51.Bölüm: SÜRPRİZ

550 469 60
                                    

51.Bölüm:"Eskisi gibi değil zihnim. Sana yazdığım onlarca cümleden sonra sıradanlaştı yazmaya çalıştıklarım. Bu beni bir adım kala tekrar bırakışın. Unutma karardığında korkutucu olur sokaklar, bazen açtığın ışıkta biter geri kalanlar. Ve sana gelebilmek için sadece bir şansım var. Uçmadan önce düşeceğini anımsa..."



Nedense bitmesini istemediğim bir günün tam ortasındaydım. Kulaklarıma dolan her melodide daha fazla tutunuyordum hayata. Karanlık denilen günlerimden artık bahsetmiyorum bile. Güç denilen siyah benim için sadece bir renk olmuştu. O gün anladım, odamı biraz daha aydınlatsın diyerek açtığım küçük ışık korktuğum gölgeleri oluşturuyordu. Bundan sonra ya aydınlıktayız, ya da tamamen karanlıkta kaldı bedenimiz.

Hala anlamsız cümlelerle aklımı karıştırmaya çalışan zihnimin sesini aştığım şarkıyla susturuyorum belki de. Anlamak zor olsa zaman geçti ve ben kimse fark etmeden ayakta kalmayı başardım. Düşsem de koştuğumu, ağlasam da güldüğümü ve yaşayıp unuttuğum onlarca anıyı silemezdim. Ben bazen gitmeden önce kalmak için bakardım arkama. Şimdi koru sessizliğimizi. Burada bitmeden başlayacak yenisi...

Bedenime işleyen rüzgar ve nemli kalan saçlarımdan rahatsız olsam da belli etmeden Can'a daha fazla sokuldum. Ellerimi bırakmıyordu. Hoşuma gittiğini bildiği içindir diye düşünerek başımı biraz kaldırdım.

"Devam edelim mi?"

"Edelim."

Yavaş hareketlerle toparlanıp ayağa kalktık. Gitarı kucağıma alıp arabaya doğru yürüme başladım. İçimden geçen onlarca hissi bir günde yaşayıp tamamen uyutmak mı denir buna bilmiyorum ama istediğim buydu. Arabaya geçip bir sonraki yerimize gittik.

Uçurum kenarına...

Burada oluşan kötü anımızı iyiye çevirmek için Can'ın fikrini onaylamıştım. Attığım her adımda sanki bir yaş daha alıyordu bedenim. On yedi çoktan bitmişti. Şimdiye dönmüştük. Ayaklarımın altında ezilen yaprakların sesleri kulaklarıma doluyordu. Bu hissi daha önceden tanıyordum. Onunla kampa gittiğimiz günlerden. Anımsadığım onlarca şey vardı. Odaklanmakta zorlandığımı fark etmem uzun sürmedi. Tam ucunda durduk, aşağıya doğru bakıp delireceğimi sandığım günleri izledim. Önüme gelen saçlarımı geriye ittirip Can'ın koluna dokundum.

"İyileşsin anımız, güzel hatırlayalım gitmeden önce."

Belimden tutup kendine çekti. Sıkıca sarılırken kulağıma eğilip birkaç cümle fısıldadı.

"Burada yokluğumla savaşmıştın. Şimdi kalp atışlarımı hissederken zihnini bunun gerçek olduğunu söyle."

Gözlerimi kapatıp dediği gibi içimden tekrar ettim. "Çok güzeldi."

"Neymiş güzel olan?"

"Seninle tanışmış olmak."

Başımı biraz daha göğsüne bastırıp derin nefesler aldım. Belki de kokusunu içime çekmek istemiştim. Nefeslerini saçlarımda hissetmek, ellerini tutmak. Şimdi hepsine sahibim ve bunun için şükürler ediyorum.

Kapalı gözlerimin ardından düşüncelerimi serbest bıraktım.

Onlarca kez dudaklarından adım çıktı. Giderken bile beni düşünen bir adama aşık oldum. Irmak olmak onunla tanıştıktan sonra gerçekleşti. Zihnimde bir hayal kurdum, ağlayarak söylediğim cümlelere onunla güldüm. Işıkları izlerken tuttuğum ellerini uçurumun kenarında da tutuyorum. Kısık sesime aldırış etmeden söylediğim bir şarkı, adımlarımı her attığıma evime götüren sokaklardan biri oldun. Bu belki bir aşkın son adımları. Ama unutma ki bir bulut oluştu gökyüzünde, her ardında kalan yıldız parlamayı bırakmadı. Kesinlikle bu sözlerim içimden söyleyebileceğim türdendi. sonra devam etmek için daha sıkı sarılıp başımı göğsüne bastırdım.

Bulutların ArdındanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin