merhabalar, nasılsınız?
tamamen yarın okula gidenler için moral olsun diye yazılmış bir bölüm oldu. yeni seneniz başarılarla geçsin bebeklerim, en güzel notlar sizin olsun. <3
iyi okumalar❤️
••
Kolumdan vücuduma yayılan sıcaklık bedenimin her saniye biraz daha ısınmasına sebep olurken aklımı tenimdeki parmaklardan başka bir yere yöneltemediğim için ancak restorantın arkasına kadar yürüdüğümüzde kendime gelerek adımlarımı durdurabildim. Her şey hızlı gelişmişti ve olup bitene yetişememiştim, bir anda kendimi burada bulmuştum.
Durmamla duran beden bana bakarak kolumdaki elini aynı saniye çekerken gözlerine bakmaktan çekinsem de bakışlarımı boynundan yukarı çıkardım ve siyah harelere sabitledim. Sesimin konuşurken titrememesi için önce sertçe yutkunup sonra "Ne yapıyorsun?" diye sordum. Sesim düz çıksa da içimde binlerce fırtına kopuyor gibi hissediyordum.
Çatık kaşları bu sorumla biraz daha çatılırken aramızdaki yakınlıktan rahatsız olmuş gibi bir adım geri gitti ve vücudumuzun temasını tamamen kesti. Ardından elini sinirle restoranta çevirip "Benden kaçıp sığındığın yaşam bu mu?" dedi. Bu cümlesiyle içimin titrediğini hissettim, bu yüzden konuşmadan evvel gözlerimi kırpıştırıp derin bir nefes aldım. Cümle soru cümlesi gibi olsa da değildi, bu sebeple "Ortalıkta olmayan sendin, kaçmadım ben kimseden." diye yanıt verdim sadece.
Yalandı, kaçmıştım.
Bu cümlemle çenesi kasılırken "Sen istemedin Yekta, ne beni ne de bizi sen istemedin. Zorla peşinde koşmamı, rahatsız etmemi mi istiyordun seni?" dedi. Her kelime dudaklarından büyük bir öfkeyle çıkıyordu, buna rağmen cümlesine devam edecekken kendisini durdurdu ve gözlerini sıkıca kapatıp derin bir nefes aldı. Bu hamleyi öfkeyle bir şeyler söylememek için yaptığını tahmin ettim. Birkaç saniye o şekilde sessizce bekledikten sonra az öncekine oranla daha sakin bakan gözlerini açıp "Birisini itersen etrafında olmaması normaldir." diye ekledi durgunca.
Ağlama isteğim boğazıma kadar tırmanırken bunun bir anda onlarla karşılaşmamdan mı yoksa karşımdaki adamın bana bir yabancı gibi bakıyor olmasından dolayı mı olduğunu bilemedim. Boğazımdaki yumruyu sertçe yutkunup geçirmeye çalışırken "O zaman neden şu an buradasın?" diye sordum. Çenem istemsizce havalanmıştı, yine de onun yüzüyle benimki arasında uzun bir mesafe vardı.
Sorduğum soru siyah harelerin bir an yüzümü süzmesine sebep olurken adem elması hareketlendi. Gözlerini gözlerimden ayırmazken göğsü sertçe inip kalktı, ardından sadece "Stajın için endişelenme, halledeceğim." dedi düz bir sesle. Sanki yoldan geçen herhangi biriymişim gibi konuşması tüm hevesimi kırarken "Sağ ol." diye mırıldandım kısıkça. Başını tek harekette eğip onayladıktan sonra "Bizim çocuklardan biri eve bıraksın seni, bugün geçme içeri daha." dedi.
Anında başımı iki yana sallayıp onu reddettikten sonra "Yok, gerek yok. Ben yalnız gitmek istiyorum." dedim. Ama o her zamanki kendi dediğini yaptırmadan bırakmayan tavrı devreye girip "Dediğimi yap Yekta." diye bastırdı. Her kelimenin üstünde durduğu için ve inatlaşarak uzatmaya hâlim olmadığı için başımla onayladım onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya [bxb] • Tamamlandı
RomanceKorel Demirel, karanlık bir adamdı. Ölümcül zekâsı onu son derece tehlikeli birisi yaparken, bencilliği ve acımasızlığı bunu körüklüyordu. Hayatında zaaflara yer vermezdi. Klasik bir mafya babası tanımına kesinlikle uyuyordu. Ta ki, bir gece yarısı...