35.Bölüm: Tut Elimi

838 754 125
                                    

35.bölüm:'Açıldı renkler. Gökyüzü bulutuyla morlaştı. Yıldızların doldu saati. Ve söndü karanlığı esir tutan ışıklar. Artık herkes görebilir duvara işlenen eseri.'

Yanıma doğru yaklaşıp arkamdan sarıldı. Saçlarıma bıraktığı öpücükle beraber hafifçe gülümsedi.

"İnandın ya. Şaşırdım biraz."

Ellerimi tezgaha koyarak başımı arkama yasladım. Omzuna doğru...

"İnanmamak ne mümkün!"

Cevap vermek yerine suyu açıp ellerimi yıkadı.

"Yeter bu kadar ev işi, yormayayım ilk günden."

Gülmemek için dudaklarımı ısırıyordum. Ama o benim yerime de fazlasıyla tebessüm ediyordu. Ellerimi havluyla kuruladıktan sonra odaya geçtik. Koltuklara oturduk. Saniyeler sonra aklıma gelen bir fikirle ona doğru yöneldim.

"Can!"

"Efendim canım."

"Bu caddenin sonunda kitapçı var bir tane alsam olur mu?"

Başını hafifçe yana eğip gözlerimin içine baktı. Bu nazikçe reddetme biçimiydi.

"Lütfen!"

Kitaplarla konuşmayalı uzun zaman olmuştu. Bunu özlemiştim ayrıca ihtiyacım vardı. Başka bir hayata üçüncü kişi olarak tanık olmayı ve hepsinin bir hayalden ibaret kılmayı fazlasıyla seviyordum.

"Beraber gidelim."

"Sadece beş dakikamı alır geleceğim hemen."

Sorun etmesini anladığım için ılımlı yaklaşıyordum.

"Hadi Can'ım."

Derin bir nefes alıp yanağıma dokundu.

"Gerekirse koşarak git, beş dakikayı geçmesin. Anlaştık mı?"

Büyük bir gülümsemenin ardından 'Anlaştık.' diyerek yatak odasına yöneldim. Eşofmanla bile gidebilirdim ama yine de pantolonu tercih ettim. Hızlıca üzerimi değiştirip çantamı aldım. Asıl mesele beş dakika içerisinde hangi kitabı alacağıma karar vermek olacaktı. İçimi kocaman bir heyecan kaplamıştı. Bu hissi daha önceden birçok kez tattım. Sanırım heyecandan bayılacaktım.

Dış kapının yanına geldiğimde Can arkamdan seslendi.

"Camdan bakıyorum, hızlı gel."

Endişeliydi. Ama ömrümün sonuna kadar bir evde oturup bekleyemezdim. Kötü düşünceleri zihnimden atıp ayakkabılarımı giydim. Kapıyı kapatıp merdivenleri inmeye başladım. İki kattan sonra diğer ışık yanmadı. Ellerimi havaya kaldırıp beni görmesi için sallarken bir bedene dokundum. Vücudum kaskatı kesilmişti. Korkuyla birkaç adım geriye atıp duvara yaslandım. Nefeslerim düzensizleşmişti. Bu fırsat mı bilmiyorum ama bana dokunmuyorken kaçmam gerekiyordu. Merdivenin nerede olduğunu bile göremezken kendimi öne doğru attım. Sadece birkaç basamak... Kendi irademle inebildiğim...
Sırtımda bir el hissettiğimde yüz üstü merdivenlere itildim. Ama bedenimle buluşan taş değil, yumuşaklıktı. Bu neydi böyle! Kalbim hızla atarken yanıma geldiğini hissettim. Kendimi öne atmaya çalışsam da başaramıyordum. Sadece birkaç saniye sonra kollarımdan tutup dizlerimin üzerinde oturmamı sağladı.

"Canını yakamam! Bunu hala anlamadın mı? İnsan sevdiğine kıyamaz Irmak. Seni seviyorum..."

Derin nefesler alırken yanı başımda oluşu artık tehlike oluşturmuyordu. Son kez konuşma vaktim gelmişti. Sadece bir kez...

Bulutların ArdındanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin