Who is Molet ?🤷‍♂️

81 14 54
                                    

Ağzımı açamıyordum, yerimden kalkamıyordum, sadece ona bakıyordum. O ise şapkasını ve maskesini çıkardı. Masama attı ve önümdeki kahve bardağını aldı. Bir kaç yudum içti.

"Hım tek şeker. Ekstara shot" gözlerini kapattı. Artık konuşmam gerektiğinin farkındaydım.

"Gittikçe güzelleşiyorsun Chaerin. O kadar güzelleşiyorsun ki yıldızlara manzara olur güzelliğin" yutkundum. 5 yıl Jiyong. 5 koca yıl. 3 yılda sırf şu davanı erken bitirmek için deli gibi çalışıp bitirdiğim fakülte, 2 yılda sabah akşam büyütmek ve kendimi kanıtlamak için uğraştığım bu işyeri. Hepsi seni bir gün de olsa erken görebilmek içindi ama hiç böyle olacağını düşünmemiştim. Hep kafamda bu anı yaşamıştım ama hiç karşıma geleceğini, kendi isteğinle, kendi ayaklarınla buraya geleceğini düşünmedim. Bana geleceğini düşünmedim. Şimdi seni görüyorum. Karşımdasın, dışarıdasın.

"Sen neden geldin ?" Tek cümle. Tek bir cevap bekliyordum. Senin için ama imkansızdı biliyordum. Gözlerini ben hariç bütün odada gezdiriyordu. Benim de bir farkım yoktu ya.

"Seungri'yi almaya. 2 gün oldu. Bence artık dönmeli" dediği şey canımı yaktı. Zaten ne derse canımı yakacaktı çünkü istediğim cevabı vermeyeceğini biliyordum.

"Seunghyun'a polise teslim olmadığın sürece bunu yapmayacağımı söyledim. Sana iletmiştir" bacaklarım ve sesim titriyordu.

"Chaerin bunu iki-"

"Bayan Lee" koridordan gelen bağırma ile ayağa fırladım. Gözlerimi üzerine sabitledim.

"Burada kal" dedim ve panikle odamın kapısına ilerledim. Birinin buraya girmesine izin veremezdim. Kapıyı açığımda Bay Kim ile burun buruna geldik.

"Bay Kim sorun ne ?"

"Odanızda konuşalım" yüksek sesle konuştuktan sonra içeri girmeye kalktı. Önüne geçerek engel oldum.

"Bir sorununuz varsa burada konuşalım" adam sinirle ofladı ve gözlerini bana dikti.

"Benim iki yılım burada geçti. Bu şirket için ne teklifleri geri çevirdim ben. Beni öylece işten çıkaramazsın. Lanet.Kwon Jiyong veya davası umurumda bile değil" dediğinde odadan çıkıp kapıyı arkamdan kapattım.

"Burada çalıştığınız her an karşılığını aldınız. Fazlasıyla." Dedim sakince ama kalbim patlıyordu. O içerideydi. Buradaydı. Bacaklarım tutmuyordu. Duvardan destek aldım.

"Beni öylece kovamazsınız"

"Eun Ha güvenliği çağır lütfen. Belli ki Bay Kim sorun çıkarmak istiyor" dediğimde Eun telefonuna sarıldı. Kim ona yaklaşıp telefonunu yere attığında bütün avukatlar yanımızdaydı.

"Bay Kim!" Diye sesimi yükselttim sonunda.  Bana yaklaştı.

"Sen soytarı gibi gezerken ben davadan davaya koştum!"

"Milleti kışkırtıp işten çıkmalarını söyleyen de sizdiniz! Madem onlara söylüyorsunuz siz de yapın. Lafınızın arkasında kalın!" Bağırdığımda beni itti. Sinirle ona baktım. Eun Ha kablolu telefondan güvenliği arıyordu.

"Çıkın gidin buradan yoksa bunu mahkemede görüşeceğiz"

"Sen ne yapabilirsin ki bizsiz? Bir hiçsin"

"Bir hiç ? Sen benim emrimde çalışıyorsun. Farkındasın dimi ? Şimdi ki emrim ise defolup gitmen. Şimdi uygula" dediğim de beni kolumdan yakalayıp şertçe çekti. Elinden kurtulmak için kendimi hızla yeriye çektiğim de yere düştüm. Odamın kapısı açıldı. O çıktı.  Maskesi ve şapkası takılıydı. Beni belimden ve kolumdan tuttup kaldırdı.

"Onu geberteceğim" diye fısıldadı kulağıma. Gözlerim şaşkınlıkla açılırken ona döndüm.

"Bay Molet. Odamda bekleyin lütfen" dediğinde kafasını iki yana salladı ve Bay Kim'e doğru giderken onun kolunu tuttum. Ne yaptığımı fark edip elimi kendime çektim. O sırada biza yaklaşan güvenliğe döndüm.

"Lütfen Bay Kim'in eşyalarını alıp gittiğinden emin olsun. Tazminatını da alsın Eun. Daha sonra da sıkıntı olmasın" dedi Eun onayladı. Tüm bunlardan sonra ona döndüğümde o yoktu. Gitmişti. Hiç bir şey demeden. Hızla oradan çıktım.  Asansöre koştum. Yoktu. Asansör hala bu kattaydı. Meedivenlere ilerledim ve inmeye başladım. En alt katta nefes nefese durdum. Gitmişti. En alt basamağa oturdum. Lanet olsun sana ya. Lanet olsun. Bay Kim güvenlik tarafından uzaklaştırılırken odama döndüm. Kendimi sandalyeme bıraktım. Masanın üzerindeki beyaz kartı aldım. Tanıdık el yazısı.

"Seungri'yi bırak. İkimiz de polislere teslim olmamı istemiyoruz bence"

Kafamı geriye attım. Ellerim hala titriyordu. Kafasına göre geldi ve kafasına göre gitti. Elime telefonu alıp Dara'yı aradım.

"Molet hakkındaki tüm bilgileri istiyorum. Dara bu önemli"

"Molet mi ? Şu söz yazarı olan"

"Onu tanıyor musun? "

"Onu tanıyan yok. Yani o söz yazarı. Anlaşmaları online yapıyor. Tek bilinen ismi yani lakabı"

"Onun hakkında ne bulabilirsin ?" Dediğim de Dara'nın çoktan laptop başına geçtiğini biliyordum.

"Chae daha önce araştırdım. Kimse onun hakkında bir şey bilmiyor diye meraklanmıştım ama bulduklarım sınırlıydı. Yurt dışında olduğunu, kimseyle yüz yüze irtibat kurmadığını biliyorum ama işinde iyi. Bir çok hit çıkardı. JP'de onu arıyordu. Kendi bünyesine almak için. Onu en iyi tanıyan insan olabilirim. Bu kadar bilgi var"

"Emin ol tanımıyorsun onu Dara"

"Ne oldu ki ? "

"Büroya geldi. Dara. O...o" dedim derin bir nefes aldım ve elimdeki karta baktım. "O Jiyong"

"Ne ? Jiyong oraya mı geldi ? O Kore'de mi ?" Diye bağırdı. Görmeyeceğini bilsem de kafa salladım.

"Çok durmadı. Seungri için gelmiş. Onu bırakmamızı istiyor. Sonra bir anda kayboldu."

"Ne yapacaksın ?"

"Ziyaretini boşa çevirmeyeceğim. Nezaket gereği onu ziyaret etmeliyim. Seungri'yi bırakma sakın. Bu gece geç geleceğim"

"Merak etme Seungri bende"

LOVE WITH A CRIMINALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin