Gözlerimi ağır ağır kapatıp açarak karşımda ki adama baktım, düşünceler onu esir almış sessizliğini koruyordu. Derin bir nefes alıp yaslandığım koltuğa daha çok yaslandım, sanki yok olmak istercesine ama ben yok olmak değil onu unutmamak istiyordum.
"Yavuz Selim." Diye döküldü aciz dudaklarımdan onun adı. Başını usulca kaldırıp durgun bir şekilde baktı mavilerimin en derinine.
"Sanırım hafızam silindiği gibi bende yavaş yavaş siliniyorum yer yüzünden." Acıyla yutkunup zar zor konuştum, sanki boğazım görünmeyen eller tarafından sıkılıyordu nefes almama izin vermiyordu o eller.
Beynimin bana oynadığı oyunun ben kaybetmiştim, ruhum beş yıl önce ölmüştü bedenimde az az hergün ölüyordu.
"Düzeleceksin, hafızan yerine gelecek her şeyi hatırlayacaksın bu savaşı biz kazanacağız." Diye konuştu Yavuz Selim sert sesiyle, başımı usulca iki yana sallayıp onu reddettim.
"Ben bu savaşı beş yıl önce ailemi öldüren o adamın eline düştüğümde kaybettim, ben ruhumu kaybettim, benliğimi kaybettim." Dolan gözlerimi onun gözlerinden ayırıp dizlerimin üzerine duran ellerime çevirdim.
"Ama bana karşı olan savaşı kazandın dikenli yola rağmen ayaklarını kanata kanata bana geldin Ezka."
Sizlere yeni kurgum olan BUZ ÇIÇEĞI'ni tanıtmak istedim, yakın zamanda 1. Bölümünü sizlere sunacağım umarım beğenirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHİR
General FictionMutlu musun.?" Diye konuştu titreyen sesiyle, Islak kirpiklerimle ona bakmaya devam ettim. "Mutlusun tabi sen bir tek benim yanımda mutlu olamadın." Beni öldürmek ister gibi söylediği kelimeler nefessiz kalmama neden oldu. Gözyaşlarım usul usul yana...