I want nobody to be hurt 😔

81 14 67
                                    

DAVAYA SON 1 GÜN

"Tamam. Girin bakın. Hadi" Dara'nın salondaki bağırmasını duyar duymaz bana attığı internet sitesine girdim. Jiyong omzumun üzerinden elimdeki telefona bakıyordu. Derin bir nefes aldım. Sayfanın bağlantısını kopyalayıp twit attım. Davayla beraber zaten çok olan takipçi sayım iki üç katına çıkmıştı. Beni sevdikleri için değil. Hem bana hakaret etmek için, hem de merak için. 

"KWON JİYONG SUÇSUZ MU ? KWON MALİKANESİ OLAYINDA YENİ BİLGİLER!"

"Bu kulağa çok esrarengiz geliyor" dediğimde Jiyong kıkırdadı. Yazılan yazıyı okuduk. Jiyong'un bize anlattıklarıydı. O gün neden o evde toparlanmışlardı ? Neden Jiyong evde değildi ? Neredeydi ? Yazı bütün bu soruların cevabını açıklıyordu. İkimizde yazıyı okuduktan sonra telefonu kapattım ve derin bir nefes aldım. Jiyong ellerimi öptü. İşe yaramasıni istiyordum. Bir kaç insanı yanımda görmek istiyordum.

"Telaşlı olduğunu biliyorum ama iyi yapacaksın"

"Nereden biliyorsun ? Belki de bunların hepsi bir tuzaktır. Bay Park ile iş birliği yapmışımdır. Seni dava için oraya götürecek, hem kaçak olduğun için hem de katil olduğun için ceza almanı sağlayacağım belki" 

"Bunu yapacak olsaydın şimdiye kadar yapardın ?" dedi kaşlarını çatıp. Omuz silktim. 

"Belki de bunların hepsi intikamın bir parçası ? olamaz mı ? Beni bırakıp gittin diye acı çekiyor olamaz mıyım hala ?" 

"Olabilirsin çünkü bende hala acı çekiyorum. Beş yıl öncesi için" dediğinde yüzüm düştü. Sadece şaka yapmak istemiştim. Eli yanağımı buldu. O kadar narin dokunuyordu ki gözlerine baktın. 

"Üzme kendini"

"Sen üzüyorsun ama kendini" dediğimde gülümsedi ve eğilip yanağımı öptü. Öptüğü yer karıncalanırken bunun hiç geçmemesi için dua ettim. Beni her öptüğünde bu kadar heyecanlanmak istiyordum.

"Tamam bir anlaşma. Bundan sonra geçmişteki kötü olan hiç bir şeyi konuşmayalım. Olur mu ?" 

"Ama kavgalarımız ?"

"Onlar kötü değil ki" dedim. Onlar bizi biz yapan şeylerdi. Eğlenceliydi ve minik kavgalarımız sonra dayanamayıp birbirimizle konuşmaya çalıştığımız anları hatırlayınca gülümsedim.

"Bir de bana sor! Odandan rock müzik sesi geldiğinde çıldırıyordum"ikimiz de kıkırdadık. Ona sarıldım. O günleri özledim.

"Söz. Bir daha bırakıp gitmek yok. Bir daha bunun konusunu açmak da yok...eski halimizi seviyorum. Şimdikini de. Seninle olduğum her halimi seviyorum Chaerin ama en çok özgürce birbirimizi sevebildiğimiz halimizi seveceğim" Bende Jiyong. Bende en çok onu seveceğime dair yemin edebilirim çünkü şimdiden..düşüncesi bile güzel 

"Bende söz ve-"

"Buraya toplanın" Dara'nın bağırma sesiyle göz devirip yataktan kalktım. 

"Söz veriyorum ki dava bittikten sonra seninle yalnız kalmak için her anı kollayacağım" dediğimde kahkaha attı ve kalkıp elini omzuma koydu.

"Hımm neden benimle yalnız kalmak istiyorsun ?"

"Hadi çabuk olun" dedi Dara. Bu sefer oda göz devirdi. Sırttım. 

"Tamam. Dava bittikten sonra uzun bir süre yalnız kalalım" dediğinde ikimizde gülerek salona girdik. Dara bilgisayar karşısında oturmuştu, hemen yanındaki Seungri ile bir şeye bakıyorlardı. Onların arasında ne oldu bilmiyordum çünkü henüz Dara ile konuşamamıştım. Bunu yapmayı not ettim. 

"Linke binlerce kez tıklandı. Herkes kopyalayıp kendinde paylaşıyor, bunun doğruluğunu tartışıyorlar" dediğinde heyecanlanmıştım. O kadar heyecanlanmıştım ki tenim karıncalanıyordu, dans etmek istiyordum. 

"Bu harika"

"O kadar da değil"Dedi Seunghyun Bom'a itiraz ederek. Hepimiz ona döndük. 

"Biri kötü bir şey dese...herkes onu dinlemeye hazır durumda olacak. Güzel bir şey ama her şeyin avantajı olduğu kadar dezavantajı da var. Önemli olan bu avantajı kullanabilecek miyiz ?" dedi bana bakarak. Midemin kasıldığını hissettim. Artık herkes üstüne düşeni yapmıştı. Ben hariç. Bundan sonrası benim işimdi. Gergindim. Çok gergindim hem de. Bu saate kadar her şey düzgün gitmişti ? Peki ya bundan sonra ? Herkes iyi iş çıkarmışken batırırsam kendimi bir yerden atardım. 

"İyi gidecek. Her şey iyi olacak. Sadece bir gün var. Chae iyi hazırlandı ve ben ona güv-"

"Bilmiyorum" dedim Jiyong'un lafını keserek. Salondaki herkesin gerildiğini hissediyordum. Titreyen ellerimi görmelerini istemediğim için birbirine bastırdım.

"Bilmiyorum çünkü.Bay Jung'a hala ulaşamıyorum. Bana geleceğine dair söz verdi. Kendisi zaten kaçmakta usta. Yakalandığını düşünmüyorum ama..ama eğer gelemezse"

"Gelemezse her şey biter mi yoksa işimiz şansa mı kaldı ?" dedi Daesung. Ona döndüm. İşimizin şansa kalmasını bile bir umut olarak görecek kadar çaresizdik, o kadar yorgunduk hepimiz.

"Gelemezse 3-4 ay uzar. Bu da sizin kendinizi korumanız gereken 3-4 ay demek. Jiyong'un da kendini içeride koruması gerekir.  Elimden o zaman bir şey gelmez. Siz koruma ile gezebilirsiniz ama Jiyong...Jiyong'u bir hücreye yada herkesten aynı bir koğuşa alınmasını talep ederim. Böylelikle diğer mahkumlarla iletişim halinde olmaz ama Bay Park'ın elinin uzun olduğu düşünülürse Jiyong'a ulaşabilir. " herkeste oluşan hayal kırıklığını sezebiliyordum.  Seunghyun elini oturduğu koltuğun yüzeyine geçirince nefesimi tuttum. 

"3-4 çok uzun"

"Evet. Öyle. Eninde sonunda Bay Park'ın suçlu olduğunu kanıtlayacağız ama...bunu hiç birimiz zarar görmeden yapmak istiyorum" dedim ve derin bir nefes aldım.  

"Ben biraz hava alsam iyi olur" dedim ve Jiyong'dan ayrılıp koridora çıktım. Koridor bomboştu. Dara buraya geldiğimiz gün katın girişlerine güvenlik dikmiş ve tüm katı boşalttırmıştı. İnce hırkamın cebini yokladım ve sigara paketimin orada olduğunu görünce rahatladım ve terasa çıktım. Gözlerim artık kapanmak üzereydi. Dün gece Bay Jung'un yolladığı kanıtların hepsini incelemiştim ve bir dakika bile uyumamıştım. Bu gece de uyuyamayacağımı biliyordum.


Hellöö aslında Chaerin'in dediği şaka bir finaldi. Nihaha 

Yani bunların bir tuzak olacak ve Jiyong'u hapse attıracaktı. İntikamını alacak ve o mahkeme salonundan gülerek çıkacaktı ve THE END ama...Büyük bir AMA. Ne kadar şok edici bir son istesem de başka bir şeyler düşündüm tabi. Neysem görürüz tabi

Bir dahaki bölüm dava var. Heyecan var mı ? 

LOVE WITH A CRIMINALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin