"Dünyanın yanmasına izin verdim."
⚝
Boğazımdan aşağı akıp giden su zehir içmişim hissi yaratıyordu. Saatlerdir odamda oyalanmamın ardından aşağı inmiş ve kendime ikinci kez su doldurmuştum. Açıkçası midem her an patlayabilirdi çünkü karnım artık su içmekten davul gibi şişmişti.
Tezgahtan uzaklaşıp elimdeki bardağı durulayıp koyduğumda arkamda varlığını belli eden Aleda bir kez daha ayağını yere vurdu. Ritim tutarcasına vurduğu ayağını hiç kesmiyordu.
"Ben de gelsem olmaz mı?"
Mesele şimdi de depoya gelmek olmuştu gerçi ondan başka kimse ağzını açıp da gelmek istediğini söylememişti. Ondaki bu istek neydi anlamıyordum.
"Olmaz dedim ya."
"Olur, olur."
"Aleda, ben gel desem Beker bu sefer karşı çıkacak. Hem Alkan yanında kimseyi getirmiyor,"dediğimde boşu boşuna dudak büktü. "Ya başınıza bir şey gelirse?"
"O şom ağzını açmazsan bir şey olmaz."
"Tabii herşey benim iki dudağıma bakıyordu doğru,"diyerek beni tiye aldı.
Umursamadan her an açılmak üzere olan örgümü sırtıma doğru attım. Önümdeki saçları da kenara itelerken mutfağının çıkışına yöneldim. Aleda hala buzdolabına sırtı yaslı dikeliyordu.
"Sen de artık birşeyler ye, sofraya da oturmadın,"deyip mutfaktan çıktım. Beni gayet net duyduğunu bildiğim için cevap beklememiştim çünkü az önce yine masa kurulmuş ve herkes yemek için bir araya gelmişti. Ben az önce yediğimden kaynaklı sadece ağzıma bir iki lokma bir şey attım ama Aleda yemeğin ucuna dahi dokunmadı.
Durmadan midesinin almadığını söyleyip durmuştu. Yine de yemeli diye düşünüyordum.
Salondan geçip kimsenin olmadığını görünce gözlerim bahçeye kaydı. Bahçe kapısı aralıktı ve içeriye serin bir esinti vuruyordu. Odanın ferah havasından kendime küçük bir pay çıkarıp dışarıda oturan bedenlere göz gezdirdim. Aralarında sadece Kutan yoktu.
Bir de Bars.
Ailesi gibi aşkını da öldürdüğüm adam.
Paytak adımlar eşliğinde merdivenlerden çıkıp üst kata ulaşınca yine yönümü kendi odama verdim. Kutan'ın orada olduğuna inancım çoktu. Kapıyı açıp içeriye daldığımda odanın kasvetli havası beni bir an bozguna uğratmıştı. İçerisi ben çıktıktan sonra kapatılan cam yüzünden çok havasızdı.
Kalın perdelerin yarımca örttüğü pencerelerden çok ufak ışık sızıyordu. O küçük aydınlıkta gözlerim Kutan'ın yüz üstü yatmış bedeninde gezindi. Başının altındaki yastığa öylesine gömülmüştü ki yüzünün yarısı seçilmiyordu. Uyurken kapanan iki kalın dudağı hafif aralık ve o aralıktan düzenli nefesler alıp veriyordu. Gözüme oldukça huzurlu görünmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP KIRICI: FEVT
FantasíaGörüyor musunuz? Savaş başlıyor... Kapılar açılıyor, savaş artık benim için başlıyor... *** "Ailen güç için sizi gözden çıkardı, peki sen ne yaptın?" diye sordum içim kanaya kanaya. Burnumu sertçe çekip gözyaşlarımı ondan gizlemeye çalışmıştım anc...