"Sadece sessizlik."
⚝
Vücudumda hissettiğim uyuşma artık katlanılmaz bir hal almıştı. Kaç saattir oturduğum koltuk artık bedenime yapışmış gibiydi en sonunda sendeleyerek arabadan indim. Arkamdan kapıyı çarpmama rağmen Ladin'den hiçbir homurdanma işitmemiştim.
Ladin'le evimden tereddüt dahi etmeden çıkmıştım hem de bir an bile arkama bakmadan. Birkaç dakika sonra yanımda yer edinen bedene göz kenarından bakınırken bir yandan da geldiğimiz evi göz hapsine aldım çünkü çok güzel bir evi vardı. Taştan duvarları evi bir çiftliğe benzetmeme neden olmuştu, tamamen köy havası seziyordum ve kocaman bir bahçeye sahipti. Tam olarak şehirden uzakta sessiz sedasızdı.
"Nasıl buldun?" Yanımdan gelen ince ses tonuna dudak büzerken konuşmaya koyuldum. "Çok güzel, hatta baya sevdim." Beğeni dolu bakışlarımı gün yüzüne çıkardığımda hâlâ omuz hizasından birbirimizle diyalog kuruyorduk. " Evet öyledir, eminim sana da iyi gelecek," dediğinde söylediğini destekleyerek hem baş sallayıp hem de sözlerimle onayladım.
" Umarım," derken ince ve uzun vücudunda tekrar gözlerimi gezdirdim. Üzerindeki elbise ile üşüyüp üşümediğini merak etmiştim hava epey serinlemişti ama ona rağmen rahatsız durmuyordu. Tekrar kendime döndüğümde nedensizce üzerimi düzeltme gereği gördüm.
Üzerimdeki deri ceket neyse ki biraz da olsa üşümemi engelliyordu.
" Girelim mi?" Omzuma dokunan ele dönmeyip yavaşa başımı salladığımda o da hemen önden beni yönlendirdi. Arkasından sakince adımlıyordum. Meraklı gözlerim hâlâ etrafı gözlemeye çalışırken önümdeki bedenden hafif bir gülme sesi yükseldi.
"Beni öldürmeniz için uygun bir yer, çok uğraşmadınız sanırım." Onu şakacı bir tavırla iğnelediğimde haksız olduğumu içten içe biliyordum.
" Özellikle seçtim, emin olabilirsin," deyince tek kaşı imayla havaya kalkmıştı ve hâlâ yüzüme haylazca bakıyordu ona göz devirip kollarımı birbirine kavuşturdum. " Şakacı seni," diyerek tip tip bakmaya devam ettim. Kıkırdayarak zile bastığında ise evin dışından kuvvetli bir ses duyuldu çana benzettiğim sesi ilk başta garipsemeden edemedim. Kaçıncı yüzyıldaydık acaba.
O anda kapıya yaklaşan adım sesleri tahta zeminden dolayı büyük ihtimal duyuluyordu. Gözlerimi ayırmadan kapıya baktığımda kapı yavaşça aralandı. Açılan kapıda görünen bedenle kaşlarım istemsiz bir edayla havaya kalktı çünkü o gece ki adam tam karşımda dikiliyordu.
" Yok artık," diye söylenirken sözlerime kulak asmayan çift gülümseyerek birbirlerine sarıldılar. Yeşil gözlerin sahibi dudaklarını kıvırarak Ladin'den ayrılmıştı. Açıkçası bu yeşil gözlülerin durmadan bana denk gelmesi belki de kötü şansımdandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP KIRICI: FEVT
FantasyGörüyor musunuz? Savaş başlıyor... Kapılar açılıyor, savaş artık benim için başlıyor... *** "Ailen güç için sizi gözden çıkardı, peki sen ne yaptın?" diye sordum içim kanaya kanaya. Burnumu sertçe çekip gözyaşlarımı ondan gizlemeye çalışmıştım anc...