16-Kayıp

7.1K 670 408
                                    

Ne yapın edin yukarıdaki müzikle okuyun. ;)

Keyifli okumalar cadılarım🕷️

Keyifli okumalar cadılarım🕷️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

16- Kayıp

"Soğuk birer nefes dudaklarımdan çıkıyor, içim devasa buzlarla kaplanmış gibi.

Karanlık kapımı çalıyor yine, beni sağır ediyor.

Maskenin altındaki yüzler gülümsemiyor, bu bir tiyatro gösterisi.

Suyun altında sesimle boğuluyorum, sonsuza kadar böyle devam ediyor.


Hayatımın hiçbir alanında koşup istediğim şeyi alma cesaretim olmadı, hep başkalarını istediğim şeylere sahip olurken izledim. Ellerimden teker teker alındı her şey, dünya sırtını döndü varlığıma. Olan her şeye rağmen hala buradayım, annemden geriye kalan tek şey benim ve beni de görmezden gelmelerine izin vermeyeceğim. Ona yaptıkları gibi beni de sindirip, susturup, bastırıp itmelerine izin vermeyeceğim, diye düşündüm. Ensemdeki tüyler diken diken olurken karanlık o silüeti saklamak ister gibi arttı, tepelerdeki sis yayılmaya devam etti ve dünya yeni bir dönemeçin içinde dönmeye başladı.

Karşımda duran Teoman, dikkatle bakan gözlerini üzerimden çekmeden motora binmeye hazırlandı, ceketinin fermuarını yukarı çekti, aramızda olan metal sesinden sonra deri eldivenlerini sakin hareketlerle giydi.

Sanki bizi izleyen kimse yokmuş gibi.

O gece kafelerin ve sokak lambalarının buğulu ışıkları asfaltın üzerinde belirirken fark ettiğim şey şuydu, Teoman ne onu izleyen birini görmeyecek kadar aptal ne de ondan alınan bir şeyi fark etmeyecek kadar saftı. Gözlerinin içindeki koyu karanlık, bildiği her şeyi içinde saklamasından kaynaklanıyordu.

''Bir şey soracağım.'' dedim kaskımı takarken, gözlerim gördüğüm kişinin üzerinden Teoman'ın yüzüne yöneldi. Keskin çene hatları ve düz çizgi halinde bekleyen dudakları duvardan daha duygusuz görünüyordu. Beni izleyen bu kişi her kimse Teoman Sarıkaya'nın kendisiyle de alakası olmalıydı.

''Sorularını sonraya sakla,'' dedi bir bacağını motorun diğer tarafına atarak. Elleri olmaları gereken yeri bulup binmem için bekledi.

''Sadece bir tanesini şimdi sormak istiyorum.'' dedim arkasına geçerken. Kolumu beline doladım ve güçlü bedenine hafifçe yaslandım. Bakışlarım silüeti aradı ama bir hayalet gibi ortadan kaybolmuştu. Bir anda kaybolup karanlığa karışmıştı, sanki hiç var olmamış gibi.

''Bu durum hoşuma gitmiyor,'' dedi gergin ve ciddi bir sesle. Kokusu güçlü bir şekilde burnuma doluyordu. ''sor.'' motoru çalıştırdı ama hareket etmedi, başını hafifçe benim tarafıma çevirdiğinde yüzünün çok az bir kısmını görüyordum. Bu bile ciddiyetini görmek için yeterli oluyordu.

KÖTÜLÜK KELEBEKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin