Who Is Park Bom⁉️

80 15 38
                                    

"Peki sonraaa"

"Sonrasını sonra anlatırım. Bir buluşmaya gitmem gerek. O yüzden bugün erken çıkmalıyım" dedim. Seungri gelmeden.

"O zaman ondan sonra içmeye gidelim" dediğinde ceketimi giyerken ona baktım.

"Dışarda içmeyi sevmiyorum. Bana gelebilirsin. İstersen. Seungri'ye söylerim seni alır."

"Hayır buna gerçekten gerek yok. Ben taksiyle gelirim. Zaten şuan bir işim yok. Bir kahve içer sonra sana geçerim" dediğinde kafa salladım.

"Şöyle yapalım Bom. Buluşmam buraya yakın. Seni de getirmek isterdim ama iş ile alakalı. Seungri beni binadan alacak. 40 dakika sonra. Sende aşağıda ol. Olur mu ?" Dediğim de onayladı. Binadan çıkıp bıkıp Dara ile sözleştiğimiz kafeye gittim. Siyah gözlük ve büyük siyah şapkasıyla gizlenmeye çalışırken aslında daha da göze batıyordu. Ona el sallayıp önce kendime kahve almak için sıraya girdim. Bana gelen sırayla istediğim kahveyi söyledim. Kahveyi almam ve arkaya dönmemle birine çarpmam bir oldu. Sıcak kahve çarptığım kişinin üzerine döküldüğünde panikle bağıran ben olmuştum.

"Kahretsin. Tanrım. Yaktım seni"

"Kesinlikle" dedi konuşa kişi. Ben kasadan mendil alip kahve dökülen gömleği silmeye başladığımda çarptığım kişi beni kolumdan tuttu ve sıradaki insanlada yer açmak için beni kenara çekti.

"Sorun değil. Soğudu bile" sonunda kafamı kaldırıp esmer kişiye baktım. Bana gülümsedi.

"Ben çok üzgünüm.  Gerçekten. Yıkattırayım. Parasını verebilirim. Tam salaklık yaptı-"

"Hey hey sakin ol. Tamam. Sorun yok" dedi sonra saatine baktı.

"Sadece geç kalacağım yani kahveyi unutmam gerek" dedi gülümseyerek.

"Ben ısmarlayayım sana. Daha sonra. Telafi olsun lütfen. Yada adres ver. Oraya yollarım"

"Kahveye asla hayır demem. Buraya yakın çalışıyorum"

"Güzel bende sık sık gelirim. Buyur kartım. Müsait olunca ararsın"

"Tabi ki. Ah bu arada ben Daesung. Kang Daesung. Yine görüşmek üzeri Bayan Lee" dedi kartıma bakarak. Gülümseyip kafeden çıktı. Tekrar sıraya girip kahve aldım ve Dara'nın yanına gittim.

"Ayak üstü flört mü ettin bana mı öyle geldi ?" Dediğimde gülümseyip ona sarıldım.

"Hayır. Kimseyle flört etmiyordum"

"Uyuzsun ama konuyu değiştirmem lazım çünkü bir sürü bilgi var ama çok az zamanımız var"

"Aynen. Seungri beni almaya gelmeden binaya geri dönmem lazım" dediğimde kafa salladı. Bir dosya çıkardı.

"Park Bom. Seul üniversitesi psikoloji mezunu. Mezun olur olmaz kendine bir klinik açmış yani senin gittiğin yer. Hala da orada. Bir kardeşi var. Kore'de değil. Ailesi yok. Arkadaşları yok. Sınıftakileri araştırdım ama hiç biri Bom ile yakın değilmiş. Kız üniversite boyunca tek takılmış. Sınıftakiler onun garip olduğunu kısa bir süre önce terk edildiğini ama asla atlatamadığından bahsetmiş. Hatta hocalarından destek almış. İş yerinde pek para kazanmıyor. Pek hastası yok. Sadece arada bir kaç durumu olmayan kişilere yardım amaçlı destek veriyor " dediğinde kafa salladım. 

"Ailesi nasıl yok ?"

"Haklarında bir bilgi yok ama bulunmayacak bir şey değil. Araştıracağım. Sen şu dosyaya dön. Kim açtı? "

"Buna senin cevap vermen gerekiyor Dara. Dosya sendeydi."

"Sana yemin ederim Chae ona teslim ettiğimde kapalıydı. Seungri açmış olamaz mı ?" Bilmiyordum. Kafam doluydu.

"Bilmiyorum. Eğer yapsaydı iki yılda yapardı dimi ? Sen bana kaç kere dosya yolladın. İlk defa böyle bir şey oldu"

"Belki de yanlışlıkla yırtınmıştır."

"O zaman söylerdi bana yırtıldı diye"

"Ufak bir yer demiştin. Belki de fark bile etmedi. Olamaz mı ?"

" Olabilir. Biz yine de önlemimizi bırakmayalım. Tamam mı ? Ona güvenmediğimden değil. Açıkçası..Seungri ve senden başka etrafımda kimsem yok"

"Peki şu Bom? " dediğinde sesindeki kıskançlık beni güldürmüştü.

"Psikoloğum dedim ya sana Dara"

"Her şeyi ona anlatıyorsun. Bana neden ondan bahsetmiyorsun" onu sanki gizli saklı bir şeymiş gibi söyledi.

"Çünkü sen zaten onu gördün. Ayrıca profesyonel bir destek almam gerekiyordu. Uykusuzluk beni mahvediyordu. Şimdi daha iyiyim" dediğimde elimi tuttu.

"Sen iyi ol. O bana yeter" dedi. Birlikte vedalaşıp her zamanki tanıdık binaya ilerledim. Geç kalmıştım. Seungri binanın kapısındaydı. Hayır o erken gelmişti. Seungri'ye yaklaşırken Bom'u arayıp aşağı inmesini söyledi..

"Efendim"

"Erken gelmişsin Seungri"

"Her zamanlar bu saatlerde geliyorum. Sizi bekletmemek için"

"Seni çok yoruyorum dimi ?" Diye gülümseyerek sorduğumda oda gülümsedi.

"İşim bu. Seviyorum. Sizin seans erken ki bitti ?"

"Evet. Biraz hava almak istedim. Kahve içmeye gittim" Dediğim de kafa salladı. Bom'un gelmesiyle hep beraber arabaya bindik ve evime geçtik.

•••

"Sessiz ol. Kendi halinde takıl. Bir yere gitmem lazım." Dedim Bom'a

"Ne ? Nereye ? Ama Seungri'yi yolladın"

"Zaten onun peşine gideceğim" dedim üzerime siyah bir çeket alırken. Kaşlarını çatıp bana baktı.

"Nasıl ?"

"Onu takip edeceğim. Sen evde kal"

"Hayır. Hayır ben de seninle geliyorum. İtiraz istemiyorum"

"Kahretsin tamam. Uygulamadan bir taksi çağırdım. Az sonra burada olur. Aşağı inelim" beni dinledi ve ikimiz aşağı indik. Gelen taksiye atladık ve Seungri'nin her zaman gittiği yolu işaret ettim. Arabayı gördüğümüzde aramızda 10 metreden fazla vardı. Seungri bizim evden fazla uzaklaşmadan arabayı sağa çekti. Sessiz sakin bir mahallede durdu.

"Dur. Dur"

"Hayır devam et. Durursak dikkat çeker" dedi Bom. Taksici onu dinledi. Biz Seungri bizi görmesin diye eğilirken Seungri arabadan indi ve yürümeye başladı. Bom'a baktım.

"Bu kadar yakın mı oturuyorsunuz ?"

"Hayır. Alakası bile yok"

LOVE WITH A CRIMINALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin