6- Yıldırım

9.3K 828 529
                                    

Bundan sonra yapılan tahminleri ve yorumları dikkate alarak bölümleri okurlarıma ithaf edeceğim. Çünkü her bölümü her birinize armağan etmek istiyorum. Şimdi yukarıdaki müziği açalım ve bölüme başlayalım.♡

6-Yıldırım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

6-Yıldırım

"Tanrı ona o güzelliği kalbindeki kötülüğü örtmesi için verdi. Çekici yanı olmasa içindeki karanlığa kimse yaklaşmazdı. "

Önümdeki çocuklar birer adım geri çekildi. Ayaklarının zemine sürtünme sesiyle bakışları arkamda duran Teoman'a yöneldi.

''Hoş geldin konuşması yapıyorduk.'' dedi önümdeki, sevimsiz olan. Yüzündeki gülümsemesi bir anda sempatik bir kılığa büründü. Ben bile bu sempatiyle neredeyse inanıyordum.

Teoman, ''Konuşmanı yaptın,'' dedi kaba bir şekilde. ''uzaklaş şimdi.'' giderek boşalana koridordan sesi sertçe yankılandı.

Sevimsizin yanındaki sert çocuk bunu hazmedemiyormuş gibi dişlerini sıksa da hiçbir şey söylemedi. Önümde duran ise başıyla onayladı. ''Öyle olsun bakalım.'' dedi. Son kez bana baktıktan sonra sahte bir gülücük bıraktı. ''hadi beyler, kantine gidiyoruz. Karnım kazındı.''

Kaşlarım çatık bir halde uzaklaşmalarını izledim. Yeterince uzaklaştıklarında dolabımı tekrar açtım ve Teoman'a baktım. Sanırım bu sefer teşekkür etmem gerekiyordu. ''Teşekkür ederim.'' dedim zoraki gülümsemeyle. ''ama hallediyordum, sorun değildi.''

''Tehdit ettiğinde halletmiş olmuyorsun,'' dedi çok bilmiş bir şekilde. ''bir dahakine karşındakinin suratına sert bir yumruk atmalısın.''

Benden mi bahsediyor? Tanrım, yumruklarımın ne kadar küçük olduğunu görmüyor mu? Birine yumruk atarsam kırılacak tek şey bileğim olur.

Dolaba geri kalan kitapları da yerleştirip ihtiyacım olanları çantamda bıraktım. "Denerim," dedim gergin bir şekilde. "Teşekkür ederim."

Teoman ellerini kotunun ceplerine koyup gözlerini üzerimde tutmaya devam etti. Hissettiğim gerginliği belli etmemeye çalışsam da duygularımı görüyor gibi hissediyordum.

"Ödev için konuşmadık." dedi soğuk bir şekilde. Dolabı kapatıp tekrar yüzüne baktım. "Konu seçmediğimiz için son konu bize kalmış."

Bakışları umursamaz bir çekingenlikle saçlarımda ve boynumda dolaştı. Onu yorgun gösteren asi kırmızı çizgilere rağmen gözleri oldukça canlı duruyordu. Beyaz kısmı kılcal damarların kızarıklığı ile renklenmişti. Ama ortada duran siyah noktalar, yüzünde koca koca kara delikler varmış hissiyatı veriyordu.

"Bana fark etmez," dedim küçük bir hareketle omuz silkerek. "Ayrıca..."

Kalbimin ritimleri onun pürüzsüz yüzüne baktıkça artıyordu. Bedenimin ona karşı olan bu anlamsız ve can sıkıcı çekimine anlam veremiyordum. Terlemeye başlamamın sebebi heyecandan mıydı yoksa korkudan mı bilemiyordum.

KÖTÜLÜK KELEBEKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin