merhabalar, nasılsınız?
medyada bana koreli anlatan bir şarkı var. dinleyebilirsiniz
iyi okumalar...<3
••
Korel'in Ağzından
Dişlerim olabildiğince birbirine geçmişken odanın camının ardından kapının önünde duraksayan bedeni izliyordum. Her zaman parıldayan sarı tutamları bile daha soluk gözüküyordu buradan, ama bu solukluk gözlerinin yanında lafı bile olmayacak kadardı. İshak'ın ona neler yaptığını az çok tahmin etsem de Yekta'nın bunlardan ne denli etkileneceğini bilmiyordum. Fazla etkilenmişti. Belki de bu yüzden beni göz göre göre bırakmasına izin vermiştim.
Kapının önünde ufak bir duraksamanın ardından harekete geçen çocuğu görüş açımdan çıkana kadar izledim. Onu buraya Tuncer'le gönderirken benim İshak'ın yerini sağlamlaştırmam gerekiyordu, aksi takdirde birisini kendi safına çekip kaçabilecek birisiydi İshak. Yine de eve vardığımda saçma bir umutla onun herkesi etrafına toplayıp konuşmasını istediğim yalan değildi.
Yekta'yı orada gördüğüm an bizden uzaklaşmak isteyeceğini anlamıştım ama bu kadar hızlı olacağını tahmin etmemiştim. Dişlerim iyice birbirine geçerken içime sessiz ama derin bir soluk çekip hâlâ dikildiğim odadan ayrıldım. Alkol içme ihtiyacıyla büyük adımlarla kendi odama ilerlerken kapımın önünde yaslanmış beni bekleyen bedeni görüp içeri girdim. Elmas da beklemeden içeri girdi.
Odamdaki ufak içki dolabının içinden pahalı bir viski çıkartıp kristal bir bardağı elime aldım. Orta sıcaklıktaki sıvıyı bardağa dökerken "İçer misin?" diye sordum düz bir sesle. Elmas'ın onaylamaz mırıltısı kulaklarıma dolduğunda şişeyi yerine koyup elimdeki bardakla bedenimi koltuğuma bıraktım.
Bardaktan beynimi uyuşturmasını istiyor gibi büyük bir yudum alarak yakıcı sıvının boğazımdan ilerlemesini sağladım. Ilık viski tadı tüm ağzıma bulaşırken gözlerimi Elmas'a çevirdim ve "Söyle." dedim ağzını açmaya meraklı olmadığını fark ederek.
Vedalardan hep nefret ederdi, yine de Yekta'yla veda edeceğini düşünmüştüm. Elmas ise tam da bunu konuşmak istiyor gibi ayakta dikilen bedenini masamın önündeki koltuklardan birisine bırakarak "Yekta gitti." dedi. Söylediği her harfle yüzümü incelemişti.
Ona dümdüz bakarak "Biliyorum Elmas." dedim üstüne basarak. Gitmişti. Bu cümlemle gözlerini devirip "Neden durdurmadın onu Korel? Şu an hiç olmadığı kadar sana ihtiyacı var." dedi. Bardağı tutan elim sıkılaşırken yüzümü masanın üstünden biraz ona yaklaştırıp "Sen bana hesap sorabilme hakkını nereden buldun kendinde?" dedim katı bir sesle.
Bu cümlemle bir iç çekip "Onu yalnız bırakma, bunu kardeşin olarak rica ediyorum senden. Kuzuyu kurtlar sofrasında bırakıyorsun resmen, ondan elini çektiğin an üstüne atlarlar." dedi her zamanki bir şey için ikna ederken kullandığı yumuşak tonunda. Bu dedikleri kaşlarımın çatılmasına sebep olurken "Onu tamamen bırakmayacağım zaten Elmas, her zaman adamlarım olacak peşinde. Ona zarar gelmesine izin vermem." dedim aklımda olan bir şeyi açıklayarak. Gerekirse tüm adamlarımı peşine diker yine de güvende tutardım onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya [bxb] • Tamamlandı
RomanceKorel Demirel, karanlık bir adamdı. Ölümcül zekâsı onu son derece tehlikeli birisi yaparken, bencilliği ve acımasızlığı bunu körüklüyordu. Hayatında zaaflara yer vermezdi. Klasik bir mafya babası tanımına kesinlikle uyuyordu. Ta ki, bir gece yarısı...