34.Bölüm:"Sadece tutuyorsun ellerimi, farklı bir yerde buluyorum kendimi. Unutma ki dışarıda karlar yağsa da tenin alev aldırabilir zihnimi."
Söyledikleri az önceki sinirimi geçirmişti. Bana ait olduğunu söyledi. Kollarımın arasındaki mutluluğu seçti. O an sıkıca sarıldım. Bu belki sondu, belki binlerce kez ona sarılacaktım. Eğer sonuncuysa veda, devamı varsa hazırlıktı.
Kaç dakika böyle durduk bilmiyorum. Can yavaşça geriye çekildi. Üşümüş ellerimden tutup oturduk. Gözlerimi üzerinden ayıramıyordum. Kızarmış dudakları, beyazlamış yüzü... Üşümüştü.
"Üşüyor musun?"
"Biraz."
"Sarılalım mı?"
Bundan 3 sene önce bana biri şu cümleyi kur dese, asla yapmazdım. Hatta sert davranır, hayatım boyunca yapmayacağımı savunurdum. Yapılıyormuş. İnsan aşık olunca dünyanı seviyormuş...
Gözlerimin içine bakıyordu. Tahminen kızarmış burnumla büyük bir gülümseme edindim. Daha fazla dayanamadan benimkine oranla daha büyük gülümsedi. Sanırım, tam şuan hayatımdaki en güzel manzarayla karşı karşıyayım.
"Sarılmak istediğin için üşüyüşümü mü bahane ediyorsun yoksa?"
Evet. Tam da öyle yapıyordum. Biraz daha yakın olabilmek için. Ne çok değişmişim, şuan fark ediyorum. Sert kız, bir kedi kadar uysallaşmış.
Saçlarımı düzeltip omuz silktim. Gözleri daima üzerimdeydi. Belli ki bir hamle planlıyordu.
Saniyeler sonra elimi tutup yanına çekti.
Omzuna yatırıp belimden sarıldı. Biraz eğilip saçlarımı düzelttikten sonra dudaklarından birkaç kelime daha döküldü. Sonsuza kadar bunu duymak isteyebilirim."Yanımdasın, gözlerinden çıkan Işıkların sebebi benim. Ellerim belini sararken onlarca cümle sarf edebilirim.
Yazdığım her kelime duygularını canlandırdığında, benim için gökyüzüne bak. Belki zihnimle boğuşan kalbime zaferi getirebilirim."Utanmıştım sanırım. Bu soğukta kızarmıştım. Nasıl tepki vereceğimi bilmiyordum. Bu kadar duygu dolu bir ana sıradan cümleler yerleştirmek istemiyordum. Ve o an parlayan tek şey yıldızlar değildi.
"İçim çok tuhaf. Buna nasıl cevap veririm bilmiyorum."
"Kalbini dinle sevgilim, daima doğru hisseder."
Gözlerimi kapattım. Ellerimi kalbime götürüp derin bir nefes aldım. Kalbim bu kadar hızlı atarken konuşmakta bile zorlanacaktım. Ama aklımda tek bir neden vardı. Bir daha hiçbir gün bu şekilde oturup bu şekilde düşünmeyecek. Hissedemeyecektik. Belki aşkımıza yazık olacak belki birlikte atacaktı kalplerimiz. Ama bu ana benzer tek bir zaman yaşamayacaktık. Bu yüzden yapmak zorundaydım.
"Buradayız. Sadece ikimiz."
Tıkandım. Hayır bu kadar çabuk olamaz, belki en iyisi çıkacak dudaklarımdan. Büyük stres içerisindeyim. Bu ortamda sanırım imkansız.
Gözlerimi kaldırıp Can'a baktım. Hafifçe gülümsediği sırada elini yanağıma koydu.
"Zorlama güzelim."
"Yapabilirim, sadece biraz sakinleşmem gerek."
"Ne oldu da sakinleşmen gerek?"
"Çok soğuk ya, ondan"
Yalan da söyleyemiyordum ki. Verecek cevabım da yoktu. Başımı kaldırıp bulutlara baktım. El sallamayı özlediği bulutlara. Artık bakmıyordu bile. Dizginlemişti özlemini. Konuyu açmak istiyordum. Ama bu an değil, şimdi mutluyuz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutların Ardından
RomanceBulutların üzerinde bana baktığını düşünüyorum her gece, gitmiş olman bitmiş olduğu anlamına gelmez... YAZDIĞIM KİTAPLAR ÇALINAMAZ, KOPYALANAMAZ. TELİF HAKKI İHLALİYLE HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATILIR. YAZDIĞIM BÜTÜN SÖZLER BANA AİTTİR... •TÜM HAKLAR SAKLIDI...