48. Bölüm: Aynı Değil

547 485 92
                                    

48.Bölüm:"Gözlerinde bir elmas var fikirlerimden daha parlak. Zihnimi ele geçiren rüyada bulurken kendimi hala sana yakın ellerim. Bundan seni her beni andığında silinsin izlerim."



Gözlerimi kış güneşiyle araladım. Bedenim sızlıyordu. Can'ın koluna sarılmış üzerime yorganı iyice çekmiştim. O kadar çok rahattım ki, gün boyu bu yatakta kalabilirdim.

Bakışlarım Can'a kaydığında yavaşça gözlerini araladı. Kirpikleri birbirine çarptıkça bana izlenecek manzara sunuyordu. Çünkü artık etrafımda olanları dikkatle izleyecek, inceleyecektim. Birkaç saniye süren şeyleri zihnimde yıllarca yaşatmak için çabalayacaktım. Unutmak kadar kolaydı hatırlamak.

Elimi uzatıp yanağına dokundum. Elmacık kemiklerinin bu kadar güzel oluşunu kıskansam da belli etmeden sevmeye başladım. Sessizlik çok güzeldi, bozulmasını istemeyeceğim kadar huzur verici.

"Can, benim hala uykum var." Dedikten sonra gözlerimi kapatıp elimi çektim. Başımı koluna biraz daha bastırıp konuşmasını engellemek istedim.

"Uyuyabilirsin."

Söylediği kelimeyle beraber kapattığım gözlerimi açtım. Çünkü biraz zıt davranmayı seviyorum. Mesela bana yapma derse yapmak isterim. Bakışlarım onu bulduğunda dakikalar önce benim yaptığım gibi elini yanağıma koydu. Sonra cevap vermeme fırsat kalmadan parmaklarını gözlerime getirip sanki geçmişte akan yaşın kurumuş haline dokundu.

"Irmak, bu senin hayatın sevgilim. İstediklerini sormadan yapabilirsin."

Bunu unutmuştum. Sürekli birinden onay almam gerekiyor gibi hissediyordum. Doğrusu öyle hissettiriyorlardı. Tabi çocuklukta bunu doğru buluyorum, ama şimdi biraz olsun mutlulukla istediklerimi yapabilmeliydim. Sesimin en kısık tonunu kullanarak başımı yüzüne çevirdim.

"Yapmak istediğim birsürü şey var."

Hafifçe gülümsedikten sonra saçlarıma dokunup düzeltti. "Benimde, mesela yeni yerler keşfetmek gibi."

Evet, bunu anlamak için biraz düşünmem gerekiyordu. Keşfetmek bilmediğim bir yere gitmekti. Bu taraftan bakınca o kadar güzel ve vazgeçilmez görünüyordu. Diğer tarafı, evinden uzakta olmaktı. Alıştığın düzeni yıkmak, buna değer miydi? Sanırım değerdi. Eğer bir gün tam yirmi bir yaşına basarsanız bundan sonrasında kendi iyiliğiniz için çabalayın...

Bakışlarımı tekrar Can'a çevirip cevap verdim. "Biraz rahat duramaz mısın canım?"

Büyük bir kahkahayla başını hayır anlamında iki yana salladı. Bu hallerini çok seviyordum, hayal ettiğimden daha tatlı görünüyordu.

"Irmak."

"Efendim?"

Bakışlarımı ona yöneltip heyecanla söyleyeceği şeyi bekledim. Saniyeler geçti, düşüncelerim değişikliğe uğradı. Sıkıca sarıldıktan sonra "Bir şey yok, hoşuma gitti." dedi. Cevap vermedim. Saçlarım kolunun altında kaldığı için biraz acısa da bu anı bozmak istemedim. Bakışlarımı cama çevirdim, en üst katta olduğumuz için rahat davranıyordum. Bulutları izlerken zihnim geçmişte bir yolculuğa çıktı. Eski anılarımı hatırladım, bir gün demiştim ki. Tam on altı yaşlarımda. Yaşlandığında bir kanepenin ucunda gökyüzünü izlerken kırışan ellerin yüzüne değecek. Titreyen çenen ağladığın için değil de kendini kontrol edemediğin için olacak. Sonra geriye dönüp baktığında hatırı sayılır anılar biriktir. Dönüş yolunda unuttuğun hatıralarınla tanış tekrar, kendini boş bir yolda değil de vazgeçilmez bir kadın olarak tanımla.

Şimdi yaşlı olmasam bile yirmi bir yaşımı doldurmak üzereyim. Ve önümde ne kadar zaman var bilmiyorum. Ama üzüldüğüm geçmiş için seviniyorum. Can'ı tanıdım, onlarca saniye hiç durmadan yürüdüm, konuştum ve sevdim. Ve devam ediyorum. Her karede mutlu bir poz bırakmak için gülümsüyorum. Mutlaka yavaş yürümeye çalışıp geçtiğim sokağa ayak izlerimi daha fazla bırakıyorum. Bittiğinde her noktayı tarif etmek için izliyorum.

Bulutların ArdındanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin