17-Evren

7.5K 686 641
                                    


Yukarıdaki müziği açıyoruz, buraya minik bir başlangıç tarihi ekleyip bölüme geçiyoruz, Keyifli okumalar cadılarım 🕷️

Yukarıdaki müziği açıyoruz, buraya minik bir başlangıç tarihi ekleyip bölüme geçiyoruz, Keyifli okumalar cadılarım 🕷️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

17- Evren


"Uzandığın soğuk zeminden kalk artık

Ruhunda birikmiş tüm engelleri silkele , bir adım at."

Bir gece rahatsızca yatağımın içinde uyurken kendimi bir rüyanın içinde, ıslak asfalt zemine bakarken gördüm. Ayaklarım siyah botlarımın içinde üşüyordu, hava soğuktu ve gökyüzü tüm ışığı çekmişti dünyadan. Kendi karanlığımızla baş aşaydık. Hatırlıyorum da başımı kaldırıp yabancı bir adama bakmıştım, hemen önümde duruyordu; sadece birkaç metre uzakta. O zaman tanımamıştım o yüzü ve hiç de anlamlı gelmemişti.

Şimdi düşününce o adamın şimdi kapıda beni bekleyen çekik gözlü motorcudan başkası olmadığını içimde bir yerlerde hissediyordum. Rüyada görülen suratlar hemen silinir zihinden, bir şey çekip çıkarır onları oradan. Ama o kalmıştı, rüyamdan görüntü ondan başkası olamazdı, karanlık ormanı arkasına almış bir şekilde bana bakıyordu. Çevremde onun gibi giyinen başka kimse yoktu, ona benzeyen ve onun gibi konuşan kimse...

Annem hep şeytani varlıkların korkutucu değil, aksine insanı cezbedebilecek kadar güzel göründüklerini söylerdi.

Ben o rüyanın içinde bunu düşündüm, harfi harfine. Yağmur yağmamıştı ama yol ıslaktı. Hava sisli değildi ama her şey buğuluydu, karşımda duran adam bana elini uzatıp bir şey ister gibi baktığında ona cevap veremedim; sanki dudaklarım üzerine kilit vurulmuş çelik bir kapı gibi kaskatı kesilmişti.

Ona istediği şeyi vermedim, rüyamda bile siyah bir mürekkeple kaplıydı gözleri; hiçbir şey söylemeden karanlık dumanlarla kaplanmış gökyüzüne çevirdi onları. Ondan bir şey çalmıştım. Karşılığında benden bir şeyler alacaktı.

Dünya artık mavi değil, üstü kapatılmış bir karabasandı. Uyandığımda bile günlerce etkisinde kalmış ve her nefes alışımda boğuk dumanla doluyor gibi hissetmiştim. O geceki rüyadan sonra birkaç gün sonra aynı karanlık yine rüyamda yakalamıştı beni, aynı yerde duruyordum. Bu defa o adamın laneti beni bulup sürüklemeye başlamıştı.

Şimdi merdivenlerden inerken daha iyi hatırlıyordum o rüyayı, öyle korkmuştum ki defterime not etmiştim. Harfler hâlâ silik silik duruyor olmalıydı. Ve ben birazda Teoman'ın karşısında duracak ve ona kitabın bende olmadığını söyleyecektim, laneti gelip beni bulacak mıydı?

Rüyamda olduğu gibi yollar boyunca sürükleyip bedenimi paramparça edecek miydi?

Evin dış kapısına yöneldim, sokak karanlıktı. Tepede duran ağaçlık bölge sisle kaplıydı ve ağaçlar bulundukları yere kendi yansımalarını bırakıyordu. Bakışlarım ona yönelirken eşikte durdum. Evren onun yanında durmuş, sakin bir şekilde onunla sohbet ediyordu. Teoman ne düşündüğünü belli etmeden arada bir onu onaylıyordu ama donuk tavırlarından hiçbir şey belli olmuyordu. Yine de Bora'dan daha iyi anlaştıkları belli oluyordu.

KÖTÜLÜK KELEBEKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin