Ve kan kırmızısı ıslak dudaklarını, benim kurumuş dudaklarıma bastırdı.
Dudaklarım üstündeki ağırlıkla hayatım boyunca hissetmediğim garip bir sıcaklık içime doğru aktı. Hani şu sıcak bal, reçel ve bu tür garip şeylerden bahsediyorlardı ya, size Yekta dürüstlüğüyle söylüyorum ki doğru! Hepsi doğru hem de, bildiğin organlarım arasında yoğun bir şeyin gezindiğini hissediyorum. Hem de nefesini tutunca bile geçmiyor!
Gözlerim sıkıca kapanmışken dudaklarıma baskı yapan iki kırmızı et birkaç saniye boyunca hareketsiz kaldı. Ne ben hareket ettim ne de Korel etti, nefesimi tuttuğum bu sürenin sonunda bir anda Korel'in göğsümdeki eli belime indi ve kendisine çekti beni. Bir anda göğsüm onun göğsüne çarparken ıslak dudaklarını araladı, dümdüz duran iki dudağımı da ağzına alıp yavaşça emdi.
Bir elim bu hareketin üstüne refleksle göğsüne çıkarken bir saniye geri çekildi, hemen sonra ise az önceki sakinliğe tezat bir şekilde sertçe birleştirdi dudaklarımızı. Son derece hızlı ve hırçın bir şekilde hareket ettirdiği dudakları ayak parmaklarıma kadar titrememe sebep olurken avcumun altındaki siyah gömleği sıktım. Sanki arkasından koşan birisi varmış gibi hızlıydı, hızlı olduğu kadar sertti dudaklarının her darbesi. Belimdeki elini sıkılaştırarak beni iyice kendisine çekerken ağzım benden izinsiz bir şekilde açıldı, bu sayede sıcak dilini ağzıma doğru itti.
Dudaklarımın arasından titrek bir nefes alırken bu nefesin bile ona ait olduğunu bilmenin verdiği garip his hâkimdi tüm vücudumda. Belimi fazlasıyla sıkı tutan büyük eli ve dudaklarımı talan eden dili gözlerimi mümkünmüş gibi daha da sıkı kapatmama sebep olurken alt dudağımı ağzına alıp dudakları arasında ezdi. Ezdiği yerin üstünden diliyle bir kez geçtikten sonra aynı yeri bu sefer daha sert bir şekilde ezdi, bu dudaklarımdan ince ve çok kısık bir inleme çıkmasına sebep oldu.
İnlemem benim kulaklarıma bile zor ulaşmışken o bunu duymuş olacak ki tek harekette sırtımı arkamdaki kapıya bastırıp kendisini de bana bastırarak aramızdaki ufacık boşluğun da kapanmasını sağladı. Dudaklarını dudaklarımdan ayırmadan dilini dilime sürttü ve ustaca birbirine doladı. Dudaklarımdan ciğerlerimdeki tüm hava tükenmiş gibi büyük bir nefes aldığımda bana yaslanan bir şeyi daha net hissettim.
Geri çekilmem gereken an buydu, geri çekilmeli ve bunlardan sonra kendimi 'en azından geri çekildim.' diyerek rahatlatmalıydım. Daha sonra eve gitmeli ve Korel'le olan etkileşimimi en aza indirmeliydim. Bunları sadece burada olan ufak bir olay olarak görmeli ve aklıma gelmesine bile izin vermemeliydim. İleride birisi ilk öpücüğümü sorduğunda da bu değil bundan bir sonraki öpücüğüm gelmesiydi aklıma.
Ama bunu istemiyordum.
Aptal ve bozulmuş olan hislerimin tümü mantığıma ters düşecek şekilde karşılık vermem yönündeydi. Belki de mantıklı olan buydu, sonuçta kaç defa ilk öpücük yaşardınız ki? Bir. Bu tek ve bir olan ilk öpücüğün de tek taraflı olması pek hoş bir olay değildi.
Aklımdan tam olarak da bunları geçirerek avcumdaki gömleği biraz daha sıktım ve aralık olan dudaklarımı yavaşça hareket ettirdim. Onun son hızda ve ustaca olan öpüşüne karşılık yaptığım bu acemi darbe karşımdaki adamın bir anda iyice hırçınlaşıp hareketlerini sertleştirmesine sebep oldu, ama bu sefer dümdüz durmak yerine nemli üst dudağını alıp emmeye başladım.
Üst üste aldığım nefesler ve üst düzey yakınlığımız yüzünden sürekli birbiriyle temas eden tenlerimizin arasındaki tek engel olan elimi yavaşça açıp gömleğini serbest bıraktım. Elimi kaslı omzuna sarıp dudaklarımın üstündeki dudağa birkaç saniye daha karşılık verdikten sonra nefes almam gerektiğinin bilincinde dudaklarımızı ayırdım. Onun dudaklarıyla ıslanmış dudaklarımdan çıkan hızlı nefesler yüzüne vururken başını eğip alnını alnıma yasladı ve böyle soluklanmamıza izin verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya [bxb] • Tamamlandı
RomanceKorel Demirel, karanlık bir adamdı. Ölümcül zekâsı onu son derece tehlikeli birisi yaparken, bencilliği ve acımasızlığı bunu körüklüyordu. Hayatında zaaflara yer vermezdi. Klasik bir mafya babası tanımına kesinlikle uyuyordu. Ta ki, bir gece yarısı...