Page 3

110K 6.6K 3.3K
                                    

Bu sıra derslerden başımı kaldıramazken size bölüm yazdım. 💅
İyi okumalar❤

••

Yüzünde hiçbir mimik oynamazken "Evet, çıkabilirsin." dedi. "Ama ölü olarak."

"Adam katil çıktı Rıza Baba."

Ağzımdan kaçan cümleyi anlamayıp kaşlarını çattığında mümkünmüş gibi daha da korkutucu oldu. Sanki kendimi koruyabilecekmiş gibi kollarımı bedenime sardım. Yutkunup sesimin titrememesine özen gösterirken "Ne işi yapıyorsunuz?" diye sordum. Eğer "Kasabız, insan kesiyoruz." dese "Helal abime, ne günü başlıyoruz?" derdim. İşin ucunda ya götüm ya canım vardı sonuçta.

Tek kaşı hafifçe kalkarken "İlk seçenek yani?" dedi sorarcasına. Başımla onayladım onu. Siyah gözlerini üstümden çekmezken "Haber göndertirim sana." dedi. Konuştukça ürperiyordum, bir insan nasıl böyle ürkütücü bir ses tonuna sahip olabilirdi? Zamanında sesim kalınlaşsın diye az çiğ yumurta içmemiştim.

Gözleriyle üstümde hâkimiyet kurarken sadece başımla onaylayabildim onu. Bakmasın istiyordum o an, gitsin ve bir daha gözleri gözlerime değmesin istiyordum. Yoğun bakan irisleri her baktığında tekrar tekrar irkilmemi sağlıyordu. Eliyle bir hareket yaptı, adamları emriyle hızlıca geldikleri gibi arabalarına bindiler. Buz tutmuş ellerimi cebime soktum ve onun da gitmesini beklemeye başladım.

Aramızda çok mesafe olmamasına rağmen bir adım yaklaştı bana. Sert yüz hatları biraz ötemdeyken "Sakın..." dedi buz gibi sesiyle. "Sakın hoşuma gitmeyecek bir şey yapma, Yekta. Bu en sakin hâlimdi. Ve inan bana, sinirlendiğimde nasıl olduğumu bilmek dahi istemezsin."

Vücudumu bir titreme dalgası alırken bu sözlerinin etkisi miydi, esen rüzgarın etkisi miydi bilmiyordum. Beni orada bırakıp aynen geldiği gibi sert adımlarla arabasına gitti. Arabalar geldikleri gibi giderken derin bir nefes verdim havaya. "Hay şansımı sikeyim ya. Ulan millet hayatı boyunca insan işletir, bir kere işletelim dedik herif kasap çıktı."

Ayağımla yere görünmez bir tekme attım. Bu sırada telefonumun melodisini duyduğumda yürümeye başlayıp aynı anda çıkarttım cebimden. Ekranda yine Yusuf'un adını gördüğümde direkt açıp kulağıma dayadım.

"Lan on dakika dedin yarım saat oldu salak herif, neredesin?"

Göz devirip "Sorma amına koyayım, az kalsın namus gidiyordu." diye mırıldandım. Anlamadığını belirtircesine bir ses çıkarttığında birkaç hışırtı geldi, yüzümü buruşturdum. Ardından Görkem'in sesi geldi. Arkadan Yusuf "Ben de sorabilirdim!" diye bağırırken Görkem onu takmayıp "Ne oldu?" diye sordu.

Elimle saçlarımı karıştırıp "Eve gelince anlatırım. On dakika." dedim ve bir şey demesine izin vermeden kapattım telefonu. Hızlı adımlarla eve yürürken ara sokaklardan çok işlek yerlerde yürümeye çalışıyordum. Bir anda fikrini değiştirip öldürebilirdi sonuçta.

Altı-yedi dakikanın sonunda Görkem'in evinin önüne ulaşmıştım. Burada toplanacaktık bugün, Görkem'in ailesi abisine kız istemeye gitmişlerdi. Görkem ayısı ise "Bana mı isteyecez kızı?" diyerek gitmeye tenezzül etmemişti. Zili çaldığımda anında açılan kapı ve sinirli bir Görkem buldum karşımda. Ona şirince sırıtıp evin içine damladım. Arkamdan telefonu yüzüne kapatmam hakkında söylendiğini duysam da takmayıp odasına gittim.

Yusuf geldiğimi gördüğü anda yayıldığı yatakta dikleşti. Görkem de hemen ardımdan odaya girdiğinde yatağa oturdum ve ikisinin bana bakan meraklı gözlerine çevirdim bakışlarımı.

"O sarhoşken aradığım herif vardı ya..." diye başladım söze. İkisi de anında 'ben demiştim' moduna bürünürken göz devirip devam ettim. "Durun durun baştan anlatayım hatta. Ben okuldan çıkmışım, biliyorsunuz gastronomi okuyor abiniz. Yolda havalı havalı yürüyorum, arada birkaç kıza gülücük çakıyorum falan." Yusuf oflayıp "Ee amına koyayım, sadede gel." dedi bezgince.

"Sabırlı ol Yusuf." dedim bilge edasıyla. Anlatmaya devam ettim. "Neyse işte, bir baktım önümden bir araç geliyor. İlk ne olduğunu anlamadım, ilk defa perşembe pazarına gelmiş zengin adam gibi hissettim kendimi. Sardılar bunlar dört bir yanımı. Sonra bir baktım başka birisi daha çıktı." Merakla beni izleyen gözlerine bakıp devam ettim.

"Önümde durdu, ben tabii titriyorum korkudan." O anlar aklıma geldiğinde yutkundum. Her şeyle dalga geçebilen yapım sayesinde rahatça anlatabildiğimi biliyordum lakin o anda yaşadığım korkunun haddi hesabı yoktu.

"İşte tehdit etti, ardından üç seçenek sundu. Ben de en makul olanını seçtim." Görkem kaşlarını çatıp "Özür mü diledin?" diye sordu. Masum sorusuna gülüp "İnsan kesici olmayı kabul ettim." dedim.

Yusuf Görkem'e dönüp "Ne diyor bu, anlıyor musun sen?" diye sordu. Oflayıp "Adamın işine girdim işte!" dedim. İkisi de gözlerini kocaman açıp bana bakarken elimle ağrıyan başımı ovuşturdum. Görkem anında karşı çıkarak "Mal mısın oğlum sen! Mafya filmlerine falan mı özendin amına koyayım?" diye sordu.

Göz devirip diğer iki seçeneği açıkladım. İkisinin gözleri daha da büyürken "Nasıl bu kadar rahatsın lan o zaman?" diye sordu Yusuf. Omuz silktim. O anki hâlimi görseler eminim ki şu anki hâlime daha fazla şaşırırlardı ama ben buydum, sülalem rahat modundan başka her şey batıyordu.

"Polise gidelim!" dedi Görkem sanki yeni bir element keşfetmiş gibi. Göz devirip "Vay üstün zekâ, biz nasıl bunu düşünemedik amına koyayım?" diye sordum. Kafama bir tokat geçirirken onu takmayıp "Özellikle söyledi, canını sıkacak şeyler yapmamalıymışım." dedim. "Mal mısın oğlum sen? Oturup hayatının kayışını mı izleyeceksin?"

Tek kişilik yatakta Yusuf'un bacaklarını biraz kenara itip uzandım ve "Yatarak izlemeyi tercih ederim." dedim. Görkem bir nefes verip yakamdan tuttuğu gibi doğrulttu bedenimi. Ona kaşlarımı çatarken "Sen izleyebilirsin ama biz izlemeyeceğiz!" dedi. Ayağa kalkıp beni de kaldırdığında yakamdaki ellerini sinirle ittim. Rahatlık da bir yere kadardı amına koyayım.

"Lan geri zekâlı, sen orada mıydın da bileceksin? Adam karşıma geçti, ölümle tehdit etti ve ben tektim! Polise gitsek de bir bok olmaz çünkü polisi bile yönetebileceğine eminim. Titredim anasını satayım, hayatımda daha önce böyle korkmamıştım ve bir daha da olmasını istemiyorum." dedim sona doğru sakinleşerek. Gözleri anlayışa bulanırken "Ee, ne yapacaksın peki, herifin kuklası mı olacaksın oğlum?" diye sordu.

Elimle saçlarımı karıştırıp "Can ve namus her şeyden tatlıdır kardeşim. Yani evet, tam olarak öyle olacağım." diye mırıldandım.

13.11.20 | Linda Lewis

Mafya [bxb] • TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin