merhabalar, nasılsınız?
iyi okumalar ❤️
••
Gözlerim boşluğa bakar gibi karşımdaki ezberlediğim videoda dolanırken aklım benden izinsiz videodaki replikleri devam ettiriyordu. Bir sonraki anda hangi mimik yapacağımı, hangi sözleri söyleyeceğimi ve hangi cevapları alacağımı biliyordum. Çünkü aynı videoyu eğer doğru saydıysam kırk sekizinci izleyişimdi.
Birkaç zamandır, kaç gün olduğunu bilmiyordum çünkü deponun içinde bir cam olmadığı için gece ve gündüz hakkında bir haberim yoktu, hiç durmadan video izletiyordu bana. Benim çoktan unuttuğum, mobese kameralarından veya ailemizin telefonundan çektiği güzel anıları, birbirimize verdiğimiz sözleri ve birlikte oyunlar oynarken çekilmiş videolarımızı izletiyor, bunların hemen ardından ise malum videoyu kocaman ekrana yansıtıyordu.
Gözlerim uykuya dayanamayıp kapandığında bir süre uyumama izin veriyor, ardından uyandırıp bu döngüyü tekrar başlatıyordu. Bazı videoların arasına Ekrem'in mezarının fotoğrafını koyuyor, izlerken girdiğim sahte mutluluktan irkilerek arınmamı sağlıyordu.
O gün deponun içinde gördüğüm beş adam ise hâlâ bana yaklaşmamıştı. İshak onların zamanının daha gelmediğini söylemişti, yine de sanki beynimin bir köşesinde hep durmalarını istiyormuş gibi bazen kendilerini göstermelerini istiyordu. Bazı zamanlar gözlerimi ilk açtığım an onlarla ve sırıtmalarıyla göz göze geliyordum.
Her ne kadar kaç gün geçtiğini bilmesem de hatrı sayılır bir zaman geçtiğini iyice zayıflamış olan bedenimden anlayabiliyordum. Her zaman öğünlerimi az bir ekmek ve suyla geçiştirdiği için midem şimdiden fazlasıyla küçülmüştü. Amacı bu şeyi nereye kadar devam ettirmekti bilmiyordum ama gerçekten yorulduğumu hissediyordum. İster istemez kulağıma bunları hak ettiğimi fısıldayan sesi aklımı karıştırıyordu.
Gözlerim önümdeki ekrandan ayrılmazken birkaç adım ötemde dikilen adama "Korel geldiğinde buradan sağ çıkamayacaksın, biliyorsun değil mi?" diye sordum uzun süre konuşmadığım için çatallı çıkan sesimle. Ama beklediğimin aksine bu cümle İshak'ta herhangi bir huzursuzluk yaratmadı, aksine her zamanki alaycı küçümseyici tavrıyla cevap verdi cümleme. "Sence Korel'in beni öldürmesini hiç istemesem burada adamsız şekilde durur muyum? Benim amacım onun elindeki mutluluğu almak, ölürken bile olsa onun kaybettiğini görmek."
Bu söyledikleri dudaklarım arasından güçsüz bir histerik nefes bırakmama sebep olurken sessiz kaldım. Ama o böyle düşünmüyor olacak ki sessiz kalmayıp dudaklarını keyifle araladı.
"Ee Yekta, sıkılmadın mı aynı rutinden? Acaba bugün farklı bir şeyler mi yapsak?"
Kurduğu cümle kalbimin korkuyla atmasına sebep olurken gözlerimi emin olamayarak ekrandan ona doğru kaydırdım ama o bana değil, onun karşısında kalan adamlara bakıyordu. Onları gördüğüm günden beri bir an olsun aklımdan çıkmalarına izin vermemişti, rüyalarımda bile defalarca kez onları görmüştüm. Başım benden izinsiz hızlıca iki yana sallanırken "Hayır." diye fısıldadım korku dolu bir ses tonuyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya [bxb] • Tamamlandı
RomanceKorel Demirel, karanlık bir adamdı. Ölümcül zekâsı onu son derece tehlikeli birisi yaparken, bencilliği ve acımasızlığı bunu körüklüyordu. Hayatında zaaflara yer vermezdi. Klasik bir mafya babası tanımına kesinlikle uyuyordu. Ta ki, bir gece yarısı...