Yukarıya bıraktığım videoda when the party's over şarkısı var. Bölüme daha iyi odaklanmanız için yağmurlu versiyonunu dinlemenizi tavsiye ederim.
Güzel tahminler ve bol yorumlar sonucunda minik bebeğime ithafımı da yaptığıma göre bölümü ellerinize bırakıyorum.
Keyifli okumalar canlarım 💖
7-Ev
Kendimi karmaşanın içinde yuvarlanıp giden kurumuş bir kağıt parçası gibi hissediyordum. İnsanlar yüzüme, gülümsememe ve ses tonuma bakıp iyi olduğuma karar veriyorlardı. Herkes gibiydim sonuçta, okula gidiyor, kitaplar okuyor, sınavlara giriyor ve çıkıyordum. Her geçen yıl üzerime daha da ağır izler bırakıyordu ama rol yapmaya devam ediyordum.
Onlardan biriymiş gibi davranıyordum, aptal olmadıklarını biliyordum. Tepkilerimin anlamsızlığını, yaşını kaybetmiş ruhumun çürük kokusunu alıyor olmalıydılar. Benim gibi biri için, bedenine böyle tutsak olmuş ve sıkışıp kalmış biri için hayat kabustan başka bir şey değildi. Bir adım daha, bir adım daha...Böyle devam ediyordu. İçimde kara delik kadar büyük bir boşluk vardı. Güzel olan ne varsa oradan içeriye süzülüyor ve sonsuza kadar yok oluyordu.
Küçük beyaz bir kelebek, duvarın dibinden ayrılıp kanatlarını çırparak bana doğru geldi. İçimden onunla konuştum, neden mutlu olamıyorum? diye sordum. Neden bu kadar problemliyim, neden hiçbir şey beni iyileştiremiyor?
Beyaz kelebek etrafımda iki tür attıktan sonraki gelip montumun üzerine tutundu. Kanatlarındaki küçük yeşil benekler tozluydu.
Ne istiyorsun, seni ısıtmamı mı? Ben kendimi bile ısıtamıyorum ki.
Kanatlarını çırptı ama uçmadı. Montumun üzerinde beklemeye devam etti. Ellerimi çıkarıp onu avucumun içine aldım. Kelebeklerin benimle her zaman ilginç bir bağı olduğunu düşünürdüm. Benden korkup kaçmazlardı.
Okul bahçesinde, içimdeki boşluğu da sıkışmışlığı da derinden hissederek yağmurun gittikçe hırçınlaşmasını izledim, gök gürültüsü intikam almak ister gibiydi. Bu korkunç sesin bana neden böylesine iyi geldiğini anlayamıyordum. Gözlerimi gri bulutlardan çekip etrafı arayarak ayakta durmaya devam ettim. En ufak bir ses bile gelse beklediğim kişiymiş gibi umutla bakıyordum. İyice hızlanmış olan yağmurdan saklanmak için okulun dibinde bir saatten fazla o şekilde bekledim.
Ve Teoman gelmedi.
Kimse gelmedi. Bomboş bahçede benden başka kimse yoktu, yağmurun sesi her yeri sarmışken hayal kırıklığımın uğultusu kulaklarıma doluyordu. Bu sefer gerçekten aptal gibi hissediyordum, kandırılmış ve aşağılanmış bir duygu vardı içimde. Telefonumun şarjı bitmişti ve yakınlarda kimse görünmüyordu. Tamamen yıkılmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜLÜK KELEBEKLERİ
FantasyWattys 2022 Paranormal/Fantastik Kazananı 🏆 •Vampirler, cadılar ve avcılar • Herkesin söylediğinin aksine kalbinde hiç sevgi taşıyor musun, Teo? Donuk bakışların ve sert tavırların etrafındaki herkesi uzaklaştırırken bundan öyle memnun görünüyorsun...