32. BÖLÜM

11.9K 331 22
                                    

Selamlar!!

Oy verip düşüncelerinizi benimle paylaşmayı unutmayın.

İyi okumalar.









"Saçlarınıza kızılın yakışacağından eminim."

Saçlarımı düzleştirmeye çalışan kuaför kadının konuşması ile aynada kendi yüzüme odaklı gözlerim arkamdaki kadına kaydı.

Kızıl demişti değil mi?

Sert bakışlarımın etkisi altında kalan kadının elleri bir an duraksamıştı. Yanlış bir şey dediğini düşünüyor olmalıydı. Doğru düşünüyordu.

Duraksamış kadına fazlaca mesafeli sesimle "Elini çabuk tut." demiştim. O da direk işine dönmüş ve saçlarımı düzleştirmeye devam etmişti.

Ona saçıma hangi rengin yakışıp yakışmadığını sormamıştım. Gereksiz samimiyet bunaltıyordu beni. Özellikle çalışanlarla kurulan samimiyetten nefret ediyordum. Bu kızda saçımla olan işi bitene kadar çalışanım sayılırdı.

Yaklaşık yarım saat sonra saçlarımın işi bitmişti. Büyük su dalgaları yaptırmıştım. Son olarakta gösterişli ama boğucu olmayan bir makyajı tercih etmiştim. Saçlarımı yapan kız makyajıma da el atmıştı.

Gözlüklü, beyaz saçlı kızın makyajdan anlamadığı ap açık ortadaydım. Büyük bir ihtimalle yeni işe alınmış olmalıydı. Daha önce onu burada görmemiştim.

Rujumu sürerken ellerinin titremesini gördüğüm anda göz devirip olaya el atmıştım. Özellikle eyelinerimi kendim çekmiştim.

Bir aceminin ellerine kendini teslim etmek intiharla eş değerdi.

Telefonumu çıkarıp Erhan'a konumumu atmıştım. Partiye yarım saatten az kalmıştı. Ama bu kuaför kutlamanın olacağı otele yakındı. On dakikalık bir mesafeydi.

"İrem Hanım, buyrun kıyafetiniz terziden geldi. Arka odada. Hazırlanabilirsiniz."

Buranın sahibi olan kadın eliyle siyah kapıyı işaret ettiğinde kabaca başımı sallayıp odaya gittim. Elbisem gelmişti. Elbise yeni olmadığı için tadilat gerektiren ufak tefek yerleri vardı.

Odaya girdiğimde odanın tamamen boş olduğunu gördüm.
Bir sürü ayna ile kaplı duvarlar insanın yansımasını en net şekilde sunuyordu.

Üzerimdeki basit elbise, saç ve makyajıma hakaret gibi görünüyordu. Aynadaki yansımama karşı yüzümü buruşturup L koltuğun üstündeki poşetleri aldım. Kâğıt poşetlerin ağzını aralayıp göz attığımda gözüme beyaz-siyah elbisem çarptı. İçimdeki sinsilik baş gösterirken elbiseyi askısından tutup kaldırdım.

Elbise derin göğüs dekoltesine sahip bir elbiseydi. Göğüs dekoltesinin birinden yukarıya doğru kalın ve taşlarla süslenmiş bir askısı vardı. Elbise siyah ve beyaz olmak üzere iki tarafa ayrılmıştı. Bel kısmındaki iki rengin ayrım noktasında da askıda bulunan taşlardan vardı. Elbisenin bel kısmı dardı. Bu darlık kalçalarımda da devam ediyordu. Sonrada düz bir şekilde ayaklarıma kadar uzanıyordu. Tabi elbisenin derin yırtmacını atlamamak gerekiyordu. Dizimin bir karış üstüne kadar süren derin yırtmaç elbiseye fazlası ile idda katıyordu. Yırtmacın bir tarafı beyaz bir tarafı siyahtı. Bu kukağa daha simetrik geliyordu.

SEKRETER +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin