I Came From Hell 😈

95 14 84
                                    

Ofise girerken Eun Ha koşarak yanıma gelmişti. Rengi atmış ve yorgun görünüyordu. Gülümsedim.

"Bu kadar panik yapma Eun. Halledeceğiz" dedim. Elindeki ajandasını açtı, sonra kapattı. Kafası karışıktı. Sonunda bana kahvemi uzattı. Gülerek aldım.

"15 dakikaya stajyerler de dahil herkesi toplantı odasında istiyorum. Herkesi" dediğimde kafa salladı. Ofisime geçip almam gerken bir kaç evrağı aldım. Çıkıp toplantı odasına girdiğimde herkes konuşuyordu. Benim girmemle bir sessizlik oldu. Uykusuzluk yine kendini gösterdiği için yeni almış olduğum kahvemi masaya bıraktım.

"Hepinizin yoğun olduğu bu zamanda vaktinizi aldım ama kısa sürecek merak etmeyin. Bazı şeyler kulağıma geldi. Bu yüzden buradayım"

"Bayan Lee Kwon Jiyong davasını gerçekten açtınız mı ?" Dediğinde Bayan Min'e döndüm.

"Evet açtım" dediğim an herkes hep bir ağızdan konuşmaya başladı. Masaya vurarak herkesi susturdum.

"Elimde kanıtlar var." Dedim sakin olmaya çalışarak. Sadece uykusuz olmak beni daha da germişti.

"Kanıtları paylaşmanız lazım Bayan Lee. Öyle ki biz de bilelim neden bu başarma şansı düşük davayı aldığınızı" dedi Bay Kim. Ona döndüm.

"Neden sizinle paylaşayım? "

"Ne ? Nasıl ? Bilmek hakk-"

"Dava benim. Neden hakkın olsun ki ? Ben senin davalarını inceliyor muyum ?" Dedim sinirle. Herkes susmuş ikimize bakıyordu.

"Ama bu normal bir dava değil. Başarı oranı düşük. Şirket sadece haberle bile hisse kaybetti. Riskleri bilmek için kanıt görmeliyiz"

"Neden size güveneyim! Nereden güvenebilirim sizin kanıtları yok etmeyeceğinizi ? Karşı taraftan olmadığınızı" dediğimde karşımdaki adam sinirle kızardı.

"Bunlar iftira" diye bağırdı.

"İftira değil. Olasılık Bay Kim. Arada fark var. Lütfen patronunuza sesinizi yükseltmeyin" diyerek ona yerini belli ettim.

"Kimseyle dava hakkında bilgi paylasmayacağım" dediğimde herkes tekrardan konuşup tartışmaya başladı.

"Önce beni dinleyin!" Diye sesimi yükselterek herkesi susturdum. Bana döndüler.

"Ben bu ofisi kurduğumda tek başımaydım ama şuan 28 avukatın 9 stajyerin olduğu bir ofis. Şirketimiz ise başarılarıyla medyadan düşmüyor. Biliyorum bunlar sizin sayenizde ama bende bu kadar zaman oturup sizi izlemedim. Bu zamana kadar aldığım davaların neredeyse tamamında başarılı oldum. Beyler bayanlar karşınızda salak yok. Her şeyi tek başına inşa eden bir kadın var." Dedim sakince. Hepsi susmuş beni dinliyordu.

"Bay Kwon vakasını aldım çünkü kazanacağımı biliyorum. Evet şuan durum pek iyi gözükmüyor. Farkındayım. Hisselerimiz düşüyor, magazin, haberler peşimizde. İnsanlar hakaret ediyor. İnanın ölüm tehditleri bile alıyorum ama biz avukatın görevi aldığın davayı savunmak. Yeri geliyor bir hırsızı savunuyorsunuz yeri geliyor bir katili ama size emin olduğum bir şey söyleyeyim. O katil değil. Şimdi bana ve bu davayı kazanacağıma inanan varsa kalsın. Gitmek isteyen varsa da direk çıksın ve gitsin. Eh kendiniz çıktığınıza göre de tazminat alamayacağınızı biliyorsunuzdur zaten. Gerekirse tek kalırım. Ben her şeyi yeniden inşa ederim merak etmeyin. Batsam bile toparlarım. Ayrıca burada kalan stajyer olursa kendilerine stajları biter bitmez bu büroda çalışma imkanı vereceğim çünkü ben bana inanana inanırım. Ah Bay Kim size inancım falan kalmadı. Siz lütfen tazminatınızı alın ve gidin lütfen. Şimdi iyi günler" dedim ve toplantı odasından çıktım. Çıktığımı gören Eun koşarak yanıma geldi.

"Toplantıda olanları biri anlatır. Sana da gitme şansı veriyorum. İstersen tabi" dedim kahveyi tutan elim sinirden titriyordu.

"Hayır. Ben sadece panik oldum. Sabahtan beri oradan oraya koştum. Bay Kim sürekli konuştu durdu. Az önce daha panik bir şey oldu. Şu Molet denilen kişi var ya. Sen,ben Sakura yazarı. Bayan Min avukatıydı ama anlaşamadıkları için size aktardı. Mail atmıştım. Onaylamıştınız" dediğinde kafa salladım.

"Sözleri kopyalanmış. Dava etmek için buraya geldi  Herkes olay çıkardığı için de ofisinizde beklettim."

"Aişh çıkmam gerekiyordu. Ben kendisine uygun bir zaman verip yollarım." dedim ve ofisime ilerledim. Büyük ama sade ofisimde masamın önündeki ikili koltuklarda oturuyordu. Beni görünce ayağa kalktı. Baştan aşağı siyah giyinmiş adama baktım. Ofisin ortasına ilerledim.

"Merhaba" dediğimde hafif kafa salladı. Oturmasi için işaret ettim. Bende masanın etrafına dolaşıp kendi yerime oturdum. Yüzü maskeli ve şapka takmış herife baktım.

"Bay.." neydi adı ya ? Moret... Molet ?

"Bay Molet sizinle tanışabilmek büyük onur.  Sekreterim durumdan bahsetti. Durumun aciliyetini de anlıyorum lakin şuan bunun için müsait bir an değil. Benimle görüşmek için randevu almanız, en azından aramanız gerekir"dedim ama susuyordu. Sanırım biraz garipti.

"Sizinl haftaya görüşelim mi  ? İstediğiniz bir saate randevu veririm"

"Ama beni özlediğini duydum. Cehennemin dibinden çıkıp geldim. Sen özledin diye"

LOVE WITH A CRIMINALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin