"Siz kafayı yemişsiniz. Beni kaçırıp otele mi getirdiniz cidden ?" Dedi Seungri baş aşağı yürürken. Evet baş aşağı. Dara otelin güvenliğinden yardım istemişti ve adam Seungri'yi kaldırıp omzuna atabilecek kadar...kalıplıydı.
"Şişt uslu çocuk ol bakayım. Nunalarınla böyle konuşma yoksa sana çikolata vermem" diye alay etti Dara onunla. Sırıttım. 1 saat önce çıktığımız ode odasına döndüğümüzde adam Seungri'yi bir sandalyeyr bağladı. Dara olayı kimsenin bilmemesini ve oteldeki güvenliği arttırmak için adamla kapıya kadar gitti.
"Oteldeyiz. Tanrı aşkına burada yarım saate yakalanırsınız. Güvenlik kameralarından tut da bir sürü gören oldu"
"Ona söylesek mi ?" Dedim Dara'ya dönerek. Dara sırıtarak omuz silkti ve Seungri'ye yanaştı. Elini uzattı.
"Merhaba ben Sandara Park. Parksan holdingin veliahtı. Bu otelde benim yeni oyuncağım. Sıkılana kadar. Ah şey elimi çekiyorum. Malum seninkiler bağlı" dedi alayla.
"Lanet olsun" diye söylendi Seungri. Dara sıkıldığını belli edercesine gerindi.
" Ben uykuya döner. Saat kaç oldu zaten. Başka birini kaçıracak olursak uyandırın. Bensiz giderseniz hatrım kalır" dedi ve odalardan birine ilerledi. Bom ile bakıştık.
"Bende biraz uyusam iyi olacak"
"Tabi. Ben uyanığım. Davaya çalışacağım."
"Yorma kendini" dedi ve gitti. Seungri'ye baktıktan sonra masaya oturdum. Davaya odaklansam da az ilerideki Seungri'nin elini cebinde gezdirdiğini görüyordum.
"Bunu mu arıyorsun Ri ?" Dedim telefonunu masaya koyarken. Telefonu hala çalıyordu. İyi ki sessize almıştım.
" Nuna sence de abartmıyor musun ? Hadi bu şakayı bitirelim" dedi ellerini çözmem için kaldırdı.
"Siz abartmadınız mi Seungri ?"
"Biz bir şey yapmadık" dediğinde göz devirdim.
"Seungri 2 yıl oldu. Yanımdasın. Komiksiniz cidden. Bu işi bu kadar ciddiye almanız. Hadi ama Seungri. Sence de biz mi abarttık ?" Dediğimde sinirle etrafa bakınmaya başladı.
"Kaçmaya çalışma. Dara kapıya iki adam dikecek. Bende davaya odaklanmam gerek yani ayaktayım. Yine kafana bir şey yemek istemiyorsan uyu"
"Ben bu halde uyuyamam. Yatmam gerek"
"O zaman beni izle Seungri. Belki yaptıklarınızı düşünür ve acı çekersin" Dediğim de sinirle bana baktı.
"Kimi kandırıyorsun ? Nuna hala onun için çabalıyorsun. O kurtulsun diye" dediğinde hızla ayağa kalktım. Ona doğru ilerledim. "Onu hala sevi-"
Bandı ağzına kapattığımda sonunda sustu. Masama geri döndüm ve davaya odaklandım ama dedikleri aklımda dönüyordu. Acaba neredeydi ? Şuanlık Kore'de olmadığı kesindi. Kore'ye girmiş olsa tutuklanırdı. O zaman neredeydi ?
¤¤¤
"Aramalıyız tabi ki"
"Hangisini aramalıyız ki ?" Dedim Dara'ya cevap olarak. Kaçırılma olayından bu yana 1 gün geçmişti. Sabahtan beri plan yapmaya çalışıyorduk.
"İsim yok ki. Abi 1. Abi 2. Abi 3 ve Abi 4" dedi Dara sinirle telefonda gezinirken. Telefonun şifresini zorla öğrenmişti Seungri'den.
"Daesung'un numarası var bende. Hatta Youngbae'nin de" dedim telefonumu çıkarırken. Seungri ise alayla güldü. Sinirle ona baksam da numaraları karşılaştırdım. Hiç biri değildi.
"Ne yani ? Herkese verdiğimiz numaralarla mı birbirimize ulaşıyoruz sizce dahiler" dediğinde bu sefer atam Bom'dan geldi ve yanından geçerken kafasına bir tane vurdu. Kapımız çalınırken Minzy'nin geldiğini biliyorduk. Dara kapıyı açtı.
"Anca kaçabildim. Siz ne yaptınız? " dedi Dara'ya bakarken. Bize döndüğünde çantası yere düştü.
"Burada ne oluyor? "
"Biz adam kaçırdık" dedi Dara sanki bakkaldan çikolata aldım der gibi.
"Siz Seungri'yi kaçırmışsınız. Delirdiniz mi ? Ah bu suç. Bu bir suç. Benim babam savcı biliyorsunuz dimi? Ah tamam. Tamam. En azından az yatarız. Aman Tanrım. Amerika'dan bu yüzden tatile gelmedim ben buraya. Hepim-"
"Minzy. Seungri kaçırılmayı bu kadar dert etmedi" diye sözünü kesti Dara. Eh yoksa susmayacaktı.
"Siz kafayı mi yediniz ?"
"Bende aynısını soruyorum. Dünden beri hemde" dedi Seungri. Hepimiz sinirle ona döndüğümüzde sustu
"Minzy anlıyorum ama bu...efsaneydi. Bende tereddüt ettim ama çok iyiydi" Minzy bana bakıp Bom'u gösterdi.
"Sizi 1 gün bıraktım ve siz ikiniz onu da mı kendinize benzettiniz ?" Diye sinirle konuştu ve kendini koltuğa attı.
"Ee napıyoruz ?" Sorusu üzerine üçümüz de aynı anda koltuklara yürüdük.
"Ne ? Hadi ama beni bırak. Bende seni şikayet etmiyim. Diğer üçünü etmekle yetineyim"
"Dostum kimseyi şikayet etmeyeceğini biliyorum çünkü sen bu odadaki en suçlu kişisin" dedi Minzy ve bize döndü. Planımızı yani plandan bozma yapacaklad listemizi ona sunduk. Seungri'nin telefonunu bana uzattı.
"İyi. Ara abilerini"
"Ne ? Neden ben ?"
"Çünkü olayla en içli dışlı olan sensin" dediğinde itiraz ettim. Aramızda kimin arayacağı bir tartışmaya döndü. En sonunda Dara telefonu aldı ve Seungri'ye döndü.
"Daesung'un ne diye kayıtlı? "
"Neden spontene gitmiyorsunuz ? Ha ? Belki de asıl istediğiniz kişi çıkar! Şansınıza" dedi alayla Seungri. Dara göz devirdi.
"Senin katilden bozma abilerinden korkmuyorum velet" dediğinde Seungri sinirle ona baktı. Dara bir numaranın üzerinde durdu. Bom kalkıp Seungri'nin ağzını kapattı. Hepimiz telefona baktık.
"Bir iyidir. Bilirsiniz ben hep birinciyim" dedi ve tuşa bastı. Telefon uzun uzun çalarken hoparlöre bastı ve bana baktı. Göz göze geldik ve telefonu bir anda elime tutturup benden uzaklaştı. Tam onu yakalamak için sinirle kalkarken tanıdık ses tüm odaya doldu.
"Seungri! Seni piç sen neredesin ?"
Öyle içimden geldi. Hiç biriniz bu saatte atmamı beklemiyordunuz biliyorum. Sabah güzel bir sürpriz olsun size. Bu arada kimi aradılar sizce ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE WITH A CRIMINAL
Teen Fiction"Biliyorum. Biliyorum bu saçmalık. Belki çocukluk de, belki cahillik, salaklık, aptallık ya da herhangi bir şey de ama ben aşk demeyi tercih ediyorum. Biliyorum saçma ama güzel yanı da bu. Tabi ben o güzel yanını pek tadamadım. Bana yıktıklarını top...
