Page 34

65.5K 4.2K 4.8K
                                    

merhabalar, nasılsınız?

••

"İshak Demirel geri döndü!"

Kulağıma ulaşan telaşlı ses son derece huzurlu olan uykumdan ayrılmama sebep olurken gözlerimi yavaşça araladım. Ne kadar uyumuştum bilmiyordum ama vücudum pek dinlenmemiş gibi hissediyordum. Gören de taş taşıdım sanırdı uyumadan önce, vücudum iyice dengesini bozmuştu. Uyurken bile dinlenmeyeceksem ben neden hayatımdan saatler çalarak uyuyordum ki?

Uykudan saniyeler içinde sıyrılırken görüşüm netleştiği anda gördüğüm beden anında gece yaşananları aklıma getirdi. Tüm ayrıntısıyla aklımda oynayan film vücudumdaki tüm kanın yanaklarıma çekilmesini sağladı. İyice masum kız karakterlerine dönmüştüm anasını satayım, kızarmadığım gün yoktu!

Aklımdan saniyeler içinde okuduğum tüm masum karakterler geçerken Korel'in gözleri bana döndü. Siyah harelerin içinde daha önce görmediğim kadar sert bir bakış vardı. Gözlere bakınca duygu okunacağına asla inanmayan birisi olarak söylüyorum ki, şu an sadece gözlerindeki öfkenin sebebi umarım ben değilimdir diye düşünüyordum. Yoksa bu sefer götümü gerçekten kaptırırdım. Hem de... Neyse.

Sadece birkaç saniye yüzüme baktıktan sonra bakışlarını çekti ve elindeki gömleği gerilmiş sırtına geçirdi. Yattığım yerde doğrulurken gözüm kapıda bekleyen Elmas ablayı buldu, onun da Korel'den bir farkı olmadığını gördüğümde bir sorun olduğuna emin olmuştum. Beti benzi atmış bir şekilde Korel'e bakarken "Ne oldu?" diye sordum ortamdaki gergin sessizliği bölerek. Yahu kaos seviyordum ama seviştiğim günün sabahı da böyle uyandırılmazdı ki! Tamam sorunlar olsaydı ama bari önce Korel elinde kahvaltı tepsisiyle yanıma gelseydi. Sonra zenginlere has saten geceliğimle evin içinde gezerken birkaç romantik an yaşasaydık. Tabii bu hayal için evde yaşayan diğer elli koca adam minik birer sorundu ama konumuz kesinlikle bu değildi.

Korel yataktan kalkarken "Tuncer'e haber ver." dedi Elmas ablaya, son derece sert bir sesle. Ardından bana dönmeden "Odadan çıkma." dedi, neyse ki sesini az da olsa yumuşatmıştı ama kendini zor kontrol ettiği gömleğinin altındaki gergin sırtından belli oluyordu. Odanın çıkışına doğru giderken "Ne oldu?" diye tekrar sordum ama ikisi de beni umursamadan birkaç saniye içinde ayrıldı odadan. Kaşlarım çatılırken "Zaten Yekta kim ki, anca 'orada bekle Yekta.', 'şuradan çıkma Yekta.', 'buraya girme Yekta.'. Sanırsın onlar mafya da ben stajyer mafyayım." diye homurdandım.

Hayır bir de benim gerçekten odadan çıkmayıp sessizce bekleyeceğime inanmış mıydı o adam? Gerçekten? Lafta zekiydi bir de.

Hafifçe esneyip fazlasıyla rahat olan yataktan kalktım ve üstüme bir bakış attım. Dün bedenimi temizledikten sonra üstüme siyah bir eşofman ve siyah bir kazak giydirmişti, üstümdeki kazaktan yeni kokusu geliyordu. Keşke giydiği kazaklardan verseydi, onun parfüm kokusu bundan daha güzeldi. Gerçi giydiği kazakların hepsi şu anda çöpteydi muhtemelen.

Elimle gelişigüzel şekilde sarı tutamlarımı düzeltip birkaçının gözüme düşmesine izin vererek odanın kapısına doğru ilerledim. Parkelerin soğuk olmaması sebebiyle çıplak ayak olmayı umursamadan kapıyı açtım ve uzun koridora bir bakış attım. Mesela bizim evde çıplak ayak gezsen böbrek ciğer ne varsa üşütürdün ama zenginin parkesi de bir başka oluyordu hani.

Upuzun ve karışık gözüken koridora bakarken sertçe yutkundum ve besmele çekerek sağ ayakla ilk adımı attım. Kendimi ilkokuldayken hoca müdürün odasına bir belge götürmemi istemiş de ben o odanın yerini bilmiyormuş gibi hissediyordum. Ben bu evde salonu bulursam Da Vinci'nin şifresini de pekâlâ çözebilirdim bence. Birbirine benzer şeylerdi.

Mafya [bxb] • TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin