Page 60

40.1K 2.7K 2.7K
                                    

merhabalar, nasılsınız?

bölüme çok yorum yapın ki motive olayım sonraki bölüm çabuk gelsin...(nası anlaşma ama) hsldjwlsös

iyi okumalar,

••

Yusuf'un Ağzından

"Evet, sizi dinliyorum."

Dişlerim refleksle alt dudağımı ısırdığında gözlerim ilk önce yanımda oturan, gerginliğini ben gibi olmasa da kasılı omuzlarından belli eden adama döndü ama çok geçmeden tekrar karşıya çevirdim yüzümü. Korel'in bir bacağında oturmuş, kollarını göğsünde kavuşturmuş olan Yekta her zamankinin aksine kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıyordu. Onun arkasındaki Korel ise sanki burada olup biten her şeyden uzak gibi çenesi kucağında oturan çocuğun omzuna koymuş, saçlarıyla oynuyordu.

Umarım Yekta'yı sinirlendirdik diye bizi öldürmezdi.

Bana beklentiyle bakan arkadaşıma dönerek hafifçe gülümsedim ve "Neyi?" dedim ince bir sesle. Bu gerginliğimin en büyük sebebi, en yakın arkadaşımın bana gerçek anlamda kızması ve benden uzaklaşmasıydı. Yaptığımın yanlış olduğunun farkında olsam ve başında ona söylemem gerektiğini bilsem de iş işten çoktan geçmişti ve Yekta bizi fena halde yakalamıştı.

Yekta'nın kaşları bu dediğimle çatılırken "Bilmem ki, mesela azot döngüsünün dünyaya ne gibi bir etkisi olduğunu anlat." dedi. Hemen başımı sallayıp "Azot döngüsü, öncelikle topraktaki ayrıştırıcıla-" diye söze başladım ama "Yusuf seni döverim!" diye araya girmesiyle sustum. Döverdi çünkü.

Bu sırada göz ucuyla rahat rahat oturan adama bakıp kaşlarımı çattım ve kolumla kolunu dürtüp "Biraz gergin olduğunu belli etsene be adam, basıldık hani!" diye fısıldadım. Tuncer gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıp "Daha kötü şekillerde de basılabilirdik Yusuf, buna da şükür be." dedi alayla.

Gözlerim büyürken "Sapık." diye homurdandım ve hızla önüme döndüm. Arkadaşımın bizi izleyen kısık gözleriyle karşılaştığımda bir an gözlerimi kırpıştırıp sonra dudaklarımı araladım.

"Şimdi şöyle ki, bizi çok uygunsuz bir pozisyonda yakaladın farkındayım ama her şeyin bir açıklaması vardır. Ee... Yani elbette ki vardır. Bizim de bir açıklamamız var tabii, olmaz olur mu hiç?"

Üst üste sıraladığım saçma sapan cümlelerimin ardından dudaklarımı ıslattığımda Yekta yüzünde hiçbir değişiklik olmadan bana bakmaya devam etti. E tabii kendi silahıyla vurmaya çalışmıştım çocuğu, yememişti. Somurttum.

Gergin ortam yine sessizleştiğinde oturduğu kucağa hiç çekinmeden biraz daha yayılıp "Siz nesiniz?" diye soran arkadaşıma hiç duraksamadan "İnsan." dedim ama bu onda ters etki yapmış olacak ki kaşlarını huysuzca çattı. Ardından benden daha mantıklı konuşacağını düşünmüş gibi Tuncer'e dönüp "Siz nesiniz?" diye sordu tekrar.

Mafya [bxb] • TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin