Two little trees are watching you 🌱

80 16 36
                                    

"Geldik. Herkes burada dimi ?"

"Maalesef" dedi Dae. Şuan her şeyden bıkmış gibi duruyordu. Elimi omzuna koydum.

"Bu kadar bitik durma. Halledeceğiz. Benim tırnaklarımın ucuna kadar karıncalı heyecandan. " dedim ve koridora daldım.

"Herkes salona" diye bağırdım.

"Ne oldu buna ?" Dedi Daesung. Jiyong omuz silkti.

"Onun ruh hali hep git gelli" dedi. 5 dakika sonra herkes salondaydı. Telefonuma gelen mesajı açtım ve hemen yanımdaki Bom'a uzattım.

"Elden ele. Mesajı okuyun lütfen" Dediğim de Bom mesajı okuyup telefonu Seunghyun'a verdi. Mesajı okuyan herkesin kaşları çatıldı.

"Savcı Gong'a gidin. O dahil olursa varım" dedi en son Minzy. Telefonu verdi.

"İyi de ne alaka ? Babamla bu yani ?" Dediğinde telefonu aldım.

"Bunu atan adam bizim asıl adamımız. Her şey hakkında bilgisi var. Henüz kim bilmiyoruz ama babanı davaya çekmemiz gerek" dedim.

"Bir dakika ama bu imkansız. Savcı Gong o zamanlar Jiyong'un aleyhine delil topladı. Bunu asla kabul etmez" dedi Seunghyun. Kafa salladım. Evet orası öyleydi ama ne yaparsak yapalım ikna etmemiz gerekiyordu.

"Aslında...çok da imkansız değil" dedi Minzy. Kalbim cidden heyecandan hızlanıyordu. Az kalmıştı az. Hissediyordum.

"Babamın dosyalarına baktım. Dava için bilgi topluyor hala. Sebebini bilmiyorum. Her zamanki gibi benimle konuşmadı ama senin davayı açmanla ilgili olabilir. JP Ent hakkında bir şey yok ama liman olayındaki bağlantıyı bulmuş." Dediğinde kafa salladım ve ayağa kalktım.

"İyi. Ben Minzy ile gidiyorum. Bay Gong ile konuşacağım. Sonra gelirim"

"Ne ? Chae saat kaç farkında mısın ? Yarın gidin. Zaten yorgunsun"

"Hayır. Bekleyemeyiz. Zaman yok"

"Chae Jiyong haklı. Babam uyuyordur hem şuan" dediğinde sıkıntı ile yerime oturdum. Acaba o adam ne zaman arayacaktı ? Bay Gong neden tekrar araştırmaya başlamıştı ? Kafamda deli gibi sorular vardı. Sürekli sürekli düşünüyordum.

"Halledeceğiz" parmaklarıma kenetlenen parmaklara baktım.

"Halletmeliyiz" dedim Jiyong'a bakarak. Tam o sırada burnuma kadar giren çilekli süte baktım ve Seunghyun'a döndüm.

"Çilekli süt iç. Normalde paylaşmam" dediğinde güldüm. Elinden sütü aldım.

"Yanında da sigara ?"

"İşte benim kızım" dedi ve ikimizde ayaklanıp kapının önüne çıktık. İkimizde sigara yaktık.

"Barıştınız yani ?"

"Eh hayat kısa. Fazla gurur..." dediğimde kahkaha attı.

"Haklı söz. Haklı. Sevindim sizin için" dediğinde gülümsedim. Bakışları ciddileşti. Ah be Seunghyun ben ne yapacağım?

"Halledeceksin. Biliyorsun dimi ?"

"Bilmiyorum"

"Halledemezsen bile dert yok. O adamı öldürürüm. Sorun ortadan kalkar. Siz de kalırsınız. Hepiniz"

"Peki sen ? İçeriden çıkmayı mı beklersin ? Peki biz ? Yeniden mi kaçarız ? Bu sefer hep birlikte ?" Dedim alayla. Alay ediyor olmalıydı çünkü.

"Hayır. Ben her şeyi üstleneceğim. Cinayet de dahil. Artık kaçmak, saklanmak yok Chaerin. Ben her şeyi üstlenirim. Bu ikimizin b planı olsun. Olur mu ?"

"Ne ?"

"Senden delilleri o şekilse ayarlamanı istiyorum. Yedek delilleri. Eğer durum kötüye giderse tüm suçu bana atacaksın. O herifi gebertmem için bir sonraki davaya kadar zamanım olmalı ama tamam mı ?"

"Oppa. Sen ne dediğin farkında mısın ?"

"Evet Chae. Uzun zamandır bunu düşünüyordum. Hiç birinin artık hayatlarını mahvetmesini istemiyorum. Hyorin ve Bae evlenmek istiyor, Daesung ve Ri artık kaçmamak, Jiyong artık özgür olmak istiyor. Özgür ve seninle olmak. Eğer halledemezsek en azından birilerimiz kurtulsun" dediğimde kafamı iki yana salladım ama o o kadar ciddiydi ki. Tanrım bunu gerçekten de düşünmüş.

"Seunghyun Bom ne olacak ? Her şey mahvolur. Kafayı mı yedin ?"

"Ne yapalım Chaerin ? Ha ? Ne kadar sürecek bu böyle ? Ne kadar kaçacağız ? Daha ne kadar plan yapacağız ? Hiç biri tutmazsa ne olacak? " dediğinde sigaramı attım.

"Başka bir yolu olmalı. Mutlaka olmalı. Başka bir b planı" dedim kararlı bir şekilde. Düşünmem gerekiyordu. Her şeyi tekrar tekrar düşünmem gerekiyordu sadece.

"Chae başka yol yok. Ben düşünmedim mi sanıyorsun? O davaya çıkarsa Jiyong tutuklanacak. Biz de ona yardım etmekten. Neden birimizin bunu yaşaması varken hepimiz yaşayalım ? Neden o adam hayatını yaşarken biz hapis köşelerinde çürüyelim ? O pisliğin artık gitme vakti geldi de geçiyor Chae." Bir noktada haklıydı ama hayır. İstemiyordum.

"Peki neden sen ?" Dediğimde gururla gülümsedi.

"Çünkü o ağaçları boşuna öyle dikmedik Chae. Onlar birbirlerini korurlar" dediğinde gülümsedim.

"Bizim b planımız. Unutma. Bu bizim küçük sırrımız olsun. İkimizin arasında." Dediğinde kafamı iki yana salladım.

"Hayır. İstemiyorum"

"Chae-"

"Hayır oppa. B plana ihtiyacımız yok. Hiç birimizin. Bir planımız var. Onu uygulayacağız ve halledeceğiz" dedim sırtımı duvardan ayırdım ve çilekli sütü ona uzattım.

"Halledeceğim söz. Tek seferde o dava bitecek. Eminim çünkü sizi koruyacağım. Tıpkı o ağaçların birbirini koruduğu gibi. Sırtım size dönük olmasa da kenarda hep sizi izleyen o iki minik ağaç gibi. Gözüm üzerinizde olacak ve sizi kollayacağım"

LOVE WITH A CRIMINALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin