46.ʙöʟüᴍ:"ᴋᴀɴʟı ʜᴀɴçᴇʀ"

14 1 0
                                    

"Kalplerimizde gök gürültüsü var

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kalplerimizde gök gürültüsü var."

Kaybolmuş bir ruh ne kadar acı çekebilirse yüz iki şuan o kadar acı çekiyordu. İçimde ona ayrılmış boşluk da can çekişiyor ama kendini ele verecek bir hamle de bulunamıyordu.

Kutan'ın babasına karşı attığı her baskıcı adımda Bars biraz daha bana siper oldu. Kutan'ın yüz hatları o kadar gerilmişti ki sanki öfke kaslarına kramp girmiş gibiydi. Dudaklarının köşesi gergin bir sırtışla kıvrıldı.

"Nasıl çıktınız oradan? Baran nerede?"

"En son mışıl mışıl uyuyordu,"derken takındığı tavır umursamazdı. "Hipnoza çok alışmış, malum artık kendisine gelmesi gerekiyordu."

Talat'ın birden gerilen sırtı bakış açımda inip kalktı. Ne hissetiğini anlayamadığım için içim içimi yiyordu.

"Bu kız için mi?" Sorusuyla birlikte aslında gözleri hepsini hedef almıştı çünkü Bars ve Aysar'ın da annesine silah çekmesini yediremiyor gibiydi. Parmağıyla en sonunda beni gösterdi. "Nereden geldiği bile belli olmayan bir kız için mi?"

"Bu dediğin kız için ellerimde gebereceksin biliyorsun değil mi?" Sesi korkutucu derece de sertlemişti. Talat'ın parmağı da yavaşça indi. "Ben senin babanım."

"Yeni mi aklına geldi Talat Kılıç?"

Bir süre sesini dahi çıkaramayan beden burnundan öfkeyle soludu. "Her şeyi açıklayabilirim."

"Artık çok geç, benim bir babaya ihtiyacım kalmadı,"dediğinde keskin elaları Bars'ın çaprazındaki beni buldu. "Ama ona hala var,"der demez beni tepeden tırnağa kadar iyice süzdü. Sanki bir enkaza bakıyor gibi bir hali vardı.

"O bir kalp kırıcı, onun yeri hep burasıydı. Geçmiş veya gelecek fark etmiyor, kurallar böyle." Ona doğrultulan namluya rağmen hala sesinden gizli bir otoriter havası süzülüyordu.

"O benim...Onun yeri benim yanım."

Babasına karşı öyle bir baktı ki birkaç dakika sadece odada nefes alışverişleri çınladı. Onlardan başka kimse sesini çıkaramıyor ama bir atak yapmak için anı kolluyorlardı. O saniyede gözlerim merakla Hisar'a döndü. Transta gibi bir hali vardı. Durmaksızın Caner'in çıktığı kapıya bakıyor ve elindeki silahı indiremiyordu. Kimse de dokunmaya kalkışmadı.

"Buradan kimseyi alıp götüremezsin, bunu o kafana sok evlat,"deyip çenesini daha çok dikleştiren Talat hiç sakınmadan Kutan'ın bıraktığı mesafeyi kapattı ve dibinde durdu. Tam o anda göğsüne denk gelen silahın ucu gerginliği daha çok tavan yaptırdı.

"İyi, o zaman cesetlerin arasında kendine bir yer seç. Nereyi beğenirsen,"derken kilidi kaldırırken parmağı tetiği buldu. Titrek bir nefes vermeye engel olamadım.

KALP KIRICI: FEVTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin