67-Yıkım

3.9K 499 277
                                    

Keyifli okumalar cadılarım 🪐

Keyifli okumalar cadılarım 🪐

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yıkım

Ok hızla bana doğru geldiğinde, daha kendimi korumama bile zaman tanımadan havayı delip geçti. 

Bana saplanacağını, tenimi parçalayacağını sandım. Fakat öyle olmadı, hedef hemen arkamdaki kişiyi bulup onu yere devirdi. Yankı'ya tekrar baktığımda bana doğru koşuyordu, ben de ona doğru koştum. Ona yönelen bütün oklara karşı güçlü duvarlarla karşılık veriyordum. Hareketleri öyle hızlıydı ki; hem koşuyor hem nişan alıyor hem de saldırılardan kurtuluyordu. 

''Balkonda duranlara dikkat et.'' diye uyardı beni. Dediğini yapıp yüksek bölümlerde nişan almaya hazırlanmış okçulara baktım. Her şey çok hızlı bir şekilde oldu. 

Peri ve Zahra, olabildiğince çevredeki avcılarla dövüşüyorlardı. Fakat ne dövüş becerileri ne de güçleri onlar için yeterli olmuyordu. Bora Abi, Yankı'nın arkadaşı olan bir grup avcı ile birlikteydi. Alara'nın dövüş becerileri ise oldukça iyiydi, fakat kim avcılar kadar başarılı olabilirdi ki? Ben ve Yankı da koskoca salonun ortasında, bize yöneltilmiş okların hedefindeydik. Dakikalar içinde herkes yorgun düştü. Storza'nın bunu beklediğini biliyordum. Sakin bir duruşla çevredeki savaşı izliyordu. Bakışları aynı anda herkesi görebiliyordu. 

Duvar oluşturmak ve acıyı düşünmek artık canımı o kadar yakıyordu ki, aç ve susuz olan bedenim; gittikçe güç kaybediyordu. Bakışlarım Yankı'yı bulduğunda onun yorgun haline rağmen böylesine azimle çalışması beni de güçlendiriyordu. Çünkü durursam onu sonsuza dek kaybedeceğimi biliyordum. Ateş gibi yanan gözlerine rağmen, dudakları renksiz kalmıştı.

''Buradan çıkmamız gerekiyor!'' dedim yüksek sesle. 

''Biraz daha dayan,'' dedi Yankı. Sırtım onun sırtına değiyordu, sert kaslarının şişip sönüşünü hissedebiliyordum. ''az kaldı, geri çekilmekten başka çareleri yok.''

Kalbim deli gibi atıyor, bedenim titriyordu. Ölecek gibi hissediyordum. Eğer öleceksem bile, diğerlerinin yaşamasını istiyordum. Yankı'nın da dediği gibi, uzun bir süre savaştıktan sonra geri çekilmek zorunda kaldılar. Çok kayıp vermişlerdi, 'savaş stratejileri çok eskide kaldı' demişti Yankı. Ama bunu bile beni iyi hissettirmek için söylediğine emindim. Çünkü onlarca defa ikimiz de ölüm tehlikesi yaşamıştık.

Dakikalar sonra, Storza, oturduğu yerden kalktı. Öfkelenmişti, ne istediği açıkça ortadaydı. Ölümümüzü görmek, bizi birer böcek gibi ezmek istiyordu. Buna susamış olduğunu yüzündeki ifadeden okuyabiliyordum.

"Yeter!" diye bağırdı. Sesi öyle yüksek çıkmıştı ki, ayaklarımın altındaki zeminin sallandığını sandım. Onun bu hiddetine karşılık herkes bir an afalladı. Storza oturduğu yerden kalkmış, basamakları inerken avcıları da durmuştu. Şimdi korkutucu kısım başlıyordu. Avcılar yapamıyorsa kendisi yapacaktı. Bakışları Yankı'nın üzerine doğru ilerlerken adımları bize doğru yaklaştı. Yanımda duran Yankı'yı tuttum. Eli parmaklarıma ulaşıp beni kendinden ayırdı.

KÖTÜLÜK KELEBEKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin