merhabalar, nasılsınız?
••
"Bebeğim."
Kulağımda yankılanan fısıltıyla yanağımı yattığım yastığa sürtüp "Kırk dakikacık daha." dedim çatlamış bir sesle. Sonra aynı kulağımın üstünde bir nefes ve gülüş sesleri duydum. Rüyada olup olmadığımı anlamamıştım ama soğuk havada gelen bu sıcak hava dalgası hoşuma gitmişti. Bu yüzden gülümsedim.
Bunun üstüne sıcak ve büyük bir el önce yanağımı okşayıp oradan saçlarıma doğru gitti ve muhtemelen her teli ayrı yere dağılmış olan saçlarımı geriye doğru taradı. Hissettiğim huzurla bir kez daha gülümserken "Peki uyu sen o zaman, ben de tek giderim Kaliforniya'ya." diye bir ses geldi.
Beynimin bu cümleyi algılaması birkaç saniye sürdü, algıladığı an gözlerim düğmesine basılmış gibi hızla açıldı. Sanki yeni uykudan kalkmamış gibi açık gözlerimle hemen tepemde dikilen Korel'in muzip bakan yüzüne bakarak "Kaliforniya'ya mı gidiyoruz? Kaliforniya dedin değil mi, yanlış duymadım? Çünkü ben bazen öyle yanlış duyabiliyorum. Mesela ortaokulda bir hocam bana 'Satacaksın.' dediğinde onu 'Sikeceksin.' olarak anladığım için 'Kimi sikeceğim?' diye sormuştum. Kadın da beni yanlış anlayıp 'Sizi sikeceğim.' dedim sanmıştı. Az kalsın disipline gidiyordum da zor kurtardım paçayı. Böyle şanssızlıklar da hep beni bulur yahu... Neyse, ne diyordum? Ha, Kaliforniya! Kaliforniya'ya mı gideceğiz?" diye sordum tek nefeste. Ve gözlerimi heyecanla kırpıştırdım.
Korel'in düz duran dudakları yavaşça kıvrılırken cümlem sonlandığı an eğilip yanağımı sıkıca öptü. Yeni uyandığım için zaten olup biteni tam olarak kavrayamamışken yaptığı bu hareket gözlerimi üst üste hızlıca kırpmamı sağlarken o "Yüzünü yıka kendine gel, aşağıda bekliyorum. Hızlı ol." dedi ve geri çekildi. Sanırım gerçekten acele vardı çünkü adımları normalden bile büyük ve hızlıydı.
Arkasından bakarken dudaklarım kendi kendine kıvrıldı. Yeni uyanmama rağmen büyük bir enerjiyle yattığım Korel'in yatağından kalktım ve odanın içindeki banyoya sekerek ilerlemeye başladım. Çok mutluydum! Çünkü dün bir sürü hediye almıştım!
Tüm mafyalar -evet hepsi, sayımıma göre elli dokuz tane- hediye vermişti. Hepsi ayrı ayrı kendilerince anlamlı ve düşünülmüş hediyeler verirken en beğendiklerimden birisi Tamer'in benim boyumda olan niloya'sı olmuştu. Bir de Kamil abinin aldığı on kasa süt de çok yararlı olmuştu, eğer son kullanma tarihi diye bir şey olmasaydı ömrüm boyunca süt alma derdinden kurtulmuştum.
Bir de tüm ekibin ortaklaşa aldığı bir hediye vardı! Aklıma geldiğinde gözlerim kısıldı. Sarı, zayıf ve robota benzeyen bir oyuncaktı bu. Buraya kadar sorun yoktu. Asıl sorun sürekli hareket etmesi ve konuşmasıydı! Konuşmasını kapatma düğmesi bile yoktu, bir sürü konuşuyordu. Onunla yarışıyordum ve üç kere ben kazansam da bir kere o benden daha çok konuşarak beni yenmişti!
Bu hediyeyi verirken bir de 'Tanıdık geleceğine eminiz.' demişlerdi. Bir ev dolusu mafyanın belki de ilk doğru düzgün örgütlenmeleri bana garip bir hediye almak için olmuştu.
Ama asıl hediyelerimin yanında bunlar bir hiçti. Camın yanından geçerken aşağıda duran ve şu an yıkanan arabama baktım. Evet, artık bir arabam vardı! Elmas abla bana siyah son model bir araba almış, hediyeler verilirken de anahtarı sanki minik bir şey verir gibi vermişti. Şu ana kadar rahat rahat sürdüğüm tek araba köydeyken dedemin tırtırı olduğu için çok heyecanlanmış, bayılma tehlikesi atlatmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya [bxb] • Tamamlandı
RomanceKorel Demirel, karanlık bir adamdı. Ölümcül zekâsı onu son derece tehlikeli birisi yaparken, bencilliği ve acımasızlığı bunu körüklüyordu. Hayatında zaaflara yer vermezdi. Klasik bir mafya babası tanımına kesinlikle uyuyordu. Ta ki, bir gece yarısı...