Görüyor musunuz? Savaş başlıyor...
Kapılar açılıyor, savaş artık benim için başlıyor...
***
"Ailen güç için sizi gözden çıkardı, peki sen ne yaptın?" diye sordum içim kanaya kanaya.
Burnumu sertçe çekip gözyaşlarımı ondan gizlemeye çalışmıştım anc...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
⚝
Sırt üstü uzandığım yatakta acıyla inleyerek kalktım. Başımda hissettiğim derin ve keskin bir ağrı gözlerimi karartmıştı. Gözlerimi kapatıp başımı ellerimin arasına aldığımda bir süre geçmesini bekledim.
Gözlerimi tekrar açtığımda komodindeki iğneyi görmüştüm, o anda anladım kolumda hissettiğim sızının iğneden dolayı olduğunu. Başımı sağa sola yatırıp kendime gelmeme izin vermesini bekledim. Baş ağrım çoğunlukla böyle zamanlarda daha çok olurdu, ama bir süre sonra geçmeye başlardı. Birkaç dakika sonra daha iyi hissettiğime kanaat getirip doğruldum.
Yerde duran ayakkabılarımı ayağıma geçirip ayağa kalkmayı başardığımda kapıya adımlayıp kapı kolunu tuttum ve sessizce açmaya özen gösterdim. Kapıyı arkamdan kapatıp aşağıdan gelen kahve kokusunu soludum. Merdivenleride yavaş yavaş indiğimde artık salonun girişinde dikiliyordum.
Görüşüm net bir hâl alınca Yağız Bey haricinde herkesin burada olduğunu gördüm. Hepsi bir yerlere geçmiş oturuyorlardı ve ellerinde duran kahveyi yudumluyorlardı. Başını yerden kaldırma işlevini ilk önce Azra gerçekleştirmişti bu yüzden beni ilk görende o oldu.
" Uyanmışsın," diye mırıldanıp hepsinin dikkatini toplamama neden oldu. Bakışlar aniden beni bulduğunda Elya koşarak yanıma gelip kollarını boynuma doladı. " Çok korkutun bizi aptal." Sitemli sesine sadece göz kırpıştırdım.
"İyiyim."
Hafifçe beline dokunup geri çekilmesini sağladığımda,"Banyo ne tarafta?"diye sordum. Azra da parmağıyla üst katı işaret ettiğinde usul usul başımı oynatmıştım.
"Sağdan ilk kapı."
"Bende geleyim mi? Hı?"
Elya'nın tebessüm eden suratı önümde belirince istemsizce dudaklarımı kıvırdım. "Tuvalete mi?" Demekle kalırken bir an düşünür gibi olup çocuk gibi kafasını salladı. Yüzündeki minnak minnak çiller yaptığı makyajdan bile görünür hale gelmişti.
"Gittiğimiz her yerde tuvalete aynı anda gittiğiniz düşünülürse şaşırmam,"diye laf atan Meriç ikimizinde odağı olmuştu. "Kerem, lütfen benim yerime bir tane çakar mısın şuna?" Elya'nın ciddilikten uzak ricası Bikem'in kıkırdamasına neden oldu.
Üzerimde gezinen bakışlara takılıp ilk Alkan'la göz göze geldiğimde dudaklarını oynatarak sessizce bir şey söylemeye çalıştı ama onu anında anlamıştım.
İyi misin diyordu.
Aslında iyiydim sadece kafamda derin bir uğultu vardı ve binbir düşünce.
Ona dürüst olup parmağımla başımı işaret ettim. Belki anlardı.
