You Are My Last Hope

72 14 47
                                    


"Bak velet. Hayatta iki şeyi sevmem. Bir son çilekli sütü alan pislikleri, iki bir kadını tehdit eden şerefsizleri. Şimdi o piçe söyle eğer o ölmek istemiyorsa seni bir daha bu kadının yakınına yollamasın. Yoksa onun da senin de sülalenizi si-"

"Hey oppa" diye araya girdim. Young Ha sinirden kudururken ben Seunghyun'un yanıma gelmesi ile sakinleşmiştim. Avukata döndüm.

"Cevabını aldın umarım." dedim ve Seunghyun'un kolunu tutup onu içeriye doğru sürükledim. Ara bitmek üzereydi.  Herkes yerlerine alırken duruşma tekrar başladı.

"Burada belgelerde gözüküyor. Üstelik burada" dedim diğer belgeleri de Hakime verirken. 

"Buradaki resimlerde olay günü Kwon Jiyong'un yakalanmasından 10 dakika önce Bay Park ve aynı suç çetesinin malikaneden ayrılırken görüntüleri var. Aynı şekilde Liman olayında ölü bulunan 6 cesette bu suç örgütünün üyeleriydi. Kendileri tanık olan tek insanlar olduğu için ortadan kaldırılmak istedi. "

"7 kişi olduklarını sanıyordum" dedi Hakim. Kafa salladım. 

"Aralarından biri o gün limana geç geldiği için kurtulmuş. Kaçmış. Bay Jung. Kendisi zaten o günden sonra ömrünü hayatta kalmak için kaçarak geçiriyor. Bu belgeleri bize bizzat kendisi teslim etti. Limana gittiğinde arkadaşlarının öldürüldüğünü gördü ve bu fotoğrafları çekti"

"Yani kendisi ile görüştünüz ve bunları size kendi anlattı"

"Evet Hakim Bey" dediğimde hakim Young Ha'ya döndü. 

"Savunmanız" dediğinde geçip yerime oturdum. Jiyong'un uzun parmakları masanın altından parmaklarıma değdi bir kaç saniye. Gülümsemek istedim ona ama yapamadım. Young Ha ayağa kalktı ve ortaya geçti.

"Bu belgelerin sahtedir efendim. Suçlamaların hepsini reddediyoruz" dediğinde ayağa fırladım. 

"İtiraz ediyorum. Kanıtlar arasında hiç bir sahte belge yok. Kendileri sadece zaman kazanmak için yaptıkları bir oyundan başka bir şey değil" 

"Avukat Hanım oturun" dedi Hakim ve Young Ha'ya döndü. 

"Devam edin"

"Belgelerin incelenmesini talep ediyorum. Sahte olduğu anlaşılacaktır." dediğinde sinirle yüzüne bir yumruk geçirmek istiyordum. 

"Öncelikle suçlamaların hepsini reddetmek gibi bir durum söz konusu olamaz. Vergi kaçakçılığı yaptığınıza dair kesin kanıtlar var önümde" dedi Hakim Bey. Bunu zaten biliyorduk ama bu onun tutuklanacağı anlamına da gelmiyordu. 

"Lakin Hakim Bey şuan ki konumuzun Kwon Malikanesi olayı olduğundan herhangi bir tutuklama emrini uygun görmüyorum" dediğinde Hakim kafa salladı.

"Zaten  vergi kaçakçılığından ceza alacaksın ama bu şuan ki mahkemede olamaz. Önümde suçu işlediğine dair belgeler var ama doğruluğundan emin olmadan kimseyi yargılayamayız. Kimse suçu kanıtlanana kadar suçlu değildir. Bu belgelerin sahteliğinin araştırılması lazım" dedi Hakim herkese açıklayarak.  Sonra bana döndü. 

"Peki başka bir kanıtın var mı ? Yada bu belgeleri destekleyecek herhangi bir tanığın ?" dediğinde Dara'ya baktım. Kafasını hafif iki yana salladı. Bay Jung hala telefonlarını açmamıştı. Ayağa kalktım. 

"Evet. Var efendim" dedim ve ortaya benim için ayrılan yere geçtim.

"İzninizle davanın yönünü değiştirecek, olayları birinci kişi olarak görmüş birini tanık olarak çağırıyorum. Park Go Eun" salondaki bir çok kişinin bu ismi ilk defa durduğunu biliyordum. Sadece bizimkiler ve Bay Park şaşkındı. Kapı açıldı. Görevli koridorda Park Go Eun diye bağırdı. Bom ile göz göze geldiğimde gözlerindeki hüzne dayanamayıp gözlerimi kapıya çevirdim. Park Go Eun kapının orada durdu. 

BİR ÖNCEKİ GÜN

"Efendim Go Eun ?" terasta sigara içiyordum. Hava yaz olmasına rağmen serindi ve Go Eun'dan arama beklemiyordum. 

"Unnie nasılsın ? "

"Öyle böyle sen ?"

"Heyecanlı. Bayılmak üzereyim. Yarın mahkeme var. Sende heyecanlı mısın ? Ah ne diyorum heyecanlısın tabi ki" dedi. Sesindeki heyecan beni gülümsetmişti. Derin bir nefes aldım. Ah Go Eun. Hevesini kırmak istemiyorum. Gözlerim doldu ve sadece bir kaç saniye sonra hüngür hüngür ağlamaya başladım. 

"Go Eun elimizdeki tek görgü tanığına ulaşamıyorum. Her şey bok gibi gidiyor. Davada başarılı olamayabilirim. V-ve Jiyong..Tanrım Jiyong'a bir şey olursa kendimi asla affetmem Go Eun. Neden bilmiyorum ama içimde bir umutsuzluk var." dedim hıçkırarak. Bir kaç saniye sessiz kaldı. 

"Unnie..Jiyong oppaya ne olabilir ki ?" dediğinde ona her şeyi anlattım. Bay Park'ın hain planlarını, bana ettiği tehditleri, uyuyamadığımı, korktuğumu. 

"Eğer o hapse girerse...Girerse benim yüzümden olur. Anlıyor musun ? Çünkü bu lanet davayı ben açtım. Ben tekrardan olayı büyüttüm. Keşke..keşke hiç gelmeseydi buraya. Ben içimdeki acıyla yaşardım" 

"Unnie ağlama lütfen" dedi ama nasıl ağlamayacaktım ? Yarın bizim sonumuz olabilirdi. Sob görüşüm, son sarılışım, son konuşmam. Üzüntümle beraber öfkem de artıyordu. 

"Unnie peki ben..ben çıksam mahkemeye...Bir şey değişir mi ?"

Ve Go Eun benim son umudum oldu. 



Ay bir de bugün final yapıyormuşuz. Yok yok. O kadar da değil. Hala hastayım ve o kadar hazır değilim 

LOVE WITH A CRIMINALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin