5 years

76 13 22
                                    


Silahlar çekilmişti ve Jiyong'un hemen arkasındaki güvenlik onu yakalamıştı. Herkesin nefesini tuttuğunu biliyordum. 

"Bir dakika" dedim elimi kaldırarak. Hakim ise ayaklanmıştı bile. 

"Dava ertelenmiştir. Bay Kwon'a hapishaneye kadar eşlik edin" herkes uğuldanmaya bir şeyler söylemeye başladı. 

"Hayır. Lütfen" dedim hakime bakarak. Herkes gibi oda bana döndü. Yüzündeki şaşkın ifadeye baktım. Çok normaldi. Böyle bir şey kabul dahi edilemezdi ama etmesi gerekiyordu.

"Hakim Bey bu dava bugün olmalı. Size tüm kariyerim üzerine yemin ederim ki bugün buradan çıktığınız an Kwon malikanesine olan bakış açınız değişecek. Sadece şans verin. En kötü onu yine hapse atarsınız ama lütfen. Beni bir dinleyin" dediğimde kararsız duruyordu. Panik içinde Jiyong'a sonra Seunghyun'a baktım. İkisi de hakime bakıyordu. Bende hakime döndüm.

"Lütfen. 5 yıl. 5 yıldır bu davaya hazırlanıyorum" dediğimde herkesin şaşırdığına dair sesler gelmeye başladı. " Ve bir 5 ayı bırakın, 5 gün daha dayanacak gücüm kalmadı."

"susun" dedi hakim kalabalığa ama insanlar devam ediyordu konuşmaya. Tokmağını aldı ve vurdu. Herkesin sessizliğe bürünmesi bir oldu. 

"Eğer gürültü çıkaran olursa hepinizi çıkarır ve davaya sadece avukatlarla devam ederim" dediğinde bir daha çıt çıkmayacağından emindim. Hakim önce bana, sonra Jiyong'u tutan güvenliğe döndü.

"Sen, onu yerine al" dedi ve oturdu. Derin bir nefes aldım.  Rahatlamamam gerekiyordu, önümde uzun ve zor bir yol vardı ama rahatladığımı hissediyordum. Bakışlar bana döndü. 

"Başlayabilirsin" dediği şey ile önümüzdeki bir saati Bay Park'ın kaçırdığı vergilerden, yaptığı illegal yollarla para kazanmalarına ayırdım. Avukatı arada itiraz etse de hakimin ilgisini çekmiş olacak ki onu susturdu.  Bende devam ettim.

"İtiraz ediyorum hakim bey. Tüm bunların bu dava ile alakasız şeyler olduğunu düşünüyorum" Young Ha ayağa kalkarak konuştuğunda, hakim açıklama yapmam için bana döndü. 

"Evet. Normal şartlarda alakasız şeyler ama tüm bunlar bir şeyin açıklaması oluyor" 

"Neyin ? " dedi Hakim Bey. Elimdeki dosyayı ona verdim. Bu bana Bay Jung'un verdiği kanıtlardan sadece biriydi. İçerisinde 7 kişilik bir ekip vardı. Hepsi ile ilgili ayrıntılı bilgi, yaptığı işler vardı. Bunların arasında Bay Jung'da dahil. Hakim dosyayı alıp incelemeye başladı. 

"Tabi ki Kwon Ailesini öldürmek için tuttuğunuz seri katil çetesine verilen paraların nereden geldiğini gösteren bir açıklama" insanlar öğrendikleri bilgiyle şaşırmıştı ama hakim sakin duruyordu. Elindeki dosyayı inceledikten sonra kafasını kaldırdı. 

"Yarım saatlik bir ara verelim" dediğinde herkes ayaklandı.  Jiyong'a ilerledim. 

"Bir oda ayarlanacak sana. Orada olacaksın. Çıkmak senin için tehlikeli ve şuan içinde yasakta. Suçlusun şuan. Ben bir görüşmeye yapıp geleceğim" dediğinde iki polis Jiyong'u kolundan tutup bir odaya götürdü. Hızla mahkeme salonundan çıktım. Dara, Bom ve Minzy'ye ilerledim. 

"Geberiyordum" dedim telefonumu elime aldım ve Bay Jung'un numarasına tıkladım. Aradığım numaranın kapalı olduğuna dair bir konuşmadan sonra telefonu kapattım. 

"Bay Jung'a hala ulaşılmıyor" dedim gergince. Kızlarda gergindi. 

"Harika gidiyorsun Chaerin. Davanın ertelenmesine dair söylediğin şeyler beni bile etkiledi ki başarılı da oldu" dedi Bay Gong bize doğru gelirken. Hafif eğilip selam verdim. 

"Teşekkür ederim"

"Minzy Bay jung'a ulaşamadığınızı söyledi. Davayı bu andan itibaren izlemeyeceğim. Bir kaç polisle konuştum. Bana yardım edecek. Onu arayacağım" dediğinde kafa salladım. Adam bizden uzaklaşırken kızlara döndüm. 

"Bizimkilere de haber verin. Jiyong'un yanına gitmem lazım" dedim ce onlara veda edip Jiyong'un tutulduğu odaya ilerledim. Kapıdaki iki polis benim geçmeme izin verdi. Jiyong içeride tek başına oturuyordu. Kapı kapanır kapanmaz içeriye koştum ve ona sarıldım. 

"Tanım bir ara seni gerçekten götürecekler sandım. Jiyong ölüyordum az kalsın. Her şey bitti sandım" dediğinde kelepçeli ellerini kaldırıp yanaklarıma koydu. 

"Sakin ol aşkım. Her şey iyi gidiyor...dimi ?" dediğinde gülümseyip kafa salladım. Bay Jung'a hala ulaşamamam dışına demek istesem de onu panikletmek istemedim. Gülümsedi. Çalan telefonuma baktım. Bu bir kaç gün önce beni arayan ve Bay Park'ın avukatına aitti. 

"Bir dakika" dedim Jiyong'dan ayrılırken. Ne diyecekse bizi kızdıracak olduğunu bildiğim için, ve Jiyong'un asla mahkeme boyunca kızıp ona sinirle bakmasını istemediğim için uzaklaştım. 

"Alo"

"Bayan Lee mahkemenin kapısında sizi bekliyorum" dedi ve kapattı. Jiyong'a döndüm. Sorarcasına bana baktığında omuz silktim.

"Ben geleceğim. Harika gidiyorsun. Sadece sakinliğini koru" dedim ve ellerini tuttum. "Jiyong biliyorum o adamın karşısında bile olmak çok zor ama bugün sonunda onun hapse girip,bizim evimize dönmemizi istiyorum"

"Seni seviyorum meleğim. Sakin olacağım"

"Seni seviyorum" dedim dudaklarına hızla bir öpücük kondurup mahkemeden çıktım. Young Ha orada dikiliyordu. Ona yaklaştım.

"Şimdi tehdit mi edileceğim ? " dediğimde kaşlarını çatarak bana baktı ve omuz silkti. Kafamı yana eğip onu dinlemeye hazır olduğumu belirttim. 

"Bay Park size son bir teklifte bulunmamı istedi. Belgelerin sahte olduğunu öne süreceğiz ve bu bize zaman kazandıracak biliyorsun dimi ? Eğer o süreçte Jiyong'un ölmesini istemiyorsa çeki alsın ve mahkemeyi bırakıp gitsin dedi" dediğinde nefesimi tuttum. Gerçekten beni tehdit etmek için gelmişti. Dara'nın yanımda olmasını, bu adamı çek defteriyle dövmesini istedim ama o içerideydi. Tektim, tehdit ediliyordum. Üstelik en sevdiğim kişi üzerinden.

LOVE WITH A CRIMINALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin