merhabalar, nasılsınız?
öncelikle hepinize iyi tatiller, sınavlar nasıl geçti?
araya uzun bir zaman girdiği için bir önceki bölümü okumanızı tavsiye ederim bebeklerim, iyi okumalar <3
••
"Pilav da ne güzel olmuş, ellerime sağlık. Aşçı mıyım neyim?"
Annemin her zamanki, artık rutin olmuş kendini övme cümlesini duyduktan hemen sonra ağzıma büyük bir kaşık daha pilav doldurdum. Ne babamdan ne de benden bir övgü gelmeyince kendi kendini övüyordu annem, sonra da bizim onaylamamızı bekliyordu. Babam da ona inat hep bir kusur bulup dalga geçiyordu.
Böyle bir ailenin içinden normal çıkmam anormal olurdu zaten anasını satayım, her bireyin ayrı fantezisi vardı.
"Biraz tuzlu olmuş sanki. Biraz da diri yahu bu... Yine de ellerine sağlık hanım." Babamın kurduğu cümlenin hemen sonrasında annem kaşlarını çatıp "Lapa pilav mı yapsaydım Mahmut? Aman bir kerecik de sen öv." diye homurdandı. İkisi de ciddi olmasa da komik gözüküyordu, acaba ben de evlenince her gün böyle saçma oyunlar oynar mıydım?
Yalnız kesin oynardım, tam benlik bir ruh hastalığıydı.
Annemin bu sitemi dudaklarımdan minik bir kıkırtı dökülmesine sebep olurken ikisinin de gözleri aynı anda, senkronize bir biçimde bana döndü. Dolu yanaklarıma rağmen gülümsememi bozmadığımda annem dehşet dolu bir sesle "Mahmut... Bu kim? Gülüyor falan baksana." diye sesli bir şekilde fısıldadı.
Ben daha bir şey diyemeden babam da anneme katılarak "Vallahi ben de bilmiyorum, bir kafasına falan mı dokunsan?" diye devam etti. Bunun üstüne bu fikir anneme çok mantıklı gelmiş olacak ki büyüttüğü gözlerini benim yüzümden ayırmadan işaret parmağını kaldırdı ve temkinli şekilde kafama bir kere tıklattı.
Bu beni daha çok güldürürken "Yahu 22 senedir tanışıyoruz, valla bu ilk gülüşüm değil. Tanıyın beni, ben sizin kanınızım!" dedim elimi kalbime bastırarak dramatize sesimle.
Annem elini kafamdan çekerken ikisi de bu cümleme güldü. Benim yüzümdeki gülüş de bozulmadan muzip bir sırıtışa evrilirken babamın gözlerinin dolduğunu göz ucuyla görür gibi oldum. Başımı hızla ona çevirdiğimde cidden gözlerinin dolduğunu fark edip "Oha! Gülmemi bu kadar mı istemiyorsunuz ya? Tamam bak gülmüyorum, ağlama." diye atıldım gözlerimi büyüterek. Bu onu tekrar güldürürken dolu gözleriyle gülmesine istemsizce gülümsedim. Sanki ölü oğulları dirilmişti yahu, sadece gülmüştüm.
Ortamdaki havanın dağılışının üstünden henüz birkaç saniye geçmişti ki babam az önceki duygusal ruh hâlinden sıyrılamadığını belirtircesine "Sen hep gül Yekta'm." dedi ve bir eliyle masadaki elimi sıktı. İkisinin de bu son bir yılda benimle birlikte üzüldüklerini biliyordum, onlara açık açık bir şey anlatmasam bile bir şeylerin değiştiğini anlamamaları imkansızdı. Bu yüzden bu abartılı tepkilerine hak verebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya [bxb] • Tamamlandı
RomanceKorel Demirel, karanlık bir adamdı. Ölümcül zekâsı onu son derece tehlikeli birisi yaparken, bencilliği ve acımasızlığı bunu körüklüyordu. Hayatında zaaflara yer vermezdi. Klasik bir mafya babası tanımına kesinlikle uyuyordu. Ta ki, bir gece yarısı...