"Kanka şimdi sen mafya oldun ya, sana küfredersek bizi vurmazsın değil mi?"
Yusuf'un dediğine sırıtıp "Bilemem koçum, mafyalık zor. Herkese müsamaha gösterirsem..." dedim. Görkem omzuma vurup "Hadi lan oradan, sen karıncaya bile basamazsın." dedi. Omuz silkip gözlerimi kocaman açarak "Sen benim vahşi ve haşin yanımı hiç görmedin Görkem." dedim derin çıkartmaya çalıştığım bir sesle.
Alayla gülüp "Yok ki göreyim." dedi. Ona bir şey demeyip kalan iki-üç tane merdiveni de çıktım. Evimin kapısını açarken Görkem ve Yusuf beni beklemeden içeri girmişti. Göz devirip ayakkabılarımı çıkarttım ve kapıyı kapattım.
"İçecek falan mı alsaydık ya?" İçeri doğru seslendiğimde ses gelmemesiyle kaşlarımı çattım. Sesler gelen salona doğru ilerledim. "Niye cevap vermiyorsunuz amı- Yuh!" Gördüğüm manzarayla gözlerim kocaman açılırken hemen kapının kenarında donmuş iki bedenin de benden bir farkı yoktu.
"Hoş geldiniz oğlum." Annemin sevecenlikle söylediği şeyle girdiğim transtan çıkıp öksürmeye başladım. Tekrar başımı kaldırdığımda gördüğüm manzara yine değişmedi, gözlerim birkaç kez kırpıştı. Annem azarlarcasına "Oğlum hoş geldin desenize Tuncer evladıma." dedi ve bir kaşık daha uzattı ona doğru.
Sonunda gözlerimi ağzı tamamen kısırla dolmuş, omuzlarına dantel konulmuş Tuncer'den çekip anneme çevirdim. Yutkunup alacağım cevaptan korkarak "Burada ne oldu tam olarak?" diye sordum. Annem gözlerini bana çevirip "Tuncer evladım seni görmeye gelmiş, evde olmadığını söyledim. Dışarıda bekleyeceğini söyleyince bırakmadım." dedi sanki büyük bir şey başarmış gibi.
Alt dudağımı ağzıma alıp gülüşümü saklamaya çalıştım, koskoca mafyanın düştüğü hâle bak! Boğazımı temizledim ve "O zaman alalım biz Tuncer'i." dedim. Bunu dediğim an ayaklandı ve anneme dönerek "Evet, bizim çok işimiz var, anlatsam bitmez. Çok teşekkür ederim yemekler için, iyi günler." diye hızlı hızlı konuştu ve kolumu tutarak dış kapıya doğru ilerletti bizi.
Annem şaşkın şaşkın arkasından bakarken "Ah, nerede bizim Yekta bunun gibi olacak?" diye söyleniyordu. Yahu dilediğin dileğe dikkat etmeden dilek dilenir mi? En sonunda etrafta dolaşıp adam öldüreceğim, herkesin istediği olacak.
Kapıdan geldiğim gibi çıkarken Yusuf ve Görkem de arkamızdan geliyordu. Tuncer hızla bana dönüp ağzını açtığında onu elimle durdurup bizim kapıyı işaret ettim, "Kulakları çok iyidir." diye fısıldadım. Sert bir soluk verip merdivenlerden inmeye başladı. Hızla arkasından ilerledim.
Apartmanın önüne çıktığımızda "Senin ben ağzına sıçayım Yekta! Seni almaya gelen aklıma da, içeri girmeyi kabul eden beynime de! Ulan bir saatte üç kilo aldım, mahallenin tüm teyzelerinin yediği bokları öğrendim!" dedi sinirli sinirli. Bu sözlerin üstüne daha fazla dayanamayıp kahkaha atmaya başladığımda iyice sinirlendi ama ne yapayım, çok komik gözüküyordu!
"Bağırmasana be kankama!" Yusuf'un çemkirmesiyle sonunda kahkaham dindi. Tuncer Yusuf'un sözleriyle gerçekten sinirlendi, az önceki gibi sitemle değil öfleyle parladı ela gözleri. Yusuf'un yutkunma sesi bana bile gelirken "Sen kimsin çocuk?" diye sordu Tuncer ona yönelik olarak. Sesi soğuk ve sert çıkmıştı. Sanırım şu an iyi mafyaların tarafından çıkmıştı.
Yusuf korkmasına rağmen kaşlarını çatıp "Sana ne benim kim olduğumdan ya?" diye sordu. Tuncer sinirle ona bir adım attığında Yusuf hemen arkama geçti korkarak, "Kanka al şunu götür, kuduz köpek gibi bakıyor." diye fısıldadı kulağıma. Lakin Tuncer bunu duymuş olacak ki "Seni sikerim, düzgün konuş!" diye yüksek sesle konuştu. Üçümüz de irkildik. Bunların genelinde vardı galiba bir sikme merakı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya [bxb] • Tamamlandı
RomanceKorel Demirel, karanlık bir adamdı. Ölümcül zekâsı onu son derece tehlikeli birisi yaparken, bencilliği ve acımasızlığı bunu körüklüyordu. Hayatında zaaflara yer vermezdi. Klasik bir mafya babası tanımına kesinlikle uyuyordu. Ta ki, bir gece yarısı...