53-Takım

4.4K 509 438
                                    


Keyifli okumalar cadılarım.

Keyifli okumalar cadılarım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

53-Takım

Yokuş aşağı yuvarlanmaya başladık. Dönen bir topun içindeymiş gibi dengemiz hızla sarsıldı. Öne doğru öyle hızla savruldum ki neredeyse başımı cama vuruyordum. Çevremdeki her şey biz döndükçe parçalanmaya ve kırılmaya başladı. Kırık sesleri arasında gözlerimi kapattım ama son gördüğüm Can'ın öne doğru savrularak başını çarpmasıydı.

Camlar parçalandı, beni tutan kemere rağmen arabanın içinde oradan oraya savruldum. Dünya tamamen dönüyordu, kırılmış cam parçaları her yerime çarpıyordu. Öyle hızlı dönüyorduk ki bedenimdeki her bir uvzun parçalara ayrılıp benden ayrılacağını sandım.

Sonunda araba bir şeye çarpmış olacak ki tepetaklak bir şekilde durduk. Koca bir gürültü oldu. Saçlarım yüzümün çevresini kapatmışken nefes almakta zorlanıyordum. Büyük bir yıkıntının altında kalmış, enkazda sıkışmıştık. "Can..." dedim ona dokunmaya çalışarak. "Can, iyi misin?"

İçimdeki büyük korkuyla ona baktım. Tamamen yere yığılmıştı. Kemerim beni tutuyordu ama onu tutan hiçbir şey yoktu. "İyiyim." dedi zayıf ve kısık bir sesle. "Kendimi hissetmiyorum."

Ben de hissetmiyordum. Bedenimin bir yerinde keskin bir acı vardı ama nerede olduğunu anlayamıyordum. "Teo?"

Teo, "Çıkacağız buradan, Can dayan kardeşim." dedi. Onun sesini duyunca kendimi rahatlamış hissettim, en azından aramızda kötü durumda olan tek kişi Candı ve o da henüz konuşabiliyordu.

Teo'nun bulunduğu yeri göremiyordum ama kapıyı açmaya çalıştığını duydum. Açılmayınca sert bir darbe ile hurdaya dönmüş kapıyı açtı. İçeriye hafif bir rüzgarın girdiğini hissettim. O an yeni bir korku daha bedenimi sarmaladı. Ya araba yanarsa, ya içinde kalırsak?

"Can lütfen kendine gel." dedim korkuyla. "Can..."

Hafifçe hareket etti ama yapamadı. Kemerimi açmaya çalıştım. O sırada Teoman Can'ı olduğu yerden çıkarıyordu. Dikkatle onu kendine çekerken Can da kendini kollarıyla dışarı itiyordu. Kemerimi açamıyordum, öylece sıkışmıştım.

Teoman Can'ı uzaklaştırdığı zaman bacağımı sıkıştığı yerden çıkardım. "Ahh!" İşte acıyan yer burasıydı, bacağım! Cam parçası üst bacağımı kesmiş ve keskin bir acıyla etime saplanıp kalmıştı.

Teo olduğum yere tekrar döndüğünde siyah botlarını gördüm. Açmış olduğu kapıya eğildi ve boylu boyunca yere uzanıp bir asker gibi içeriye doğru uzandı. "Arin, iyi misin?" diye sordu.

"Bacağım kanıyor." dedim endişeyle. Teoman bacağımı fark ettiğinde dişlerini sıktı ya da nefesini tuttu, bakışlarını benden uzaklaştırıp kemerime baktı. Zorlanıyordu.

KÖTÜLÜK KELEBEKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin