Öncelikle merhabalar. Nasılsınız?
Bölüme başlamadan önce soracağım iki soru olacak. Cevaplarsanız sevinirim.
İlki, hikâyede özellikle olmasını istediğiniz sahneleri buraya yazabilirsiniz. Elimden geldiğince katmaya çalışacağım.
İkincisi ise, Korel olarak aklınızda canlanan birisi varsa buraya bırakabilirsiniz. Çünkü benim aklımda canlanan kişiyi asla bulamıyorum...
İyi okumalar diliyorum❤
••
"Biraz daha hareket edersen bu sefer ilki gibi seçim hakkı sunmayacağım sana. Ve inan bana, sınırdayım."
Duyduğum cümlelerle gözlerim saniyesinde kocaman olurken dudaklarım aralandı, tabiri caizse bir tavşanın havuca baktığı gibi baktım ona. Öyle bir tabir var mıydı bilmiyordum ama şaşkınca baktım kısaca. Seçim hakkı sunmayacağını söylerken üç seçeneği sunduğu zamandan bahsettiğini anlamıştım, kısacık bir düşünme seansının ardından oradaki ilk seçenek zihnime düştü. Hiç seçenek sunmasaydı, bana yapacağı şey.
Düşünmek için doğru bir zaman olmadığını biliyordum, kalçamın hemen altında hissettiğim şeyi ve gözlerimi esir alan koyu hareleri beynime hemen kalkmam gerektiği çağrısını yapıyordu ama donmuştum. Anasını satayım, adam resmen şu an beni şey yapmak istediğini söylemişti. Hani bildiğimiz, terbiyesiz anlamda olanından. Aklıma o gün telefonda söylediği bir diğer cümle düştüğünde içimi bir ürperti kapladı.
Sikerken kibar olduğumu da nereden çıkarttın?
Gözümde canlanan hayalle panikleyip "Ben kalkayım!" diye bağırdım. Bu sözümün üstüne bir anlık kaşları çatıldı, ardından dudaklarını minik bir tebessüm ele geçirdi. Alt dudağını yavaşça yalayıp "Kalk madem." diye mırıldandı, hâlâ biraz boğuk olan sesiyle. Boğazımı temizleyerek bakışlarımı az önce ıslattığı için parıldayan dudaklarından çekip gözlerine odakladım tekrar.
Tam kalkmak için ellerimi yere bastırmıştım ki bir anda kapının tıklatılma sesi geldi. Büyümüş gözlerimi hızla Korel'e çevirdiğimde onun rahatça bana baktığını gördüm, yahu bu adam neden bu kadar rahattı şu anda? Çok yanlış anlaşılabilecek bir pozisyonda olmamızın yanı sıra kendisi mafya babasıydı! Hani insan bir panik olup beni iter, 'Birileri varken yakınımda dolaşma!' der...
Yalnız ben iyiden iyiye gizli sevgili moduna girdim.
Sessiz bir şekilde "Ne yapacağız?" diye fısıldadım korkuyla. Yere dayadığı dirsekleri yardımıyla biraz doğrularak ona eğilmiş yüzüme yaklaştı, bu gerilmeme sebep olurken "Ne yapalım dersin Yankı?" diye fısıldadı. Bana Yankı demesinin sebebi aklıma geldiğinde derince yutkunup onu aklımdan savmaya çalıştım ve "Bizi bu pozisyonda görürse çok tuhaf şeyler anlayabilir." diye fısıldadım tekrar. Kelimeler ağzımdan hızlıca çıkıyordu çünkü zamanla yarışıyorduk!
Bu sırada kapı tekrar çalındığında dudaklarında milimlik bir gülümseme oluştu, başını sağa yatırarak "Nasıl şeyler anlayabilirler?" diye sordu. Bu adam gerçekten salaktı! Nasıl şeyler olabilir bu durumda, nasıl anlamıyordu? Sorusunun üstüne ağzım birkaç kez açılıp kapandı, ardından bir elimle saçlarımı kaşıyıp sanki böyle daha kolay söylenecekmiş gibi kulağına doğru yaklaştım. Dudaklarımın hemen yanındaki kulağa doğru "Ayıp şeyler." diye mırıldandım.
Sözlerim noktalandığı an altımdaki bedeni bir gülme dalgası ele geçirdiğinde kaşlarımı çatıp "Neye gülüyorsun bilmiyorum ama sonra gülersin, vaktimiz az!" dedim. Bu sırada kapıdan tekrar bir ses geldi. Kısa süre içerisinde gülüşünü durduran Korel, keyifli yüzünü biraz bana yaklaştırarak "Neden üstümden kalkmayı denemiyorsun güzelim?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya [bxb] • Tamamlandı
RomanceKorel Demirel, karanlık bir adamdı. Ölümcül zekâsı onu son derece tehlikeli birisi yaparken, bencilliği ve acımasızlığı bunu körüklüyordu. Hayatında zaaflara yer vermezdi. Klasik bir mafya babası tanımına kesinlikle uyuyordu. Ta ki, bir gece yarısı...