42-Dolunay

4.9K 546 167
                                    


Her karakter bir hayvanı temsil ediyor. Ben bölüm başlarına ekleyeceğim, düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın.

Keyifli okumalar cadılarım 🪐

Keyifli okumalar cadılarım 🪐

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

42-Dolunay

O gece gökyüzünü aydınlatan ay ışığı ile birlikte evden ayrıldık.

İçimde derin bir sızı, uğursuz bir korku vardı. Karanlık caddelerde köşelerde birikmiş yağmur damlaları, pencerelerin ardından yansıyan ışıkla aydınlanıyordu.  Her şey normalmiş gibi çıktık evden. Öncesinde Teoman aradı ve bana "Alara'nın yanından ayrılma." dedi.

Ona ne diyeceğimi bilmiyordum. Birbirimizden öyle uzak ve öyle farklıydık ki. Şimdi aynı tarafta mıydık? Önce soluk kapaklı bir kitap sonra da beyaz, gümüş bir kolye miydi hayatımızı birleştiren.

"Dikkat et, seni almak için geleceğim."

Söylediği son şey bu olmuştu. Ve ben hâlâ neden beni almaya geleceğini anlamıyordum. Korumak mı istiyordu, kolyeyi ona verdim diye -borcunu ödedim diye- o da kendi borcunu ödemeye mi çalışıyordu?

Hayatım boyunca kimse onlara yaptığım iyi şeyler için karşılık vermemişti. Annem bile.

"Tamam." demiştim sadece.

Korku, beni Alara denen kızın yanında kalmamı sağlıyordu. Benden nefret ettiğini düşünüyordum, kuzeninin benim yüzümden gittiğini düşünüyor olmalıydı. Bakışları ve hareketleri bunu anlatıyordu.

"Can bizimle gelmeyecek mi?" diye sordum.

Can eline arabanın anahtarlarını alıp bizden ayrılmak üzere uzaklaşmıştı. İçine daldığım düşünceler öyle yoğundu ki o uzaklaşmadan önce yapılan muhabbetleri hatırlamıyordum.

Herkes daha az önce konuştuk bunu, der gibi bakıyordu.

"Hayır, ben gelemem." dedi Can. "Ailem hiçbir şey bilmiyor, onlara bunu açıklayamam."

"O bir insan." dedi Alara. Hemen yanımda duruyordu. Üzerinde Teoman'ınkine benzeyen deri bir ceket vardı. "Zarar görebilir, hadi git Can."

Can bana dudaklarını bastırarak baktı. "Teoman'ı bulduğunda ona selamımı söyle." dedi. Birkaç adım yaklaşıp sıcak bir şekilde bana sarıldı. "Ona de ki dünyanın en dangalak vampirinden de böyle dangalak bir kaçış beklenirdi zaten."

Güldüğümde onun gözlerindeki gülümseme arttı. "Alara," dedi bakışlarını ona çevirerek. "Haber vereceğim size, irtibatta kalın."

Bana son kez baktıktan ve selam verdikten sonra uzaklaşmaya başladı. O caddeden sola dönerken biz düz devam ettik. "Ne haberi?" diye sordum.

Barlas, Can uzaklaşıp karanlıkta kaybolana kadar arkasından baktı. Yeşil gözleri küçük bir an için bana değdiğinde "Dijital kontrol." dedi sadece. Gözlerinin içi sokaktaki karanlıkla birleşip siyahlaşmıştı. Bana neden bakmamaya çalışıyor, neden olabileceği en uzak noktada duruyordu bilmiyordum.

KÖTÜLÜK KELEBEKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin