Watching the fire is comforting 🔥

101 15 63
                                    

"Sadece yarım saatin var."

"O zaman...Sadece dinle"

•••

Derin bir nefes aldım. Annemin gittiği 2 hafta olmuştu. Haftasonuna geldik ve ben yine Jiyong'laydım. Önüme bir bira bıraktı. Ben istemiştim. Jiyong'un sarhoş olduğunu görmeyi seviyordum. Hafif kızaran yanakları oluyordu. Birayı elime aldım. Bu sefer ben onun gibi ateşi izliyordum. Şimdi neden ateşi izlediğini anlıyordum. Huzur veriyordu. Özellikle yaşadığın boktan şeyler üzerine.

"Sana kızgın olma sebebim beni kandırmandı" dedim.  Evet konuyu ilk ben açıyordum. Lakin ne kadar konuşsak da aramızda bu konunun konuşulmadığından dolayı oluşan bir gariplik vardı.

"Chaerin..." Sadece bunu dedi. Bana dünyaları demiş gibiydi.

"Seni tanıyorum." Dedim. Bana baktığını hissediyordum. Ona dönmedim. Dönemedim. Buna cesaretim yoktu.

"Bir adamı tanımak için düşüncelerini, acılarını, heyecanlarını bilmeniz lazım, hiç değilse"

"Seni tanıyorum" diye ısrar ettim. Onu tanıyordum. Dışarıda çiçeklere canı gibi bakan adamı tanıyordum.

"Benim düşüncemi biliyorsun;sen. Heyecanımı biliyorsun; müzik. Ama acılarımı bilmiyorsun Chae. Çok acım var" sessizce konuştuğunda gözlerimi kapattım.

"Her zaman dinleyeceğimi biliyorsun"

"Peki anlayacak mısın ?"

"Daha iyisini yaparım. İnanırım sana" dedim. İnanırdım. Yaşadığım son bir buçuk aydan sonra yanımdaydı. Ben ot gibi yaşarken beni besledi, bana baktı, beni dinledi. Artık kendi evim gibi kullandığım bu evde duvarlar ve o paylaştı göz yaşlarımı.

"Chaerin ben yapmadım"

"Ne ?"

"Ben yapmadım. Ben ö-öldürmedim. Onlar benim ailemdi. Canımdan öteydi. Ben sadece geç kalmıştım. Tek suçum buydu ama en ağırıydı çünkü geç kalmak beni hayatta bırakmıştı" duyduğum şeyle ona döndüm. Kalbim bu itirafla hızlandı. Ne oldu diye sormak istedim. Neden ? Nasıl ? O zaman kim ? Niye ? Ama dilim tutulmuş gibi sadece ona bakabildim. Kollarını tırnaklarına kadar çektiği uzun kollusuyla göz yaşlarını sildi. Onu ilk defa ağlarken görmek benim kalbimi yaraladı.

"Jiyong"

"Bana inanıyor musun ?" Tek soru. Umudun bağlandığı tek soru.

"Evet" Tek cevap. Tamamen dürüstlükle verdiğim cevap. Bana döndü. Yaşlı gözlerile bana baktı.

"Ailem GD Ent. Diye bir şirketi vardı. Biliyor musun ?" Dedi. Evet biliyordum. Orada müzik eğitimi veriyorlar ve idol çıkarıyorlardı. Meşhurlardı. Bilinen bir aileydiler. O idol şirketi dışında başka şirketlerde vardı ama Kwon ailesi bu şirketle biliniyordu. Ailedeki herkes müzik dahisiydi.

"Evet"

"Şuan en büyük şirketlerden olan JP Ent. Babamın üvey kardeşi tarafından kuruldu. O zamanlar meşhur değildi bu kadar. İdolleri başarılı değildi, şarkılar tutmuyordu" dedi. GD ent'ı olayı araştırırken öğrenmiştim ama olayda hiç JP Ent lafı geçmemişti.

LOVE WITH A CRIMINALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin