39-Kan

5.1K 580 301
                                    

Keyifli okumalar 🪐

Keyifli okumalar 🪐

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

39-Kan

"Eğer gidecek hiçbir yerim yoksa ve bu küçücük yaşama sıkışıp kaldıysam, belki de kendimle değil başkalarıyla savaşmanın vakti gelmiştir."

Mağaranın içi çok soğuktu, içeriye biraz bile güneş ışığı girmiyordu, çevresindeki bütün ağaçlar sıcaklığı emiyordu. Etrafımızdaki dünya yemyeşil olsa bile zihnimin içi karmakarışıktı. 

''Kolye bende değil.'' 

Yankı, ''Biliyorum sende olmadığını, nerede olduğunu soruyorum.'' dedi merakla. Sesi yumuşak olsa da içten içe öfkelendiğini düşünüyordum. 

''Bilmiyorum.'' dedim gerçekçi bir sesle yalan söyleyerek. Son zamanlarda yalan söylemekte iyiydim.

Yankı buna inanmadığını belli eder gibi kaşlarını çattı. ''Bunun ne kadar ciddi bir durum olduğundan haberin yok sanırım.'' dedi.

''Yankı, lütfen...'' dedim bakışlarımı çekerek. ''kolye benim kolyem ve onu kime vermek istersem veririm.''

Beni biraz süzdükten sonra, ''öyle mi?'' diye sordu. Beni koruma fikrinden vazgeçip gideceğini sandım ama bakmaya devam etti. ''pekala haklısın. Ama şöyle bir sorun var, kolye her kimin elindeyse o kişiye korkunç bir güç vermiş oluyorsun.''

''Birine verdiğimi neden düşünüyorsun, belki de sadece saklamışımdır.'' dedim ikna edici bir sesle.

''Kimde olduğunu tahmin edebiliyorum ve beni endişelendiren de bu.'' dedi. Onun Teoman'ı düşündüğünü ve kolyenin onda olduğunu bildiğini hissettim. ''Onda, öyle değil mi?'' Bakışlarında gerçek bir endişeye dönen bir şeyler gördüm.

''Sen benim sorularıma cevap vermiyorsun, ben de seninkilere cevap vermeyeceğim.'' dedim. Yeşil gözlerine inatla baktım.

''Ne bilmek istiyorsun?'' diye sordu.

''Beni de kontrol altına almaya çalışacak mısınız?'' diye sordum. ''anneme olduğu gibi buradan gönderip ölüme itecek misiniz?''

''Bir avcı olabilirim,'' dedi kısık bir sesle. ''ama onlar gibi olmadığımı sana daha önce söyledim, tarafımı belirledim.''

''Yankı sana asla güvenemiyorum.'' dedim dürüstçe. Korkunç bir fırtına kopmaya başladığında bunun sebebini tahmin edebiliyordum. Zahra orada bir yerlerde kötü hissediyordu, avcılar kim bilir ne yapıyorlardı.

''Geçen gece gelemedim,''  dedi Yankı, fırtınayı önemsemeden. ''Söz veriyorum bir daha olmayacak. Zorunluluktu ve son görevimdi. Kolye seninle olduğu sürece ihtiyacın olduğunda burada olacağım.''

Yıldırımlar ve rüzgar beni iyice korkuturken Yankı yanıma yaklaştı. ''Bana güvenmen için ne yapabilirim?'' diye sordu.

Hayat dolu, yeşil gözlerine bakarak çevremdeki bütün kaosu ve kötülüğü düşündüm. ''Bütün bunların bir an önce bitmesini istiyorum.'' dedim. Beni dinlemeye devam ederken sarı saçlarından küçük damlalar akıyordu. ''Teoman sen olmadığında bana çok yardım etti, yaralandı ve buna rağmen benimle kaldı. Aynı şekilde Evren de öyle. Zahra ise sadece mutlu olmak istiyor. Onların zarar görmesini istemiyorum.''

KÖTÜLÜK KELEBEKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin