu yani bizde şu filmlerdeki kizlar gibi makyajlı ve saçları kuaförden çıkmış gibi uyansaydık. Sanırım bu imkansızdı ve zaten bu yüzden filmdi.
Saçlarımı birazcık düzeltmeye çalışarak toparlamış ve ceketimi giyinerek çantalarımı almıştım. Kapıyı açarak sessiz bir şekilde çıkacakken tam kapının önünde Yoonginin annesiyle karşılaşmıştım.
-Uyanmışsın...ama bu çantalarda ne? Yoksa gidiyor musun?
"Şey ben...
-Hadi çantaları odaya bırak. Yoongi çok güzel kahvaltı hazırladı. Bende seni bekliyordum.
"Peki bayan Mim"
Hemen başımı eğip sessizce odaya geri dönmüştüm.
Ahhh utançtan yanaklarım kızarmıştı. Tanrım neler oluyordu böyle? Yoonginin annesi beni yemeğe davet ediyordu ve Yoongi bize kahvaltı hazırlıyordu. Elimi yanaklarıma koyarak yerimde bir kaç saniye zıplamıştım. Olanlar bana fazla geliyordu ya da hızına yetişemiyordum.
Tamam Marita kendine gel. Sadece yemek yiyeceksiniz ne kadar abarttın böyle. İç sesimle karşılıklı tartışmamızdan sonra ceketimi yatağın üzerine bırakarak tekrar odadan çıkmıştım. Bayan Min'in sesi dışarıdan geldiği için odalara bakmadan direkt tatlı bahçeye çıkmıştım. Bayan Min minik sarı masanın etrafında oturmuş eliyle geçmem için sandalyelerden birini işaret etmişti.
Masanın üzerindeki şeylere öyle bir dalmıştım ki geçip oturduğumda Yoongi'nin karşımızda olduğunu farketmemiştim bilr. Bizden biraz uzaktaydı ama ne yapıyordu?
-Kiyafetleri yıkıyor. Böyle şeyleri bana yaptırmıyor. Bir kaç senedir kendi yapıyor. Hadi sen yemeğini ye acıkmışsındır.
Yani giydiklerinin hepsini Yoongi mi yıkıyordu?
Yemek çubuklarını almıştım ama hala Yoongiyi izlemeye devam etmiştim.Kiyafetlerini de yıkarmış asgdgah🤣
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Different Worlds /Farklı dünyalar |MYG|
FanfictionDudaklarımı kanlı dudaklarına bastırdığımda gözlerindeki ifadeyi hiç bir zaman unutmayacağımı biliyordum. Büyük ihtimal o da bu öpücüğü asla unutamayacaktı. Gözlerimi kapattım ve o bakışları sonsuza kadar zihnime kazıdım İki farklı karakterin kendi...