SEKRETER +18

16. BÖLÜM

Oy vermeyi unutmayın.

İyi okumalar.

Kapıdan bir sarhoş yalpalayarak çıktığında hızla uzanıp kapıyı tuttum. İçeriden gelen yüksek ses kulakları sağır etmeye yeminli gibiydi.

Elimi kulağıma götürme isteğimi bastırıp yoğunca ter ve sigara kokan odaya girdim. Ardımdan kapı çarptığı zaman irkilmiştim.

Karşımdaki kalabalık bana arkası dönük biçimde oturuyordu. Sahne ise bana doğru bakıyordu. Oda büyük olduğu için içerisi çok boğuktu.

Aydınlatma renkli ışıklarla olduğu için gözümü alıyordu.

Tanrım! Nasıl bir yere düşmüştüm böyle?

Etrafta gezen garsonlar ellerindeki içkilerle -Büyük bir ihtimalle içlerinde bolca uyuşturucu bulunan içkilerle- tüm odayı turluyorlardı.

Sağ ve sol tarafta L biçiminde koltuklar vardı ve üstünde bir sürü kişi oturuyordu. Geneli kucak kucağa olduğu için normal kapasitesinden daha çok kişi oturuyordu.

Sağ taraftaki kırmızı koltuğa gözüm takıldığında ufak bir ayrıntı dikkatimi çekmişti.

Cenk ve Bade...

Hmmm.

Bir koltukta kucak kucağa...

Ve Bade Cenk'in kucağında oturup kalkıyordu.

İçimdeki şeytanın sırıtmasına engel olamazken saçımla yüzümü kapatıp biraz daha onlara yaklaştım.

Demek kıyafet çıkarmadan seks yapmayı tercih ediyorlardı.

Ne kadar da hoş bir bilgi. Değil mi?

Telefonumu açıp kameraya tıkladıktan sonra çaktırmadan telefonun kamerasını onlara doğru çevirdim. Kamerayı yakınlaştırıp kayda geçtiğimde sırıtmadan edemedim.

Olanın ne zararı olurdu sanki?

Pezevenk Burak'a dersler 1

Sen sürtüklüğü geçmişsin oruspuluğa yol almışsın.

Yine mükemmel iltifatların için teşekkür ederim iç ses.

Alt yazı geçeyim onların yaptığı şerefsizlik değilse benimki hiç değil.

Cenk'in sevgilisi var. Ve Bade'de Amerika'daki şirket ortakları ile nişanlı. Ve tabiki Burak var. İkisinin de durumunu biliyor.

Pezevenk Burak!

Sinir kat sayımın arttığını hissettiğimde videoyu sonlandırıp asıl işime odaklanmaya çalıştım.

Kızıl vahşeti bulmam gerekiyordu.

O anda sahnedeki kızıl saçlar takıldı gözüme.

Ve ardından maske... Yüzünde maske vardı.

Ah Tanrım o üzerindeki beyaz elbise benim babamın milyonlarca lirasına hiç acımadan aldığım ve Yurdagül'e giymesi için verdiğim elbise değil mi!