"Hayır. Ben iyiyim, sanırım gitsem iyi olacak"
Arkaya bile bakmadan çıkışa doğru ilerlemiştim.
Minahsa bu halimden endişelenmiş olacak ki Dikkatli ol~ diye bağırmıştı.
Tam olarak ne olmuştu? Neden biranda olayın merkezinde kendimi bulmuştum? Hemde hiçbir suçum yokken. Sadece durmasını söylemiştim. Devam ederse o çocuk ölecekti. Neden bana o şekilde bağırmıştıki?
Neden alnımdan itmişti. Ne düşünüyordu? Onun peşinden koşuşturan zengin ama aptal kız olduğumu mu düşünüyordu?Serseri.... aptal serserinin tekisin Yoongi...
Spor salonundan çıktığımda merdivenlere oturarak kendimi toparlamaya çalıştım. Çünkü kendime gelmezsem her zaman olduğu gibi ağlamaya başlayacaktım ve o şekilde eve gidemezdim.
Merdivenlerden kalkarak yürümeye devam ettiğimde tekrar onları görmüştüm. Arkadaşı kolundan sıkıca tutmuş tekrar spor salonuna doğru götürüyordu. Yanımdan geçerek gittiklerinde arkadaşı sessizce özür dilerim diye fısıldamıştı.
Bense bir şey söylemeden önüme dönmüştüm. Eve gitsen iyi olacak Marita...
Anlaşılan senin gerçekten de evden çıkmaman gerekiyor. Dışarısı için fazla bilgisizsin...~
Sabah kalktığımda annem ve babam daha dönmemişti. Aslında sanırım bu benim için daha iyiydi çünkü şişen göz kapaklarımı görmelerini istemiyordum. Dün tüm gece uyuyamamıştım. Bana öfkeyle bakan gözleri aklımdan çıkmıyordu. Bu durum sinirlerimi bozuyordu ama hiçbir şey yapamıyordum.
Universiteye vardığımdaysa herşey eskisinden de beterdi. Zaten normalde herkes garip garip bakıyordu. Dün olanlardan sonraysa herkes bir biriyle birşeyler fısıldaşarak yanımdan geçip gidiyordu.
Girişte kapıya asılan şeyi gördüğümde sinirle yumruğumu sıkmıştım. Yoonginin dün alnımdan iterek tehdit ettiği an resmimizi çekerek girişe yapıştırmışlardı. Resmin önünde bakan kişileri ittirerek en öne geçip resmi parçalayarak duvardan indirmiştim.
Kimse birşey söylememiş sadece sessizce izlemişti.
Sınıfa girdiğimdeyse herkes dün olanlardan ve benden konuşuyordu. Ben iyi bir şey yapmış ve o çocuğun hayatını kurtarmıştım ama sanki kötü birşey yapmışım gibi bu şekilde davranmaları ne kadar aptal olduklarını gösteriyordu. Sınıfa girdiğimde kurtardığım çocuğun en arka sırada oturduğunu farketmiştim. Anşaşılan kendini toparlamıştı.
Sırama geçip oturduğumda yanımdaki hareketlilikle sağıma dönmüştüm. Az önceki çocuk yanıma oturmuş gülümsüyordu.
-Ben Taemin. Dün için teşekkür ederim. Hayatımı kurtardın. Sen olmazsan nerdeyse beni öldürecekti.
"Dün... ne yapmıştın?"
-Nasıl?
"Yoongiye onu bu kadar sinirlendirecek ne yaptın ya da ne söyledin?"
-Hiçbir şey sadece herkesin kendi yerini bilmesi gerekiyordu. Bende bunu güzel bir dille anlattım.
Zaten biliyordum. Bizimkilerin rahat durmadığını ve sataştığını biliyordum.
"Biliyor musun aslında derdim sadece seni kurtarmak değildi"
-Ne demek istiyorsun?
"Daha çok seni döven o adamın elini senin gibi birinin kanına bulamasını istememiştim"
Ayağa kalkarak başka bir sıraya geçeceğim sırada çocuğun sesi beni durdurmuştu.
-O zaman keşke savunduğun o çocuğun beni öldürmesine izin verseydin çünkü ondan şikayetçi oldum ve bu gün burdan atılacak. Tühh...ona iyilik yapayım derken kötülük yapmış oldun....
Arkama döndüğümde bandajlarla kaplı gülümseyen suratına tükürmek istemiştim.
"Pisliksin..."
~
Eve gitmemiz için son bir ders kalmıştı ve ders daha yeni başlamıştı. Biranda kapının açılmasıyla içeri girenlerle herkes şaşkınca ayağa kalkmıştı.
Dekanla birlikte yanında Yoongi ve onun dünkü arkadaşı vardı.
-Hocam dersinizi böldüğüm için özür dilerim ama önemli bir konu var. Taemin ve Marita benimle geliyorsunuz. Rektörün odasına gidiyoruz.
Çantamı alarak dekanın yanına geçmiştim. Taemin de arkadaşlarının yardımıyla yanımıza gelmiş ve birlikte sınıftan çıkmıştık. Rektörün odası 6. Katta olduğu için hep beraber asansöre binmiştik.
-Siz çocuklar kafayı yemişsiniz. Birini bu hale getirene kadar dövmek ne demek,
Yavaşça yanıma döndüğümde arkadaşının Yoonginin elini sıkı sıkı tuttuğunu gördüm. Yoongiye doğru eğilerek birşeyler fısıldamıştı ama duymuştum.
Eğer gidersen yalnız gitmeyeceksin hyung diyerek sıkı sıkı elini tutmuştu.
Asansör durduğunda hepimiz inerek rektörün odasına doğru ilerlemiştik. Sağıma döndüğümde dün geceden sonra onunla tekrar göz göze gelmiştim. Bu sefer bakışlarında öfke yoktu sadece boş bir şekilde bakıyordu.
Kapı açıldığında herkes içeri girmiş ve en son ben içeri geçmiştim. İçerideki kişiyi gördüğümde biranlık boğazım düğümlenmiş gibi hissetmiştim.
Annem içeride rektörün tam yanında oturuyordu. İşte şimdi bitmiştim. Haklı yada haksız olmam farketmezdi.
Annem dün evden izinsiz çıktığımı ve o partiye gittiğimi öğrendiğine göre zaten ben bitmiştim. Onun için herşey bahaneydi ve sadece sonuca bakardı.
Taetae ve Yoongiş arasındaki ilişkiyi çok seviyomİyi geceler arkideşler
Hoşçakayyyyy🤗🤗🤗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Different Worlds /Farklı dünyalar |MYG|
FanfictionDudaklarımı kanlı dudaklarına bastırdığımda gözlerindeki ifadeyi hiç bir zaman unutmayacağımı biliyordum. Büyük ihtimal o da bu öpücüğü asla unutamayacaktı. Gözlerimi kapattım ve o bakışları sonsuza kadar zihnime kazıdım İki farklı karakterin kendi...