Five Apple Trees 🌳

81 14 57
                                    

"Tamam bir şey soracağım ve bunu çok merak ediyorum. Bahçedeki 5 elma ağacı. Onlar hakkında bir şey biliyor musun ? Yani çok saçma. Neden bir daire oluşturuyor? " dediğinde güldün.

"Bende bilmeden önce böyle düşünmüştüm. " dedim büyük bahçedeki elma ağaçlarına baktım.

•••

Çiçekleri sularken ağaçlara yaklaştım. Bana baktı sonra elindeki hortumu bırakmadan yanıma doğru yürüdü. Elimi ağaçlardan birinin üzerine koydum.

"Neden daire şeklinde ? Yan yana dikmezlee mi bunları ? " dediğimse gülümsedi.

"Çünkü birbirinin arkasını koruyorlar"

"Ne ?" Saçmaladığını belirtmek için konuştuğumda kahkaha attı ve elimi tuttup beni ağaçların arka bahçeye bakan yüzüne getirdi.

"Oha. Bu acayip iyi. Girebilir miyim ?" Dediğimde kafa salladı ve ağaçların oluşturduğu yuvarlağa girdim. Peşimden girdiğinde dip dibeydik. Burası biraz küçüktü ama yerde bir minder vardı.

"Burada kitap okumayı seviyorum. Hem gölge oluyor. Kışın da sıcak oluyor ve rahat. Kimse de rahatsız etmiyor"

"Burayı bu yüzden mi yuvarlak yaptın? "

"Hayır" dedi ağaçların arasından bahçeye çıktığında onu takip ettim. Bahçedeki çiçekleri gösterdi.

"Çiçekleri annem ektirirdi ve onları severdi. Bende bana ait bir şey istedim. Elmayı da çok severdim. 5 kişilik bir grubumuz vardı. Aile dostlarımız. Babam hepimize birer tane almış. Fikir Seunghyun'undu. Onları böyle dikelim demişti. Birbirlerini kovlarlar. Bu fikir hepimizin hoşuna gitti ve böyle diktik"

"Vay canına. Bu efsane. Kaç yıl oldu"

"Ben 7 yaşındaydım o zaman. Yani baya geçti"

"O arkadaşlarınla hala görüşüyor musun ?" Diye merakla sordum. Eve hiç gelen giden olmuyordu ya da ben görmüyordum. Kafasını iki yana salladı.

"Kimseyle görüşmüyorum. Neden bu kadar soru soruyorsun ?" Sinirle ona baktım. Ne vardı sorduysam yani ?

"Madem biriyle görüşmüyorsun bu kolyeyi kim yaptırdı ?" Dedim boynumdaki kolyeyi gösterip. Yalan söylediğini biliyordum. Birileriyle görüşüyordu ama kiminle ? O gün bana bunu bir arkadaşına yaptırdığını söylemişti.

"Sa-sanane ya. İstemiyorsan geri ver kolyeyi. Hadi" dedi elini kolyeyi almak için uzattığında bir kaç adım geri kaçtım.

"Asla alamazsın. Bir kere verdin"

"Pişmanım verdiğime. Geri ver kolyemi"

"Ya nerede senin kolyen oluyormuş ? Benim bu" diye çemkirip kolyeyi tişörtümün içine soktum.

"Yakalarsan alırsın" dedim koşmaya başladığımda. Peşimden gelirken kaçma boş yere diye bağırıyordu. Kahkaha attım. Elindeki hortuma basıp üzerime su atınca soğukla beraber olduğum yerde kaldım. O ise suyu çekme bile gereği duymamıştı. Ben olduğum yerde dikilirken beni belimden kavrayıp kaldırdı. Yere düşen hortum suyu etrafa saçarken oda benim kadar ıslanmıştı. Bu haline kahkaha attım. Belimden çekip ıslanmayacağım bir yere doğru götürdü.

"Şu halime bak. Sırılsıklam oldum" diye sinirle söylendiğinde ellerini belimden çekmişti. Ona yaklaşıp yüzüne düşen saçlarını geriye doğru attım.

"Merak etme hala yakışıklısın" dedim gülerek. Ben bunu yaparken gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Geri çekildim.

"Ağaçların hikayesini sevdim. İlk baktığımda bahçede bu şekilde durmaları garip gelse de şimdi çok anlamlı geliyor" dediğimde gülümsedi.

"Artık gitsem iyi olacak. Üzerimi değiştirmeliyim." Dedim ve kapıya doğru ilerledim.

"Chaerin" adımı söylemesi ile ona döndüm. O kadar cılızdı ki ıslanması soğuktan titremesine yetiyordu. Yine de yüzünde bir gülümseme vardı.

"Beni gerçekten tanımak ister misin ?" Dediği şeyle kafamı salladım.

"Eğer insan bir kimseyi tam manasıyla tanımak istiyorsa,
sonradan düzeltilmesi ya da silinmesi pek kolay olmayan hatalardan,önyargılardan kaçınabilmek için yavaş ve dikkatli olmalıdır" bir kitaptan alıntı yaptığını biliyordum. Alıntıları bu kadar sevmesini seviyordum.

"Suç ve ceza" diye eklediğinde gülümsedim. Benim gülümsemem onu da güldürmüştü.

"O zaman bunu yavaştan alalım bayım. Ve son derece dikkatli olacağım ama daha önceden de dediğim gibi. Ben zaten seni tanıyorum."

•••

"Yani...Onu tanıdığını düşünürken dikkatli değilsin ve acele ettin" dedi Bom.

"Evet öyle yaptım. Öyle yaptığım için onu tam manasıyla tanıyamadım. Bu söz en çok o zaman acı verdi"

"Eh katil olduğunu bilmeden onu tam manasıyla tanıyamazdın" gözlerim tam arkasındaki malikaneye kaydı. O yoktu.

"Hayır. Hayır ondan bahsetmiyorum. Onu tam manasıyla tanıdığımda o...yoktu. Her şey bittiğinde onu tanıdım"

"Chaerin her ayrıntıyı bu kadar iyi aklında tutman..korkutucu. Yani o kitap sözlerini bile. Senin için diyorum. Onu unutmanı zorlaştıracak" dedi. Her gün o sözlere bakıyordum ben, her gün o anıları hatırlıyordum. Nasıl unutabilirdim ki ?

"Zaten onu unutabilir miyim emin değilim. Senden bunun için değil uyumak için yardım istedim. Açıkçası bunları içimde tutmayıp birine anlatıyor oluşum bile beni biraz da olsun rahatlatıyor"

"Bunu duyduğuma sevindim ama sana söz veriyorum. Bende benzer bir aşamadan geçtim. Bir erkek tarafımdam tüm güvenim yıkıldı, sarsıldım. Bu yüzden sana yardımcı olacağım ve onu unutturacağım" dedi masadaki elimi tutarken. Boştaki elimde olan sigarayı söndürürdüm. Duman şekiller çıkararak ikimizin arasında yükseldi.

"Umarım Bayan Park. Ya siz bana bunu unutturacaksınız ya da ben sizi bunun içine çekeceğim. Umalım ki senin istediğin olsun"

LOVE WITH A CRIMINALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin