34. BÖLÜM

13.7K 392 102
                                    


Bir sonraki bölüm şarkısı I see red olsun mu? Nasıl şarkı 😈

Diğer bölüm için bu bölüme rekor oy/yorum bekliyorum kdkdkdk

Bu arada kitapta İrem dışında hangi karakteri merak ediyorsunuz iç dünyası yaşantısı vb. ????

Hadi iyi okumalar kdkdkdk sırıtıyorum ben 😈







Salonun büyük kapılarından birinden çıktığımda ayağım sekteye uğramıştı.

"Lanet ayakkabı!" diye söylenerek lobiye vardığımda kendimi bulduğum ilk koltuğa attım. Bu ayakkabı ile biraz daha yürürsem çıkarıp bir yere fırlatacaktım.

Telefonumu çıkarıp Cenk'e gelmesine dair bir mesaj yazdığımda daha rahat bir pozisyona gelip sırtımı koltuğun başlığına yasladım. Sakindim. Sanki hiç bir şey olmamış gibiydi. Yarattığım kıyamet tanrının hoşuna gitmemiş gibiydi.

İçkinin verdiği kulak yanması hala bedenimi terk etmemişti. Kendimi huysuz hissediyordum. Bir şeylere saldırmak, parçalamak istiyordum.

Elbisemin yırtmacını düzeltip başımı ovuşturmaya başladığımda bir ayak sesi duydum. Lobi fazlası ile boş olduğu için en ufak ses bile fazla dikkat çekiyordu.

Başımı kaldırdığımda endişe ile bana bakan Cenk'i gördüm. Elinde telefonu vardı.

Bir şey söylemeden elindeki telefonu çekip aldım. Direk galeriye girdiğimde en sondaki videoya tıkladım ve kendime attım. Cenk ise ne yaptığımla ilgilenmiyor sadece bana bakıyordu. Bakışlarına karşılık vermedim.

İşim bittiğinde telefonundaki videoyu hem galeriden hem de çöp kovasından sildim. Video onda olsa da bir problem olmazdı ama yine de silmekte fayda olabilirdi.

Telefonu tekrar eline tıkıştırdığımda bakışlarının değiştiğini gördüm. İçeride yaşananların şaşkınlığını atmış olmalı ki yüzü normale binmişti. Şimdi bana asıl bakması gerektiği gibi bakıyordu. Yaptıklarımdan hoşnut olmadığı çok belliydi. Beni ayıpladığını yüz ifadesinden seçebiliyordum. Bir şeyler demek istiyordu. Bunun da farkındaydım.

Bu doğrultuda yüzüne bakmadan "Söyle hadi, içinde kalmasın." dedim. Ses tonum olabildiğince umursamaz çıkmıştı.

Bu ses tonum genellikle karşımdaki insanı daha çok çıldırtırdı.

"Bu yaptığın fazla değil mi İrem?" Cenk'in sorgulayıcı cümlesi kulağıma dolduğunda başımı kaldırıp yüzüne baktım. İfadesini hâlâ koruyordu.

"Para dolu zarfı eline tutuşturduğum gün fazla değildi, şimdi mi fazla oldu?"

Duygu barındırmayan sesim ona ulaştığında kaşlarını çattı. Söyleyecek bir şeyi yoktu. Ne söyleyebilirdi ki zaten?

"Tamam İrem. Dediğin gibi olsun. Ben gidiyorum. Başka bir şey var mı?"

Seviyeli konuşması sonrasında memnuniyetle başımı salladım. Vardı. Başka bir şey vardı.

"Resepsiyona git. Senin için özel süiti ayarladım. Bu gece iyi iş çıkardın ve fazlası ile gerildin. Bade ile güzel vakit geçirirsiniz diye düşündüm."

SEKRETER +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin