Merhabalar.
Öncelikle şöyle bir not düşmek istiyorum, ikinci başrolümüzün ismi -Yekta'nın aradığı kişi- Korel Demirel. Bu bölüm onun ağzından olacak.
İyi okumalar. ❤••
Korel Demirel
Sol elimde tuttuğum purodan bir nefes aldım. Aromalı tat damağımda gezinirken günün yorgunluğunu atmak amaçlı başımı sandalyemde biraz geriye yasladım. Dumanı yavaşça salarken dilimde dolanan tadı güçlendirmek adına masada bulunan şarap bardağımdan bir yudum aldım. Gözlerim, dumanla sarılmış tavanda gezinirken bugün yaptığım onca işi aklımdan geçiriyordum. Henüz otuzumun başlarında olmama rağmen, girdiğim bu ağır tempodan şikayetçi değildim.
Telefonumun titreştiğini hissettiğimde bakışlarımı siyah tavandan indirdim. Çalanın kişisel telefonum olduğunu anladığımda elime aldım, ekranda sağ kolum olan Tuncer'in ismini görünce elimdeki puroyu küllüğe bırakıp cevapladım.
"Söyle."
"Abi, bu gece yarısı teslimat olacakmış." Lafı uzatmaması gerektiğini biliyordu, haz etmediğim şeylerin başını çekerdi bu. Şarabımdan bir yudum alıp "Kimden aldınız bilgiyi?" diye sordum. "Sağlam yerden abi, Kürşat'ın tayfadan birisi yolladı."
"Nerede olacak?"
"Şehir bulvarında, yalnız çok adamla gideceklermiş."
"Adamları ben ayarlarım." Başka bir şey deme gereği görmeyip telefonu masaya fırlatır gibi attım. Yarısı bitmiş olan puromdan bir nefes daha alıp diğer telefonumdan bir numara tuşladım. İlk çalışta açılan telefonu "Buyur abi." diyen ses takip etti. Soğuk bir tonda "Topla ekibi geliyorum." dedim. Selim komiserin "Hemen abi." dediğini duyduğumda kapatmadan önce "Geçenki ekibi de topla." diye ekledim. Sorgulamadan onayladı, aramayı sonlandırıp ayaklandım. Bardağın dibinde kalan şarabı tek hareketle boğazımdan yuvarladım ve odamın çıkışına ilerledim.
En çok vakit geçirdiğim yer burasıydı, yasadışı gelen parayı sakladığım şirketlerden birisi olmasına karşın her yere rahatlıkla ulaşabildiğim bir konumdaydı. Ben odamdan çıktığımda koridordaki herkes saygıyla selam verdi, durmadan hızlı ve büyük adımlarla çıkışa ilerledim. Kapının hemen önünde bulunan arabamın kilidini açıp şoför koltuğuna bindim.
"Lütfen ses analizi için şifreyi söyleyin."
"1837040"
"İyi sürüşler Bay Demirel."
Motoru bu sözün üstüne çalıştığında hızlı bir manevrayla yola girdim. Dışarıdan düz, siyah bir araba gibi gözükmesine karşın birçok özelliği vardı bu parçanın. Camları kurşun geçirmezdi, girdiğim anda ses ve şifre taraması yapan sistemi özel olarak benim isteğimdi. İki şifresi vardı, eğer yanlışı söylersem yan koltuğun içinden çıkan bıçak öne fırlayıp yanımdaki kişiyi saniyeler içinde öldürürdü. Aynı zamanda kalp atışına duyarlıydı, eğer kalp atışlarımı hızlandırırsam yine aynı şekilde diğer kişi ölürdü.
Yollar hızla akıp gidiyorken kısa sürede her zamanki depoya ulaştım. Arabadan çıkıp iyice eskimiş deponun içine girdiğimde gözüme ilk önce Selim komiser, ardından elliye yakın yan yana dizilmiş adam takıldı. Benim içeri girmemle hepsi başını eğmiş, ellerini arkada bağlamıştı.
Hepsinin teker teker yüzlerine bakıp ilk önce önemsiz olan mevzuyu halletmeye karar verdim. "Geçenki teslimatı yapan grup..." dedim sert bir sesle. "Mallarda eksik çıktı." Gözlerim o grubun üstünde gezinirken "Kim yaptı?" diye sordum. Herkes gerilmişti, bunu kasılan bedenlerden anlayabiliyordum. Ses gelmediğinde "Eğer o kişi ortaya çıkmazsa, buradan kimse sağ çıkamaz." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya [bxb] • Tamamlandı
RomanceKorel Demirel, karanlık bir adamdı. Ölümcül zekâsı onu son derece tehlikeli birisi yaparken, bencilliği ve acımasızlığı bunu körüklüyordu. Hayatında zaaflara yer vermezdi. Klasik bir mafya babası tanımına kesinlikle uyuyordu. Ta ki, bir gece yarısı...